Birçok iş sözleşmesinde birden fazla işte çalışmayı sınırlandıran hükümlere rastlanıyor. İşçilerin aynı anda birden fazla işverene bağlı olarak çalışmaları anayasal çalışma özgürlüğünün bir uzantısıdır...
Günümüzde giderek işçilerin birden fazla işte çalışmaya başladıklarına daha sık şahit oluyoruz. Bunun temel nedeni ekonomik olmakla birlikte, kimi işçiler de farklı alanlarda çalışmalarını aynı anda sürdürmek istedikleri için bu yönteme başvurabiliyorlar. Birçok iş sözleşmesinde de bu şekilde birden fazla işte çalışmayı sınırlandıran sözleşme hükümlerine rastlanabiliyor. Bu hükümlerin geçerliliği tartışma konusu olmakla birlikte işverenler ilgili hükümlere dayanarak işçileri işten çıkarma veya tazminat talep etme yoluna başvurabiliyorlar.
Kural serbestlik
İşçilerin aynı anda birden fazla işverene bağlı olarak çalışmaları anayasal çalışma özgürlüğünün bir uzantısı olarak yasaklanabilir bir durum değildir. Bu nedenle
OECD ülkeleri arasında uzun çalışma süreleri açısından ilk sırada yüzde 27 oranı ile Meksika yer alıyor. Çok uzun saatlerle ücretli işlerde çalışanların en fazla olduğu diğer ülkeler arasında Türkiye yüzde 25 ile ikinci ve Kolombiya yüzde 24 ile 3’üncü sırada bulunuyor.
Tüm çalışanlar, doğru iş - yaşam dengesini bulma zorluğuyla karşı karşıyadır. İş, aile sorumlulukları ve özel yaşamı başarılı bir şekilde bir araya getirme becerisi gerek çalışanlar gerekse verimlilik beklentisi içinde olan işverenler açısından çok önemlidir. İş-yaşam dengesi, yalnızca iş ve özel yaşam arasındaki zamanın eşit dağılımı değildir. Daha çok profesyonel alanda çalışabilme esnekliği ile kişisel yaşam için harcanacak zaman ve enerjinin korunması anlamına da gelir.
İş - yaşam dengesi, bir kişinin kariyerinin gereklilikleri ve kişisel yaşamın gereklilikleri ile ilgili olarak aynı düzeyde önceliklere sahip olmasıyla ortaya çıkıyor. İş ve özel hayata zaman ayrılması, çalışma hayatında aktif olan pek çok kişi tarafından
Okullarda 14-18 Kasım arası ilk ara tatil başlayacak. Çalışanlar yıllık izinlerini çocuklarının ara tatiline göre planlamak istiyor. İşte izin hakkında merak edilenler...
Okulların ara tatillerini yılda iki kez yapması ve yarıyıl tatilinin de devam ediyor olması nedeniyle çalışanlar yıllık izinlerini çocukların ara tatiline göre planlamak istiyor.
14-18 Kasım tarihlerinde ilk ara tatil başlayacak. Beş günlük süre boyunca okulların tatil olacak olması nedeniyle işyerlerinde yıllık izin planlamaları gündeme gelmeye başladı. Yıllık izinde inisiyatif işverende. Ancak insan kaynakları birimleri şimdiden planlamalara başlayarak çalışanların isteklerini karşılamanın formülünü bulmalılar.
Kimin, kaç gün izni var?
Yıllık ücretli izin, bir tam yıl aynı işverene bağlı çalışmanın karşılığında elde edilen bir hak. Yıllık ücretli izin süresi de işçinin kıdemi arttıkça artıyor. Aynı işverene bağlı olarak bir yıldan beş yıla kadar çalışan işçilere 14 günden, beş yıl ve daha fazla, on beş yıldan az çalışanlara 20 günden, on beş yılda fazla
2021’de gerek hanehalkı gelirlerinin artması gerekse salgında uygulanan vergi ve sosyal yardım politikalarının kaldırılması, OECD ülkelerinde ücretler üzerindeki etkin vergilerde artışa yol açtı...
İstihdam üzerindeki yükler, hem bireylerin istihdam kararlarını ve seçeneklerini, hem de firmaların işe alım kararlarını, yani kaç kişiyi istihdam edeceklerini etkiler. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Teşkilatı (OECD) tarafından yayınlanan Ücretlerin Vergilendirilmesi 2022 Raporu’na göre, küresel ekonomi toparlandıkça ve çok sayıda ülke küresel salgınla mücadelede uygulanan önlemleri geri çekmeye veya kademeli olarak azaltmaya başladıkça, 2021 yılı itibarıyla işgücü üzerindeki vergiler de 2021’de toparlanmaya başladı. OECD raporu, çok sayıda OECD ülkesi için 2021 yılı itibarıyla ‘vergi takozu’nda bir artışa işaret ediyor. Bu durumun nedeni, esas olarak salgınla mücadele kapsamında hanehalklarını desteklemek için getirilen önlemlerin geri çekilmesi veya azaltılması.
Vergi geri dönüyor
2021
Meclis’te kabul edilen ve Resmi Gazete’de yayımlanarak yasalaşması beklenen torba kanunda çalışma hayatını ilgilendiren önemli maddeler var. Bu maddelerin ikisi 65 yaş, engelli ve evde bakım aylığı alanlar ile ilgili. Çalışanlara ödenecek elektrik, doğalgaz ve ısınma yardımları ile nakdi yemek yardımına vergi muafiyeti de kanunda yer aldı.
