Emeklilik şartlarını yerine getirdiği halde emekli olmayarak çalışmayı tercih eden kişileri, işveren işten çıkmaya zorlayabilir mi? Hayır. Emeklilik kişinin kendi iradesine dayanır. Kişi, ister emekli olur, isterse de olmaz.
1 1996 yılında sigorta başlangıcım var. 5350 prim günüm var. Üç çocuk sahibiyim. Doğum sonrası 4’er aylık raporlarım haricinde çalıştım. EYT’den yararlanmak için ben doğum borçlanması yapabilir miyim?
Bugüne kadar yapılan açıklamalardan EYT kapsamında olduğunuz anlaşılıyor. Prim günü konusunda şu an hakim görüş, 8 Eylül 1999 öncesi için geçerli olan 5000 prim gününün tamamlanması. Eğer yasa bu şeklide çıkarsa borçlanma yapmadan da emekli olabilirsiniz. Prim gününüz yeterli olmasaydı, doğum borçlanması yoluyla prim günü kazanıp, eksik prim günlerini tamamlamanız doğrusu olurdu. Unutmayalım; doğum borçlanması kadın sigortalılara sadece prim günü kazandırır, sigorta başlangıcını öne çekmez.
2 EYT kapsamında emeklilik şartlarını yerine
Aylık bağlanmasından emeklilik sonrasında çalışmaya kadar EYT’lilerin aklındaki tüm soruları Cem Kılıç yanıtlamaya devam ediyor.
1- Sigorta başlangıç yılım 1.10.1998. 98 yılındaki çalışmalarım kısa, sonrası primler 2007 yılından 2020 ye kadar tavan fiyattan ödendi. Sonrasında işten çıkarıldım. EYT için sunulan taslaktaki gibi yasalaşırsa kadınlarda 5.000 gün şartı için 11 ay daha çalışıp prim ödemesi yapmam lazım. Maaş düşük de olsa yeniden işe başlama durumum söz konusu. Öğrenmek istediğim şey şu: Prim ödemesi için kalan primlerimin eskisi gibi tavandan ödenmemesi emekli maaşımı önemli ölçüde düşürür mü? Veya en azından hangi tutar aralığında ödenmeli, öneriniz nedir?
*Emekli aylığını hesaplanmasında kritik olan ölçü aylık bağlanma oranı (ABO) dediğimiz orandır. Sizin de ifade ettiğiniz gibi, 2000 yılı öncesinde yapılan çalışmalarda ABO bugüne göre daha yüksekti, bu da sigortalılık süresi 2000 yılı öncesinde fazla olanların aylığını olumlu olarak
Emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) ile ilgili düzenlemede sona doğru gelindi. Prof. Dr. Cem Kılıç, Milliyet okurlarının EYT hakkındaki sorularını yanıtladı...
1 - 1980 doğumlu kadınım. İşe giriş tarihim 5 Haziran 1999. 20 yılımı doldurdum 5750 prim günüm var. SGK sisteminde 56 yaş ve 5975 gün ile emekli olacağım yazıyor. EYT çıkarsa emekli olabilir miyim? Çünkü bakan 5000 gün dedi. Şu an çalışmıyorum, emekli olmak için ne yapmam gerekir?
Kamuoyunda EYT olarak bilinen düzenlemenin aralık ayı içerisinde tamamlanacağı ve muhtemelen ocak ayı içerisinde TBMM’ye gönderilip, yasalaşacağı konusunda hem Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetkilileri, hem de hükümet temsilcileri bugüne kadar defalarca açıklamada bulundular. Bu açıklamalar çerçevesinde EYT konusunda çözümün esasları belli olmaya başladı. Özellikle Çalışma Bakanı’nın bakanlık bütçe görüşmelerinde vurguladığı gibi, yaş koşulu olmaksızın, 8 Eylül 1999 öncesinde var olan düzenlemelerin
Asgari ücret görüşmeleri aralık ayının ilk haftasında başlayacak. AB ülkelerinde asgari ücret 363 euro ile 2313 euro arasında değişiyor. AB’ye aday ülkelerde ise 269-532 euro arasında değişen asgari ücret uygulamaları bulunuyor
Koronavirüs salgınının ardından artan eşitsizlikler ve çalışan yoksulluğu, asgari ücret uygulaması ve asgari ücret düzeyinin güçlendirilmesi ile ilgili tartışmaları yeniden gündeme taşımıştı. Ülkemizde ise asgari ücret her zaman gündemde olan bir konu.
Asgari ücret, çalışanlara temel düzeyde ihtiyaçlarını karşılayacak bir gelir seviyesinin garanti edilmesine dayanan vazgeçilmez bir sosyal politika aracı. Asgari ücret, sadece asgari ücretli çalışanları ilgilendirmiyor. Asgari ücret düzeyi, aynı zamanda ücretleri genel olarak etkilediğinden ve çok sayıda parametrede esas alındığından, tüm çalışanları ve işverenleri ilgilendiren bir konu. Bu anlamda, işgücü piyasasının taraflarının gözü kulağı Aralık ayının ilk haftasından itibaren başlayacak asgari ücret
EYT’den faydalanıp istifa edeceklere işverenlerin kıdem tazminatlarını ödemeleri gerekecek. İşveren cephesi hem bu yükün altından kalkabilmek, hem de nitelikli çalışanlarını kaybetmemek için bazı talepleri gündeme getiriyor...
