Nasıl da Türkiye’ye benziyor huduttaki toprak... Hem onca verimli, hem asırlardır çorak...
Çöl kadar ıssız, sakin, tekinsiz görünüyor; dibiyse ha patladı, ha patlayacak bir tuzak...
O pusulara genç şehitler gömerek yürüyoruz barışa giden yolu...
Faili meşhur ya da meçhul kurbanlar, yitik canlar, kopmuş kollar bacaklar, kesilmiş kulaklarla kaplı berbat bir mazinin üzerinde, canımız yana yana, korkudan seke seke, ümit ve kaygıyla yürüyoruz, barış denilen uzak ülkeye...
Her yürüyüşte yolumuza çıkan pusular, saldırılar, mayınlar, bombalar hafızamızda...
Her iki tarafa silah satanlar, savaştan maaş alanlar, dağı mekân tutanlar, savaşın lordları tuzak döşüyor yola; sulhun adı bile girmesin mayın tarlasına diye...
Barış isteyenler, “hain”, “gafil”, “hasım” ilan ediliyor yine...
Ama olmuyor bu sefer...
Durmuyor barış yürüyüşü; mayın yüzünden...
Yürüyor ümit; mayına rağmen...
* * *
Belki de toprağın kana doyduğu noktasındayız zamanın...
Ondandır mayınların temizlenmesinden, silahların gömülmesinden, dağdakilerin affedilmesinden bahis açılması...
Ondandır, “mayın yerine aş, silah yerine iş, kan yerine can” seslerinin duyulması...
“Bu kez ciddi umut varmış, silahlar susacakmış, af çıkacakmış” lafının Çankaya’dan dağ kayalıklarına bunca hızlı ulaşması...
Yıllarca her çözümün önüne dikilen ağızların şimdi affı telaffuza başlaması...
Ola ki hepsi, kana doymasındandır toprağın...
* * *
30 senedir öfkeyle çekiştirip durduğumuz kanlı urgan kopmak üzere artık...
İp kopup da çekiştirenler iki yana devrildiğinde göreceğiz savaşın kazananı olmadığını...
Aynı yaştan, aynı topraktan, aynı mahallelerin çocuklarını birbirine kırdırdığını...
Aynı ocaktan anaları ağlattığını...
Gözyaşının dili, dini, rengi olmadığını...
Mayınları çıkarıp silahları gömeceğiz yerine; şehitlerimiz, acılarımız ve öfkemizle birlikte...
Berçalan’da piknik yapacağız... Cudi’de kayak... mayın tarlasında tarım... karakolda düğün...
Bu ümidi baltalayanlar, ağır vebal altında kalacak.
Kana doymuş, anaların gözyaşıyla sulanmış toprakta yeni bir hayat kuracağız, mayına, hayına inat...
Tanka değil okula harcayacağız parayı; dağları boşaltıp kızları okula yollayacağız.
Bomba değil, havai fişek atılacak nevruzlarda... Korucular, barışı koruyacak bundan böyle...
Yine sazları, ırmakları, çakıl taşları olacak Kemal Burkay’ın...
Belki bir de kedisi...
Şehre bir film gelecek.
İklim değişip Akdeniz olacak.
Gülümseyin.
Özay Şendir
Ayıplı bir tartışma, 'işine yarayacak'
14 Mayıs 2025
Didem Özel Tümer
Türk şirketlere BAE’de finansa erişim kolaylığı
14 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
En son imparator!
14 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
EOKA’nın köyünde ölümle burun buruna! Neşe Karaböcek’ten Kıbrıs anıları…
14 Mayıs 2025
Dilara Koçak
Yaz gelmeden detoks değil, denge zamanı
14 Mayıs 2025