Torba kanunda yer alan maddeye göre 65 yaş veya engelli aylığı alan kişilere yapılan yersiz ödemeler torba kanun sonrası geri istenmeyecek. Bu kişilere takip yapılmayacağı gibi daha önce başlayan takipler de sonlandırılacak. Bu şekilde zaten muhtaç olduğu için aylık alan ancak aylık almayı aslında hak etmediği anlaşılan bir kişiden geriye dönük hatalı ödenen aylıkların talep edilmemesi sağlanacak, bu kişilerin borçları terkin edilecek.
Evde bakım, engelli ve 65 yaş aylığında hatalı ya da fazla ödeme yapılması temel olarak iki nedenle gerçekleşiyor. Evde bakım aylığı, engelli aylığı ya da 65 yaş aylığı alabilmek için gerekli gelir hesaplaması yanlış yapılırsa kişiye haksız ödeme yapılabiliyor. Bu hatalı hesaplama kişinin herhangi bir
Bir süre önce 1 milyona yakını kamu kadrosuna alınmasına karşın yeniden sayıları artan taşeron işçilerin sorunu uluslararası platforma taşındı. 117 ülkeden 360 sendikanın katıldığı BWI kongresinde Yol-İş Genel Başkanı Ramazan Ağar, BWI Yönetim Kurulu ve Dünya Konseyi asil üyelikleri ile 12 No’lu Ülke Grubu Başkanlığı’na seçildi.
İnşaat, yapı materyalleri, ağaç işleri, ormancılık ve bağlı sektörlerinde örgütlü 117 ülkeden 360 sendikayı temsil eden İnşaat ve Ağaç İşçileri Enternasyonali (BWI) 5. Dünya Kongresi, İspanya’nın Madrid kentinde gerçekleştirildi. Biz de bu kongreyi takip etme imkanı bulduk. Uluslararası İşçi Kongreleri çalışanlar cephesinden küresel sorunları ortaya koyması bakımından önemli platformlar oluyorlar. Bu kongrelerde ekonomik sistem tartışmalarından gelir adaletine kadar pek çok konu ülke temsilcilerinin katılımıyla tartışılıyor, çözüm önerileri konuşuluyor.
Ülkemizden de bu kongreye katılım gerçekleşti. BWI üyesi olan YOL - İŞ Sendikası bu kongrede etkin bir rol oynadı. Aynı zamanda BWI Avrupa Başkan Vekili de
Eşitlik, aynı işi yapanlara aynı ücretin verilmesinden, sosyal haklarının belirlenmesine kadar bütün işyeri uygulamalarında bir tutumu ifade eder. Bu durum verimi de doğrudan etkiler...
Eşitlik, daha somut ifade ile eşitliğe uygun veya uygun olmayan uygulamalar bir işletmenin işçilerinden aldığı verimi doğrudan etkileyen fakat özellikle işveren vekilleri tarafından genellikle göz ardı edilen bir husustur.
Eşitlik, aynı işi yapanlara aynı ücretin verilmesinden, ücretlerin eşitlik ilkesine uygun şekilde artırılmasından, işçilerin terfilerine, sosyal haklarının belirlenmesine, işe alıp işten çıkarmaya kadar bütün işyeri uygulamalarında bir tutumu ifade etmektedir. Eşitliğe uygun davranmak kültürel bir unsur olup, bir işletmenin üst düzey yöneticisinden, vasıfsız işçilerine kadar yayılan bir eşitlik anlayışının içselleştirilmesini gerektirmektedir.
Mevzuatımız eşitliği sağlamaya yönelik birçok düzenleme getirmekle birlikte bu düzenlemelerin anlam bulması eşitlik kültürünün içselleştirilmesine ve yargısal denetimde kuralların bu
Yabancılar Türkiye’de çalışma izni muafiyeti alarak çalışabilir. İzin için katma değer yaratılması ve istihdamın olumlu yönde etkilenmesi koşulu aranır.
Çalışma izni muafiyeti, yabancıların Türkiye’de en az 5 yıl kanuni ve kesintisiz ikamet etmiş olmaları, çalışmalarının ekonomik kalkınma açısından katma değer yaratması ve istihdam üzerinde olumlu etki yapacak olması koşulu ile verilen izindir.
02.02.2022 tarih ve 31738 sayılı Resmi Gazete ile yürürlüğe giren Uluslararası İşgücü Kanunu Uygulama Yönetmeliğinin 48. maddesinde çalışma izni muafiyeti kapsamında bulunan yabancılar belirlenmiştir.
Bu kapsamda olan yabancılar çalışma izni muafiyeti almak kaydıyla ülkemizde çalışabilmektedir.
Başvuru nasıl yapılır?
İlgili Yönetmelik gereğince çalışma izni muafiyeti başvuruları yabancı tarafından;
Yurt içinde sistem üzerinden bakanlığa,
Yurt dışında yabancının vatandaşı olduğu veya yasal olarak bulunduğu ülkedeki Türk dış temsilciliğine yapılması gerekiyor. Türk dış temsilciliğine yapılan başvurular neticesinde verilen re