Aralık ayına yaklaşıldıkça emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) ile ilgili düzenlemede aylık bağlatmak ve sonrası için farklı konular gündeme gelmeye başlıyor. Bu konulardan bir tanesi de kıdem tazminatı...
Geçtiğimiz hafta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Bilgin de bu noktaya işaret etti ve kıdem tazminatının EYT ile birlikte işyerlerinde ana gündem maddesi olacağını ifade etti.
EYT sonrası pek çok işyerinde hareketlilik yaşanacak. EYT’den faydalanıp istifa edeceklere işverenlerin kıdem tazminatlarını ödemeleri gerekecek. İşveren cephesi hem bu yükün altından kalkabilmek, hem de nitelikli çalışanlarını kaybetmemek için bazı talepleri gündeme getirdi.
Talepler neler?
İşveren cephesi adına ilk açıklama Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’ndan (TİSK) geldi. TİSK bu anlamda somut taleplerini kamuoyuyla paylaştı. TİSK özet olarak; kıdem tazminatlarının garanti altına
İşçiler işlerini yaparken işverenin sağladığı makineleri kullanmakta, ham maddeyi işlemekte, verdiği araçla işleri yapmakta, telefonla iletişim kurmakta ve hatta arabayla işe gidip gelmektedir. Özellikle işçilerin kullandıkları araçların zarar riski çok yüksek olduğu için, trafik iş kazası niteliği taşıyan kazalarda sorumluluğu belirlenmesi ve işçinin sorumlu olduğunun tespiti halinde işçiden zarar tutarının istenmesi özel incelemeyi gerektirmekte, işverenin tek taraflı değerlendirmeleri yanlış sonuçlara gidilmesine sebep olabilmektedir.
Özen borcu
İşçiler kural olarak işverenlerinin yönetimleri altında faaliyet gösterdiklerinden, işin yapılması sırasında doğan zararlardan sorumlulukları sınırlıdır. Çünkü işin görülmesi sırasında işin doğası gereği veya dışsal nedenlerden birçok zarar doğabilmektedir. İşçiye yükletilemeyen bu tür zararlardan işçinin sorumlu tutulması adalete uygun görülmemiş, işverenin işleten olması nedeniyle, işletmesel zararlardan sorumlu olması gerektiği kabul edilmiştir. Fakat sınırlı da olsa
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından yayınlanan yeni bir çalışma, Rusya - Ukrayna savaşı başta olmak üzere mevcut krizlerin sürmesi durumunda, küresel işgücü piyasasının daha da kötüye gideceğini söylüyor. Bu anlamda, ILO tarafından koronavirüs salgını döneminde yayınlanmaya başlayan “Çalışma Yaşamı Gözlemi” raporunun 10. baskısına göre, çoklu ve üst üste binen ekonomik ve siyasi krizler işgücü piyasalarında toparlanmayı tehlikeye düşürüyor. Bu nedenle ne yazık ki hem işsizlik hem de eşitsizliklerin daha da
artması gündemde.
Düzelmeye başlamıştı...
2022 yılının başında, küresel çalışma saatleri, başta yüksek vasıflı meslekler ve kadınlar olmak üzere güçlü biçimde toparlanmaya başlamıştı. Ancak bu toparlanmanın ardındaki itici güçlerden biri kayıt dışı işlerin artışı oldu. Yıl boyunca durum daha da kötüleşti ve ILO tahminlerine göre 2022 yılının üçüncü çeyreğinde küresel salgın öncesi düzeylerin
Her EYT’li emekli olacak mı? Emekli olan EYT’li çalışmaya devam edebilecek mi? EYT’de fazla mesai hesabı nasıl olacak? EYT’linin emekli aylığına hak kazanması için ne yapması gerekecek? Sık sorulan sorular EYT için kritik öneme sahip.
Emeklilikte yaşa takılanlar ile ilgili düzenlemede sona doğru geliniyor. Önümüzdeki ay Meclis gün-demine gelecek kanun taslağının yasalaşması sonrası işyerlerinde hareketlilik yaşanacak. Kıdem tazminatı ve aylık bağlatmak için yapılması gerekenler ön plana çıkacak. Ben de bugün bu konularda akıllara takılan sorulara cevap vermek istedim.
1. EYT düzenlemesi sonrası hak kazanan herkes emekli olabilecek mi?
EYT konusunda yapılacak düzenlemeye bağlı olarak kimlerin hemen emekli aylığı bağlatabileceği konusu değişecektir. Eğer düzenleme 8 Eylül 1999 öncesinde var olan kadınlarda 20 erkeklerde 25 yıl sigortalılık süresi ve 5000 prim günü doldurma koşulunu getirirse, EYT mağdurlarının tamamı bu dü-zenlemeden yararlanır. Ancak sigortalılık süresi ve 5000 prim günü tamamlanmışsa ya da yeni getiri-len