Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı




Moskova'da Novodeviçye Mezarlığı'nda sade bir tören vardı dün sabah. Bir avuç insan, çınar altında bir mezara beyaz porselen vazo içinde bir avuç kül getirdi.
Mezar Nazım Hikmet'indi
Küller Vera Tulyakova'nın...
Mezarda yatanın kalp hizasına gelen yere küçük bir çukur kazıldı. Beyaz porselen vazo o çukura itina ile yerleştirildi. İlk toprağı Vera'nın kızı Anna koydu. Onu törene gelen 30 kadar yakını izledi.
Kiril alfabesiyle "1932 - 2001" yazan plakanın önüne çiçekler bırakıldı. Bu arada Nazım'ın yeni yeni yapraklanan çınarına su verildi.
Nazım, "mavi kirpikli kadın"ına böylece kavuşmuş oldu.
* * *
Bu randevuyu çok önceden ayarlamıştı Vera...
Öldükten sonra külden bir battaniye gibi Nazım'ın üstüne örtülmeyi vasiyet etmişti.
İki buçuk ay önce göçüp gidince, ailesi bu özel tören için ünlü şairin ölüm yıldönümünü bekleme kararı aldı. Fakat bugünkü kargaşaya kalmaması için cumartesiden gömdü külleri.
Mezarlıktaki törenin ardından davetliler, ikisinin uzun yıllar birlikte yaşadığı eve gittiler. Nazım'la Vera'ya ilişkin anılar naklettiler.
Anna, votka kadehini onlar için kaldırırken, "bu, sevgiden öte bir şeydi" dedi, "...çünkü Vera, Nazım'ı anladı!"
Bugün Nazım'ın 38'inci ölüm yıldönümünde birlikte karşılayacaklar konuklarını...
38 yıl sonra buluşmalarını, dostlarıyla birlikte kutlayacaklar.
* * *
Nazım, Vera'yla tanıştığında ikisi de evliydi; biri nikahlı diğeri nikahsız...
Birlikte yaşamaya başladılar. Nazım, "nikah, damga, kayıt... saçmalık bunlar" diyordu.
İnsan aşkta özgür olmalıydı.
O güne dek ilişkileri bir kölelik haline dönüşmeye başlar başlamaz özgürlüğünü ilan etmiş ve başka kadınlara gitmişti.
Dediklerini yapmaz belki şairler; lakin yaptıklarını derler.
Nazım da biyografisinde "aldattım kadınlarımı" diyebilmiştir.
Seven, onu bu haliyle sevmiştir.
Ama gün gelip de Vera'ya evlenme teklif edince "teori" çöktü, pratiğin can yakıcı hükümranlığı başladı.
"Aşkta özgürlük" sloganı, "ekmek almaya bile birlikte gidelim" diyen bir tutkuya dönüştü. Kıskançlık ateşi, şairin bağımsızlık özlemini yaktı kavurdu.
Vera, onun fırtınalı yüreğinin son durağı oldu.
Ve sonunda gelip o yüreğe gömüldü.
* * *
Bugün Nazım Hikmet Vakfı'ndan Kıymet Coşkun ve Tarık Akanla birlikte Vera'nın küllerini kalbine gömen Nazım'ın mezarı başında olacağız ve kabirde buluştuğu eşinin ona ilişkin düşünün gerçekleşmesini dileyeceğiz:
"Bir gün, büyük insanlık, seni doğuran ülkenin önünde saygıyla eğilerek geleceğe taşıyacak seni..."