Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

"Bana bir film teklifi var. Senaryo senin ilgi alanına giriyor. Bir göz atıp fikrini söyler misin" dedi.Kendisiyle bir röportaj yapmıştım. Yakın tarihe ilgimi biliyor. "Olur" dedim."Eve Dönüş"ün senaryosu geldi. Konu, 12 Eylül'dü. Senaryo uzmanı değilim, ancak anlatılanlar, yaşadıklarımıza, dinlediklerimize tıpatıp uyuyordu.Kekilli'ye senaryoyu gerçekçi bulduğumu söyledim:"Yani Türkiye'de 1980'de bir darbe olduğu, insanların böyle işkence gördüğü doğru mu?" diye sordu.İşte o zaman irkildim.Yeryüzünde bunu bilmeyen yoktur sanıyordum. Oysa 12 Eylül'ün üzerinden çeyrek yüzyıl geçmişti ve o yıllarda ana rahmine düşen kuşak, biraz da o darbenin gayretiyle maziden kopuk yetişmişti.Sibel Kekilli, eylülde Antalya'da kendisine çevrilen kameralara bu telefon diyaloğumuzu biraz da gülümseyerek hatırlattı.O filmdeki rolüyle "En İyi Kadın Oyuncu" ödülünü almıştı.* * *Dün Aktüel'de, yıldızı parlamakta olan bir başka gençle, "Hatırla Sevgili" dizisinin başrol oyuncusu Beren Saat'le bir söyleşi vardı. Benim de senaryo danışmanlarından olduğum Hatırla Sevgili, 1950'li, 60'lı yılları anlatan bir dönem dizisi... Beren Saat, Menderes dönemi ve 60 ihtilali konusunda bilgilenmek için bizim "Demirkırat"ı okuduğunu söylüyor ve ekliyor:"İki ihtilal de ben doğmadan oldukları için bana uzak geliyordu. Ama anneannem, üzerinde '27 Mayıs 1960' yazan gümüş bir alyans verdi; dedeminmiş. Devletin altın alyansları topladığını söyledi. Onunla konuştukça aslında ne kadar yakın bir dönem olduğunu anladım. Bu kadar yakın olması beynime bir kurşun sıktı."* * *Bir kuşağın nasıl tarihinden koparıldığını bu samimi satırlar da gösteriyor.Bahsedilen dönem, milat öncesi filan da değil üstelik; kendilerinin ya da en fazla annelerinin doğduğu yıllar...Yine de onca yakını bunca uzak farz edilip görmezden geldikleri için onları suçlayabilir miyiz?Okuldaki tarih kitapları 1940'larda gelip durmuyor mu?En yaşlı partimizin tabelasında "Doğum yılı: 1983" yazmıyor mu?Koca CHP'nin arşivi yok edilmişken, tarih tabularla kuşatılmışken, perdeler, ekranlar tarihe hiç yüz vermemişken ve ana babalar "Biz yandık, çocuğumuz yanmasın" diye yaşananları çocuklarına anlatmamışken onlara "Niye öğrenmediniz?" diye sorabilir miyiz?* * *Lakin bugün "tarihin dönüşü"ne tanık oluyoruz sevinerek...Kayıp ailesini arar gibi tarihe merak salan bir kuşak geliyor.Menderes dönemini, Susurluk skandalını,Çanakkale destanını anlatan diziler ciddi izleyici buluyor. Bundan cesaret alan televizyonlar, Demirel'in Zincirbozan sürgünü gibi yakın çağ tarihimizin ilginç sayfalarını ekrana getirmeye hazırlanıyor.80'lerde geçen "Babam ve Oğlum" gişe rekorları kırıyor.Tarihçilerin kitapları ve biyografiler "en çok satanlar" listelerinin zirvesine yerleşiyor. Dizilerin, filmlerin kışkırttığı ilgi, gençleri daha derin bilgilenmeye sevk ediyor.Tarih yeniden keşfediliyor.* * *Bu, hepimizi sevindirmelidir.Çünkü dün, bugün yaşadığımızın ipuçlarını verir; yarın için bize yol gösterir.Bizi aynı kuyulara düşmekten kurtarır. Bu anlamda tarihin dönüşü, talihimizin dönüşü olabilir. can.dundar@e-kolay.net Bir süre önce Almanya'dan Sibel Kekilli aradı.