"İçimde kaldı" demiş, "Keşke bir tokat atsaydım".Bu tokat meselesi, Nâzımın az bilinen bir şiirini hatırlattı bana...İhaneti iyi tanıyan bir şairden...Kadının asla unutmayacağının belgesi olarak:"Bir küvet hikâyesi":* * *Süleymana karısı telefon etti:- Konuşan ben, / ben, Fahire.Tanımadın mı sesimden?Demek çok bağırdım birdenbire.Çığlık mı? / Belki...Hayır, / çocuklar hasta değil.Dinle beni: / İşini bırak da gel,çabuk ol ama. / Telefonda anlatamam, / olmaz.Daha kıyamet kadar vakit var akşama.Saatlar, saatlar, / kıyamet kadar.Sorma. / Dinle beni...Hemen vapur bulamazsanÜsküdara kayıkla geç.Bir taksiye atla.Paran yoksa / patrondan avans al.Yolda hiçbir şey düşünme,mümkün mertebe yalansız gelmeye çalış.Yalan kuvvetliye söylenir / ben kuvvetsizim.Alay etme kuzum.Evet kar yağacak, / evet hava güzel.Koynuna girdiğim adam gibi / kocam gibi değil,büyüğüm, akıllım, / babam gibi gel.* * *Geldi Süleyman...Fahire, kocası Süleymana sordu:- Doğru mu?- Evet.- Teşekkür ederim Süleyman.Bak işte rahatladım. / Bak işte ağlamıyorum artık.Nerde buluşuyordunuz?- Bir otelde.- Beyoğlu tarafında mı?- Evet.- Kaç defa?- Ya üç, ya dört.- Üç mü, dört mü?- Bilmiyorum.- Bunu hatırlamak bu kadar mı güç Süleyman?- Bilmiyorum.- Demek ki bir otel odasında.Kimbilir çarşaflar nasıl kirliydi.Bir İngiliz romanında okudum,bu işlere yarayan otellerdekırık küvetler varmış.Sizinkinde de var mıydı Süleyman?- Bilmiyorum.- Hele düşün, / toz pembe çiçekli, kırık bir küvet?- Evet.- Hiç hediye verdin mi?- Hayır.- Çikolata, filan?- Bir defa.- Çok mu seviyordun?- Sevmek mi? / Hayır...- Başkaları da var mı Süleyman?- Yok.- Olmadı mı?- Hayır.- Bunu sevdin demek...Başkaları da olsaydı / daha rahat ederdim...Çok mu güzel yatıyordu?- Hayır.- Doğru söyle, bak ne kadar cesurum.- Doğru söylüyorum.- Zaten gösterdiler bana.İnek gibi karı / Belimden kalın bacakları...Fakat zevk meselesi bu...Bir sual daha, Süleyman:Niçin? - Bilmiyorum.* * *Karanlıkta pencerenin hizasındakarlı, ağır bir çam dalı.Bir hayli zaman oldusofada asma saat on ikiyi çalalı.Süleymanın karısı Fahireşunları anlattı kocasına ertesi gün:- Dayanılmaz bir acı halindeydikendime karşı duyduğum merhamet,ölmeye karar verdimdi, Süleyman...Annem, çocuklarım ve en önde senbulacaktınız karda ayak izlerimi.Bekçi, polisler, bir tahta merdivenve bir kadın ölüsü çıkaracaktınızarka arsada bostan kuyusundan...Kolay mı? / Gece bostan kuyusuna doğru yürümek,sonra kenarına çıkıp durarakbaş aşağı atlamak karanlığına?Fakat bulmadınızsa eğer / karda ayak izlerimisade korktuğumdan değil.Bekçi, merdiven, polisler,/ dedikodu, kepazelik,aldatılmış bir zevcenin intiharı: / komik.Niçin öldüğümü anlatmak müşkül.Kime? Herkese... Sana mesela.İnsan, ölmeye karar verirken bileinsanları düşünüyor.Sen yatakta uyuyordun / yüzün rahat,her zaman nasıl uyursanondan evvel ve o varken...Dışarda kar yağmaya başladı.Bir tek gecelikle çıkmak balkona:Zatürree ertesi gün... / nümayişsiz ölüvermek.Hayır, / hiç aklıma gelmedi nezle olmak ihtimali.Yaktım sobamızı / İyice ısınmak lazım ilkönce.Ciğer bir çay bardağı gibi çatlarmış.Pencereye, kara bakıyorum:"Eşini gaip eyleyen bir kuş / gibi kargeçen eyyamı nev baharı arar..."Babam bu şiiri çok severdi. / Sen beğenmezsin."Sağdan sola, soldan sağa lerzan - ı girizan..."Lambayı söndürmeden balkona çıktım." ... gibi kar / düşer düşer ağlar..."Oturdum balkonda iskemleye.Havada çıt yok. / Karanlık bembeyaz.Uykudayım sanki.Sanki çok sevdiğim bir insankorkarak beni uyandırmaktanyumuşacık dolaşıyor etrafımda...Üşümüyordum.Kederim duruluyor / berraklaşıyor.Odanın camlı kapısından balkona vuran ışıksıcak bir kumaş gibiydi üstünde dizlerimin.Ben rehavetli bir mahzunluk içindeacayip şeyler düşünüyordum:Feneryolundaki çınar / 150 yaşındaymış.Ömrü bir gün süren böcekler.Gün gelecek / insanlar çok uzunçok bahtiyar yaşayacaklar.İnsanın yüreği ve kafası var...İnsanın elleri... İnsan?Ne zamanki,/ nerdeki, / hangi sınıftan?Onların insanları, / bizim insanlarımız.Ve her şeye rağmenyeni bir dünya için yapılan kavga.Sonra senbenbir kırık küvetve benim / kendime karşı duyduğum merhamet...Kar durdu. / Sökmek üzre şafak.Utanarak / odaya döndüm.O anda uyansaydın / sarılıp boynuna...Uyanmadın.Evet,çok şükür nezle bile değilim.* * *Şimdi?Zaman zaman hatırlayıpzaman zaman unutacağım.Yine yan yana yaşayacağızbeni sevdiğine emin olarak.* * *Altı ay kadar geçti aradan.Bir gece karı koca denizden dönüyorlardı.Gökte yıldızlar, ağaçlarda yaz meyveleri vardı.Fahire birdenbire durdu,baktı muhabbetle kocasının gözlerineve suratına tükürür gibi bir tokat vurdu. can.dundar@e-kolay.net Arzu Balkan, ilk gün sahiplendiği eşi Tamer Karadağlıyla nihai ihanet hesaplaşmasını zamana bırakırken, küçük bir dip not düşmüş: