Terörün barbar yüzü ekranda bütün çıplaklığıyla görünse de teröristlerin yüzü görünmüyordu.Aralarında Türkçe konuştuklarına göre "tanıdık" olma ihtimalleri büyük... Ama ekranda görünmeyen zanlılar arasında bana daha "tanıdık" gelenler var.* * *Sayalım:Su tesisatçısı Murat Yüce, Fellucede Amerikan üssü inşa eden bir Ürdün şirketinin Türk taşeronu Bilintur firmasında çalışıyormuş.Şirket, Amerikalıların temizlik işlerini yapıyormuş.Tepe grubuna ait bu kampta çamaşır suyu bitmiş.Aslında kamptaki Amerikalıların kantininde çamaşır suyu varmış, ama oradan Türk işçilerinin alışveriş yapması yasakmış. Şantiye şefi, - görevi olmadığı halde - Muratı çamaşır suyu almaya başka bir kampa göndermiş. Gönderdiği kamp 230 kilometre ötedeymiş.Murat gitmiş ve geri dönmemiş.Merak ediyorum: Acaba katil kim?* * *Cinayetten sonra Uluslararası Nakliyeciler Derneği, Iraktaki Amerikan birliklerine mal taşımayı durdurdu. Buna karşın Ro - ro Gemi işletmecileri ve Kombine Taşımacılar Derneği, "Devam" kararı aldı.Dernek Başkanı Saffet Ulusoy "1 - 2 kötü hadise olabilir. Ölen ölmüştür" deyip Irakın ihracat ve taşıma açısından 3 - 4 milyar dolarlık bir pazar olduğunu hatırlattı. "Bu para karşısında 1 - 2 canın ne önemi var" demeye getirdi.Risk dozu çok yüksek olan Iraka sağlam firmaların pek gitmediği, daha çok borçlu firmaların "can havliyle" çalıştığı ve alacakları biriktikçe iyice batağa saplandığı biliniyor. Ama onların bu "zaruri gözü karalığını", ateşe attıkları çalışanları ödüyor.Ve biz merak ediyoruz: Katil kim?* * *Devam edelim:Amerikanın taşeronluğunu yapanların tehdit edildiği ortadayken ayda yaklaşık 50 bin araç, Habur kapısından Iraka giriyor.Onların güvenliğinden Amerika sorumlu...İşgal ordusu, Iraka giren araçları konvoy halinde taşıyor.Yükünü boşalttıktan sonra da, onları korumasız, kaderine terk ediyor.Siz de katili merak ediyor musunuz?* * *Önceki hafta Koredeydim. Irakta kaçırılan bir Korelinin öldürülmesinden sonra nasıl kıyamet koptuğunu, hükümetin, ölenin ailesine ve kamuoyuna nasıl hesap verdiğini bizzat gözledim.Türkiye, Murat Yücenin kaçırıldığından bile haberdar olmadı.İnfazdan sonra da Dışişleri, Iraka gidecek şoförlere "Amerikan konvoyuna katılın" uyarısı yapmakla yetindi.Basın sadece tetiği çeken maşalara küfrediyor.Oysa "zanlılar listesi" uzun...Ve "asıl fail", yani hukuku hiçe sayarak Irakı işgal edenler, listenin başında oturuyor.İşgalcinin "temizlik işleri"ne girenler, Ebu Gıreyb işkencehanesini inşa edenler ise "işbirlikçi" damgası yiyor ve bedelini, ekmek peşindeki masum insanlar ödüyor.Çare, bu haksız işgalin bitirilmesi ve bölge güvenliğinin, insanlığın ortak örgütü Birleşmiş Milletlere devredilmesidir. O zamana kadar, Türkiye bu bataklıktan uzak durmalıdır. can.dundar@e-kolay.net Vahşetin bandını izledim. Silahlı üç caninin, korumasız bir işçiyi nasıl soğukkanlılıkla katlettiğini gördüm.
Özay Şendir
Gerçek savaş mı yoksa danışıklı savaş mı?
23 Haziran 2025
Tunca Bengin
Nobel Barış Ödülü adayı ‘savaş’ dedi
23 Haziran 2025
Cem Kılıç
Yabancı parayla ücret olur mu?
23 Haziran 2025
Didem Özel Tümer
İran’da zorla rejim değişikliği mümkün mü?
23 Haziran 2025
Abdullah Karakuş
Bundan sonra neler olacak?
23 Haziran 2025