Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Emniyet otosu Avrupa Parlamentosu'nun kapısına dayanıyor. İki sivil polis kapıdan çıkmakta olan Danimarkalı Parlamenter Joost Lagendijk'in iki koluna giriyor:"Orduya hakaret etmişsiniz. Bizimle merkeze kadar geleceksiniz" diyor. Danimarkalıyı, kafasını bastırarak ekip otosuna sokuyor ve merkeze götürüyorlar.Avrupa Parlamentosu'ndaki Türk çoğunluk dokunulmazlığını da kaldırıyor.Ve polis, hazır "dokunulabilir" hale gelmişken, dokunuveriyor Lagendijk'in tabanına, tabanına...* * *Sonra Adalet Bakanı, mahkemenin yargıçlarına telefon ediyor:"Arkadaşı bir süre tutalım içeride" diyor.Gözaltı süresinin uzatmasına itiraz eden rektör, evinden alınıp hapsediliyor.Aylarca sorgusu bile yapılmıyor.Rektörün evinde bulunan ve müsadere edilen Harold Pinter'a ait kitaplarda suç unsuru bulunuyor; kitaplar bir meydanda yakılıyor."Vatana ihanet"ten dava edilen Pinter, mahkeme kapısında taşa tutuluyor. * * *Şaka bir yana, Avrupa geçti bu yollardan... O yolların deneyimiyle bugünün çağdaş uygarlığını kurdu.Yargı bağımsızlığını, insan haklarını, düşünce özgürlüğünü güvence altına aldı.Tam üyelik adayı Türkiye ise, bir yandan mevzuatını çağdaş standartlara yükseltmeye çalışken, bir yandan da yenilenmeye ayak diriyor.Lirada olduğu gibi piyasada halen hukukun da, zihniyetin de hem eskisi, hem yenisi dolaşıyor. Değişimden yana olanlarla statükocular arasındaki ip çekme yarışı kızışıyor.Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu'nun eşbaşkanı ve tam üyeliğinin tam destekçisi Avrupalı parlamenter Lagendijk hakkında "Türk ordusuna hakaret"ten açılan soruşturma, bu ip çekme yarışının yeni bir merhalesidir. Ve "301 kafası"nın artık Türkiye sınırlarını aştığının kanıtıdır.* * *İtiraf edeyim ki, müfettiş kılıklı bazı Batılıların gelip buralarda ahkâm kesmesinden ve abuk sabuk tepkilerle süreci hepten zora sokmasından ben de şikâyetçiyim.Ama bunun çaresi, aynı hukuksuzluğu onlara da uygulamak değildir.Bunun çaresi, dış dürtükleme olmadan demokratik, özgürlükçü bir hukuk sistemini yerleştirebilmektir.Bunu yapamıyorsan, "Ben, 301. maddeyle eski bağnazlığı sürdürürüm, yazarını, rektörünü süründürürüm, işkenceden de vazgeçmem, kimse de iç işlerime müdahale edemez" diyemezsin.O zaman dünya, başta anlattığım sahneleri yaşamamak, Türkiye'ye benzememek için, Türkiye'deki demokratikleşme mücadelesinin yardımına koşar.Ona "dış müdahale" denmez."Dayanışma" denir. can.dundar@e-kolay.net Şu sahneyi gözünüzde canlandırsanıza: