Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

***Bizzat tanık olunmuş bu sahne, göçmenlerin Batılıları kendi evlerinde turiste dönüştürdüğünün belgesi...1960ların ilk konuklarının torunları şimdi ev sahibinin eskimiş koltuğuna yerleşirken Avrupa kamuoyundan çığlıklar yükseliyor.Time dergisinin "Türbanlı Mona Lisa" kapağı bu paniği simgeliyor.Kapaktaki başlık ise sorunu özetliyor: "Avrupanın Kimlik Krizi: Çokkültürlülük öldü mü?"***Aralık başında Amsterdam gezisi dönüşü bu sütunda çokkültürlülüğün kalesi sayılan Hollandanın "Maalesef modelimiz çöktü" itirafına yer vermiştim."Hoşgörü efsanesi"nin iki bıçaklık canı olduğu anlaşılmıştı. Bir film yönetmenine yönelik vahşi saldırı ırkçılığı hortlatmış, camiler yakılmıştı.Bir Hollandalı profesör, "Tolerance (hoşgörü) sandığımız şey, meğer ignorancemış (kayıtsızlık)" diye itirafta bulunuyordu.***20. yüzyıl Batının büyük zikzaklar çağı oldu. 1960ların nihilist, protest kuşağı 80lerdeki çocuklarına, dağılmış aileler, mutsuz kitleler, uyuşturucu ve intihar batağı bıraktı.Ve Batı, inançsızlığın panzehirini dine dönmekte buldu.Garbın ateist gettolarından, Doğu Blokunun kilise enkazlarından, Çin duvarının ardından yeniden çan sesleri yükseldi. Lakin teşvik edilen "dine dönüş" sırasında, hesapta olmayan bir din daha tırmandı: İslam.***Avrupanın yükselen milliyetçilik ve Hıristiyanlık dalgası içinde dışlanan ve kimlik krizine düşen göçmenler de aradıkları barınağı kendi dinlerinde buldu.Karşılıklı tırmanışın yarattığı gerilim, 11 Eylülün din kostümlü terörüyle tam bir çatışmaya dönüştü.Avrupa, sorunu "dışlananların tepkisi" olarak görüp kucaklayıcı tedbirler almak yerine, gelişmelere "Medeniyetler çatışması" mührünü vurdu. Böylece, hafızasında korkunç anılar bırakan "genetik ayrımcılık"ın yerine "kültürel ayrımcılık"ı koydu.Böyle yapmakla İslama da "Yeni Haçlı seferleri karşısında mazlumların yegâne sığınağı" unvanını bahşetti. Müslümanlığa yönelim hepten arttı.***Batı iyice korktu.Panik, baskıyı getirdi.Çokkültürlülük adına yıllar yılı teşvik edilen -ve Türkiye gibi AB adaylarına zorla kabul ettirilen- ana dilde yayınlar, dersler, kültür koruma programları "Entegrasyonu zorlaştırıyor" gerekçesiyle iptal edildi.Avrupa kendi değerlerinden vazgeçti. Sorunlara çare olarak sunulan din, bizatihi bir sorun olarak karşısına dikildi.Şimdi iki büyük din de birbirine karşı güvensizlik içinde büyüyor.Türkiyede misyonerlik faaliyetlerinin yarattığı korku ile Batıda Müslüman nüfusun artma endişesi birlikte gelişiyor ve ırkçılığı tetikliyor.Ve herkes yaklaşan tehlikeyi seziyor: 21. yüzyıl, bir dinler çatışmasına gebe görünüyor.***Peki bu gidişat nasıl durdurulur?Geçen hafta çokkültürlülüğün bir başka kalesi sayılan Avustralyadaydım. Avrupada çöken modelin orada hâlâ ayakta olduğunu gözledim.Bunun sırrı neydi?Birkaç gün bunu yazacağım. can.dundar@e-kolay.net Londranın Türk mahallesinde bir bakkal... Tezgâhta bakkal ile çırağı... Dükkâna bir İngiliz müşteri giriyor. Bakkal, çırağını dürtüyor: "- Oğlum baksana turist geldi".