Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ertesi gün Türkiyenin kaderi değişecek. Avrupalı parlamenterler, siyasetçiler, yazarlar AB zirvesine saatler kala durumu değerlendirmek üzere stüdyoda hazır.Ekranda ise 2 saattir "Ünlüler Çiftliği" var. Ahu Tuğba ve çiftlik arkadaşları, geyik muhabbetinde... Leyla Adalının sabah nasıl gürültü yapıp Bora Genceri uyandırdığı tartışılıyor uzun uzun...Saatler geçiyor, stüdyodaki Avrupalı parlamenterlerin hayretle izlediği bu manasız itişme bitmek bilmiyor. Nihayet duvardaki takvim 17 Aralıka dönerken yayın başlıyor. Ve Ali Kırca, ülkenin tarihinde yepyeni bir günün başladığını müjdeliyor. Perşembe gecesi Siyaset Meydanında Avrupa Birliğini tartışmak üzere bekliyoruz. Ertesi günkü izlenme raporları onu yalanlıyor. "Yeni gün" eskinin aynı... Tarihi adım filan da kimsenin umuru değil."Ünlüler Çiftliği", "en çok izlenen 100 program" arasında 20nci sırada...Siyaset Meydanı ise 99uncu...23.55te Çiftlikin yüzde 5 reytingi var. 24.00te Siyaset Meydanı başlayınca bu, 1.2ye düşüyor. Yani Ahu Tuğba tartışması bitip AB tartışması başlayınca seyirci kapatıp yatıyor. Bunu programın zaafı sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Çünkü ertesi gün Başbakanın tarihi açıklamaları da "Gelinim Olur Musun?" karşısında ağır hezimete uğruyor.Türkiyenin müzakere tarihi alması, Semranımın elenip altınları kaptırması kadar ilgi görmüyor.Daha şaşırtıcısı şu:Ülkenin okuyup yazmış, varlıklı kesimlerinden oluşan, "AB grubu"nda Çiftlik seyircisi daha fazla... Ortalama seyircide 20. sırada olan program, AB grubunda 13. sıraya yükseliyor.Yani tahsilliler de magazine dost, ABye uzak...Merak ediyorum; bu AB ile ABye giriş nasıl olacak? Tahsillinin Çiftlik sevgisi Biliyoruz ki, Avrupada da durum farklı değil; hatta bu illet bize Batıdan armağan...O yüzden ABde fazla yabancılık çekmeyeceğimiz söylenebilir. Ama Avrupalıların biraz çekeceği kesin.Şaşkınlık haberlere sızmış durumda:Boston Globeda yazan H.D.S. Greenway, Türkiyenin "Avrupa değerleri"ne uyup uyamayacağını soruyor ve Türk Başbakanının zinayı yasaklama girişimini hatırlatıp "Zavallı Erdoğan, Avrupa için zinanın ne kadar önemli olduğunu bilmiyor" diyor.Ertesi gün European Voice, bu yazıyı tartışmaya açıyor: "Zina gerçekten bir Avrupa değeri midir?"Avrupa, Türkiye üzerinden kendini tartışıyor.O yüzden bizim "ABye girince kokoreç yiyemeyeceğiz" diye endişelenmemize gerek yok; tersine Avrupalılar yakında her köşede bir Türk kokoreççisi açılmasından endişeli... Özetle "Avrupa, Avrupa duy sesimizi" sloganının devri kapandı.Artık Avrupa biziz ve bundan böyle Avrupadan cihana ulaşacak sesimiz... "Türkiye duy sesimizi..." Şaka bir yana dünkü Avrupa gazeteleriyle Türk gazetelerini kıyaslayınca insan, diplomasinin ustalığına şapka çıkarıyor.Çünkü aynı sonuca bakıp herkes kendi zaferini ilan ediyor.Avrupalı meslektaşlarımızı şaşırtan alkışlı basın toplantısında Erdoğanın yüzünden "Zafer benim" mesajı okunuyordu.Ama AKP fazla ümitlenmesin:AB tarihi, müzakerelere başlayan hiçbir partinin, müzakerelerin sonunu görmeye ömrünün yetmediğini gösteriyor. İktidar partisi, ağır tavizlerle dolu bir yıpranma sürecine hazır olmalı.Bu yüzden Erdoğanın halkı oyalayacak kaynanalarla gelinlere ve çiftlik geyiğine daha çok ihtiyacı var. can.dundar@e-kolay.net AKPye kötü haber