Doğru cevap, "Kendi hayatını kurtarabilir" olacaktı.Yapamadı.Ve kırmızı pelerinine bir Hollywood efsanesini de sararak uçup gitti sessizce...* * *Süpermeni 1933te Ohiolu iki genç yaratmıştı.Doğduğunda böyle anlı şanlı bir film yıldızı değil, bir çizgi roman kahramanıydı.Ama cesur, gözüpek ve adil bir kahraman...Horlanmışların, itilip kakılmışların, güçsüzlerin safındaydı ilk Süpermen... Toplumun iliğini sömürenlere karşı, çulsuzların hızırıydı.Topyekün çamura bulanmış bir toplumda nerede bir haksızlık görse orada bitiyor, hırsızın, kaçakçının, rüşvetçinin, işbirlikçi polisin, askerin, bürokratın beynine biniyordu. Haksız yere ölüm cezası almış bir mahkumu elektrikli sandalyeden kurtardığı bile olmuştu.* * *Korkmaz Alemdar ve Raşit Kaya, "Kitle İletişiminde Temel Yaklaşımlar" kitabının (Savaş Y., 1983) girişinde Süpermenin tasarımında 1929 krizinin etkili olduğunu belirtir:"Amerikan toplumunun geçirdiği ağır bunalımda adaleti sağlamak, gerçeği savunmak ancak kimseden korkusu olmayan, düş ürünü, olağanüstü yaratıkların harcı olabilirdi" çünkü...5 yaşında daha büyük bir yayınevine transfer olur Süpermen...Yayınevi, krizde içki kaçakçılığından servet yapmış işadamlarının kontrolündedir.O sırada savaş patlar ve Süpermen seferberlikte askere yazılır.Artık zenginden alıp fakire veren bir Robin Hood değil, bordrolu bir kamu görevlisidir.Bundan böyle adaleti değil, düzeni savunacaktır.* * *Süpermenin yazgısı, Türk mafyasının yazgısına ne kadar da benziyor."Babalar" da başta, hukukun işlemediği bir diyarda adalet dağıtan "kabadayılar" olarak doğmuştu.Kimsesi olmayanlar, devlet kapısında derman bulamayanlar, sarılacak dal arayanlar onlara koşar, yardım dilerdi.Onlar da - Yılmaz Güneyin Umutsuzlarda eşsiz bir örneğini verdiği - "delikanlılık raconu" gereği mazluma sahip çıkar, gereğinde devletle çatışmak pahasına fukara hakkını savunurlardı.Sonra devlet uyandı. Babalarla çatışmak yerine onları kadroya aldı.Rantı paylaşmak koşuluyla silah, uyuşturucu kaçakçılığı yapmalarına göz yumdu. Ceplerine pasaport koydu. Ayak işlerini onlara yaptırır oldu.Ve dünün "Kabadayı geleneği"nden, gününün mafyası doğdu.* * *Ama attan düşmeyegör bir kez...Yıllarca seni sırtında taşıyan o hayvan, bir anda Azrailin oluverir.Christopher Reeve, 1995te kendini yere çalan atın kurbanı olarak tekerlekli sandalyeye mahkum olmuştu.Süpermeni yaratıp sonra da zengin yayınevlerine pazarlayan gençler, en son 70lerde Kaliforniyada bir kütüphanede yoksulluk içinde yaşarken görülmüştü.Devletin istihdam ettiği mafya babaları da, attan düşmüş efsaneler gibi birer ikişer yoldan toplanıyor bugün...Düzen, kendine yeni bekçiler buldu.Adalet ise hala kurtarıcısını bekliyor. can.dundar@e-kolay.net "Uçtum, aşık oldum, dünyayı geri çevirdim, çocuklarla dostluk kurdum, ağaçlardan kedi kurtardım. Süpermen başka ne yapabilir ki" diye sormuştu Christopher Reeve...