Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Adam, o kartviziti Berber Hasana verip parasını alacaktı.Berber Hasan da kartviziti Rasih Nuriye gösterecekti.Bu, "İşlem tamam" anlamına gelecekti.* * *Rasih Nuri, nisan ortası Berber Hasanın dükkânına gitti.Tıraş olurken konuyu açmaya niyetlendi; berber arkadan "Dikkatli ol" işareti yaptı.Konuşamadılar.Rasih Nuri, tedirgin çıktı dükkândan... Ani bir kararla geri döndü."- Para verirken küçük bir kâğıt düşürmüşüm. Yerlere bir baksanıza" dedi."- Nasıl bir kâğıt?" diye sordu Hasan..."- Küçük bir kart" dedi Rasih Nuri, "...üzerinde yeşil yazılar olacak."Hasan paravanın arkasına gitti. Yeşil kalemle imzalanmış bir kartla döndü.Demek başarmıştı Sabahattin Ali; sınırı geçmişti.* * *Aradan bir ay geçti, ses çıkmadı.Sonra gazetelerde acı haberi okudular:"Sabahattin Ali, Bulgaristan sınırını geçmeye çalışırken kılavuzu tarafından öldürülmüş"tü.Kılavuzunun adı Ali Ertekindi.İfadesine göre sınıra doğru yürürken Sabahattin Ali Bulgaristana gidip oradan Türk hükümetini devireceğini söylemişti. Bunu duyunca "milli hisleri galeyana gelen" Ali Ertekin, onu teslim etmeye karar vermiş ve kitap okumakta olduğu bir anda elindeki odunla başına vurmuştu. Sözde amacı yaralamaktı. Öleceğini düşünmemişti. Öldüğünü anlayınca da orada bırakıp gitmişti.Peki ya yeşil imzalı kartvizit?Sabahattin Ali, sınırı geçtiğini kanıtlayan bu kartı nasıl olup da imzalamıştı?Arkadaşı Rasih Nurinin aklına bir tek açıklama geliyordu.Milli Emniyetin sınırda sahte karakolları vardı. Sabahattin Ali, Bulgarlara ait sanıp sığındığı o karakolda kartı imzalayıp kılavuzunu geri yollamıştı.Sonra tutuklanıp işkenceye götürülmüş, orada öldürülmüştü.Cesedi de sınır boyuna atılıp çürümeye terk edilmişti.* * *Bu tez hiçbir zaman soruşturulmadı; kanıtlanamadı.Ordudan ihraç bir eski subay olan ve sonraları Milli Emniyet tarafından başka işlerde görevlendirilen Ali Ertekin, yazar - şair Sabahattin Alinin katili olarak yargılanıp 4 yıl hapse mahkûm edildi.Dosya kapandı.Ancak Türkiyede ve dünyada amansız bir "komünist avı"nın sürdüğü 1948 baharında yaşanan ve "1946 doğumlu Türk demokrasisinin ilk faili meçhul cinayeti" sayılan bu cinayet hiç unutulmadı.* * *Şimdi katledilişinden 56 yıl sonra Ankara Sanat Tiyatrosu, "Benim Meskenim Dağlardır" oyunuyla yeniden sahneye çıkarıyor Sabahattin Aliyi ve ona kıyan cinayeti...Alinin romanlarından, öykülerinden, şiirlerinden derlenen ve zaman zaman çelik gibi sertleşip bazen nahif bir Türk filmi duygusallığına bürünen Rutkay Aziz imzalı bu oyun, Kızıltepede 12 yaşındaki Uğurun babasıyla birlikte terörist diye sırtından kurşunlandığı bir dönemde sahneye çıkıyor.Çok partili demokrasimizin "faili meçhuller galerisi"ndeki ilk kurban Sabahattin Ali, yarım asır geriden, son kurban küçük Uğura sesleniyor sanki:"Bir gün kadrim bilinirse/ ismim ağza alınırsa/ yerim soran bulunursa/ benim meskenim dağlardır." can.dundar@e-kolay.net Karar vermişti Sabahattin Ali; kaçacaktı. Mart sonunda Trakyadan Bulgaristana geçecek, sınırı geçince de yeşil kalemiyle imzalayacağı bir kartviziti kendisini kaçıran adama verecekti.