Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Merve Kavakçının Meclisten yaka paça kovulmasını eleştirmiştim; tıpkı Leyla Zanada olduğu gibi...Çünkü toplumda kanayan bir yara varsa, demokrasinin sağlıklı işlemesi açısından, tartışma zeminini sokaktan parlamento çatısı altına çekmek gerektiğine inanıyordum. Bu tartışmada, tartışmanın taraflarının bulunması doğaldı.Türbanlılar üniversite kapısına konduğunda da karşı çıkmıştım. Çünkü üniversiteler herkese açık eğitim tapınakları olmak zorundaydı. Ne kadar çok insanı oraya çeker ve bilimin ışığıyla donatırsak o kadar iyiydi.Yadırgayanlar, kınayanlar oldu; ama görüşüm değişmedi.***İmam hatipler konusunda da öncekilerdeki kadar net tavrım:Hükümetin, pek çok olumlu hükümler taşıyan bir YÖK paketinin içine imam hatipleri sıkıştırıp getirmesinin savunulur yanı yok.İnsanların inançlarını özgürce yaşayıp ifade edebilmesi, kendisi gibilerin sesini meşru zeminlerde dile getirebilmesi başka şey, bir ülkenin eğitim ve istihdam politikasının imam hatiplere göre yeniden biçimlendirilmesi başka...İmam hatiplerin müfredatını inceledim.Yorumum şu:Okul, bilimin ışığında dünyayı sorgulayan nesiller yetiştirmelidir.İnançlara saygı ayrı şey, genç beyinlere aklın yolunda, fennin kuşkuculuğunda bir eğitim vermek ayrı...İmam hatiplilerin artık başbakan bile çıkarabiliyor olması, bir ülkenin istikbalinin buna göre kurgulanmasına yetecek bir mazeret olamaz.İki yanlışın biri bu...***İkinci yanlışa gelince...AKPnin tasarısı Meclisi alarma geçirdi. Üniversiteler ayakta... Sivil toplum konuyu gündemine aldı. Kampanyalar açıldı. Basın, İmam hatipler üzerine yazı dizileriyle konuyu içeriden anlamaya çalışırken, toplumu germeme konusunda hükümete çağrılar yapıyor.Bu ortamda önceki gün gelen zehir zemberek Genelkurmay açıklaması, askeri yeniden siyasi tartışmaların içine çekti.Bu açıklamayla sorun, bir kez daha kışla ile cami arasında bir ikileme dönüştü. Oysa nicedir, gündelik tartışmalarda mesafeli bir tavır alan Genelkurmayın tavrı, büyük övgü topluyordu.Acaba son açıklamanın dozajının sertliğinde, Genelkurmay - hükümet yakınlığına dair söylentilerin yaygınlaşmasının rolü olmuş mudur? Acaba, 1950lerde Başbakan Menderese yakınlığı nedeniyle, genç subaylarca yakalanıp Yassıadada yargılanan Genelkurmay Başkanı Org. Rüştü Erdelhundan beri hükümetlere mesafeli durmayı şiar edinen Karargah, burada da aynı kaygılarla mı hareket etmiştir?Siyasi literatüre geçen adıyla, "Erdelhun Kompleksi" mi hortlamıştır?***AKP, imam hatiplerin etki alanını normal liseler aleyhine genişleten bu tasarıyla, hem tabanına mesaj vermeyi, hem de açılabileceği sınırları ölçmeyi amaçlıyor olabilir.Ama görünen o ki, bunu yapalım derken ortamı yok yere gerdiler.Belki yarın tabanlarına "Gördünüz işte, elimizden geleni yaptık" deyip tasarıyı geri çekecekler; ama bu türden "yoklamalar", zihinlerdeki kuşkuları kalıcı hale getirecektir.Malum;İki yanlış, bir doğruyu götürür. can.dundar@e-kolay.net Bu köşeyi izleyenler bilir: Burada kategorik reddiyeler ya da methiyeler yapılmaz; somut duruma göre tavır alınır.