Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Elleri önden kelepçeliydi.İki koruma eşliğinde hücrelerine kapatıldılar.Yassıada'da yargılamalarını yapan Yüksek Adalet Divanı, haklarında idam cezası vermişti. Menderes dışındaki 14 idamlık, karar okunduktan sonra İmralı'ya sevk edilmişlerdi.Menderes, intihara teşebbüs ettiği Yassıada'da tedavideydi.Onlar darağacını beklerken Ankara'da Milli Birlik Komitesi 15 idamdan sadece 3'ünü onaylamıştı.Devrik Cumhurbaşkanı Bayar affedilmişti.Bu karar, 15 idam bekleyen bazı ihtilalci subayları öfkelendirmişti."Türk Silahlı Kuvvetler Birliği" denen bu gruba mensup bazı genç subaylar o akşam vapurla İmralı'ya geldi. Elleri silahlıydı. "Kalanların infazını, burada biz yapacağız" diyorlardı.Durum, Yassıada komutanı Tarık Güryay'a bildirildi. Güryay emrindeki askerlerle derhal İmralı'ya geçti. İdamlıkların kendilerine teslim edilmesini isteyen subaylarla görüştü."Olmaz. Onlar benim korumam altında" dedi Güryay...27 Mayıs sabahı Polatlı topçu okulundan fırlayıp Bayar'ı vurmak üzere Çankaya'ya koştuğunu anlattı:"Kurtulmasına ben de üzüldüm, ama şimdi onlar benim namusuma havaledir. Dokunamazsınız" dedi.Subaylar, "Almadan gitmeyiz" dediler."O zaman çatışırız" dedi Güryay... İskeleye mevzilendirdiği askerlerini gösterdi.Subayları gönderdi.***Bu inanılmaz sahneyi, Nahit Saçlıoğlu'ndan dehşetle dinlemiştim. "Güryay'ın bu hayati davranışının bilinmesini isterim" demişti, tarihe not düşercesine...1990 yılıydı."Demirkırat" belgeselini yapıyorduk.Saçlıoğlu Yassıada'da idam kararını veren yargıçlardan biriydi. Yassıada'da verdikleri kararlardan sonra 27 Mayısçılar "Şimdi düşmanınız çok olur, yurtdışına çıkmak isterseniz, gönderelim; dokunulmazlık isterseniz Meclis'e alalım" demişlerdi.O, meslekte kalmayı seçmişti.Askeri Yargıtay'da iken "anayasayı silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs"ten yargılanan Talat Aydemir'in ve Deniz Gezmiş'in idam dosyaları önüne gelmiş, her ikisine de karşı oy vermişti.Gerekçesi, yıllar sonra hukukun temel normlarından biri haline gelecekti:"Anayasayı değiştirmek için elverişli vasıtalara sahip olmamak..."Ancak bu karşı oy, ikisinin de idamını engelleyememişti.***42 yıl yargıçlık yaptıktan sonra Anayasa Mahkemesi üyeliğinden emekli olunca köşesine çekilmiş ve bizden önce bir tek Uğur Mumcu'ya konuşmuştu. "Yargıçlar konuşmamalı" görüşündeydi. Bu yüzden anılarını da yazmıyordu.Belgeseli birlikte hazırladığımız Bülent Çaplı'yla beni Ankara'daki mütevazı evinde kabul etmiş ve "yazılabilecek anıları"ndan bazılarını kameraya anlatmıştı:Mahkeme salonunda Menderes'in yan yana oturduğu Bayar'a nasıl sırtını döndüğünü...Adeta hapis hayatı yaşadıkları Panorama Oteli'nde duruşmalardan sonra nasıl zabıtları okuyup ertesi günkü duruşmaya hazırlandıklarını...Odalarına konulan dinleme cihazlarını nasıl fark ettiklerini...vb."Demirkırat"ta konuştuğu bölüm, 15 yıl sonra ilk kez önceki hafta sonu yeniden yayımlandı.Ve önceki gün, Saçlıoğlu'nun ölüm haberi geldi.Türkiye'nin kaderini değiştiren davaların hâkimiydi.Anılarının pek azını anlattı bize; sırlarını beraberinde götürdü. can.dundar@e-kolay.net 15 Eylül 1961 Cuma günü İmralı adasına yanaşan feribottan 14 DP'li indi.