Alanyaspor yenilgisinin yarattığı travma, oyuncular kadar Trabzonspor teknik direktörü Ablullah Avcı'yı da etkilemiş belli ki. Deneyimli çalıştırıcı dün akşam Karagümrük sınavına radikal sayılabilecek bazı değişikliklerle başladı. Son haftaların formsuz isimlerinden biri olan kaleci Uğurcan'ın sakatlığı gerekçesiyle korumaya alınmasını, Fenerbahçe sınavı öncesi isabetli bir mola ve moral yüklemesi olarak değerlendiriyorum.
Onuachu'nun yokluğunda Avcı'nın vazgeçilmezi olan Enis Destan kulübede, Afrika kupasından döndükten sonra lige ısınmaya başlayan Pepe ise ilk kez santrafor pozisyonunda idi. Berat bu defa savunmanın hemen önünde oyun kurucu görevini üstlendi. Israrla tekrarlıyorum, pas hataları hocası nezdinde sinir bozucu oluyor.
Ortaya çıkan farklı skoru teknik direktör tercihlerinin sağladığı düşünülebilir. Saygı duyarım. Ancak gerçeği konuşmak gerekirse, böyle bir rakip karşısında gol yemek bile eleştiri konusudur. Abdullah hocanın dikkatinden kaçmış olamaz son iki karşılaşmadaki bu zafiyet.
Karagümrük kümede kalmak
Eleştiriyi hazmedemeyen insanlar, hatalarıyla ve gerçeklerle yüzleşmekten korkar.
Bakın çevrenize. Toplumun hemen her kesiminde görebilirsiniz bu profili.
Sporda siyasette, eğitimde kültürde veya sanatta geri kalmışlığın gerekçeleri arasında hazımsızlık vardır.
Üzerine bir de “en iyisini ve doğrusunu ben bilirim” egosu eklenince, saygı ve hakkaniyet sınırları ortadan kalkar.
Futbolumuzun son dönemlerinde sıkça karşılaşıyoruz aynı sorunlarla. Hem de her düzeyde.
Bugüne kadar yanlış yaptığını kabul edip, rakibinden özür dileyen kulüp başkanı, teknik direktör veya oyuncu gördünüz mü?
Bir futbolcu kazara maçın hakemine topun kendisinden dışarı çıktığını söylese, davranışına fair-play ödülü vermeye kalkacak kadar soğumuş vicdanlarımız.
Beşiktaş'a yenildiği 24. haftadan sonra puan kaybı yaşamamıştı Trabzonspor. Üç maçını da kazanmış, Avrupa iddiasını sürdürmüştü. Dün akşamki Alanyaspor sınavı, konumunu perçinlemek ve takipçisiyle aradaki farkı açmak adına önemliydi.
Ya sonuç? Koca bir hüsran ve hayal kırıklığı.
Kabul edelim; futbol hatalar oyunudur, ama hata ile laubaliliği karıştırırsanız faturası böyle ağır olur. Alanyaspor'un ilk golünde orta alanda kaptırılan top, ikincisinde kaleci Uğurcan ile Denswil'in inanılmaz sakarlığı. Buna iletişim eksikliği denemez. Bu pozisyonda sadece Denswil'i suçlamak insafsızlıktır. Uğurcan'ın topu oyuna soktuğunu görmeyen ve ileri atması için eliyle Trezeguet'yi işaret eden Denswil, kaptanı tarafındah gafil avlandı. Cezalarını ise Alanyaspor'un taktik silahı Oğuz Aydın kesti. Özellikle ikinci golü sinir bozucuydu. Trabzonspor'da moralleri alt üst etti.
Alanyaspor'un doksan dakika boyunca tüm planları tıkır tıkır işledi. Teknik direktör farkı bu işte. Rakip hücumda iken iyi kapandı, kazandığı topları çok adamla kovaladı ve yakaladığı
Milliyet gazetesindeki meslek hayatım 40 yıla sığar. Virgülü yoktur.
Bunca yıllık gözlemlerime dayanarak iddia ediyorum, futbol hiç bu denli çirkinleşmemiş, kalite bu kadar ayağa düşmemişti.
Federasyonu, kulüp yöneticileri, hakemleri, taraftarı, medyası ve lanet olası sosyal medyası ile futbolu resmen dinamitledik.
Son dönemde işin çivisi iyice çıktı. Hani “neresinden tutsanız elinizde kalıyor” derler ya, aynen öyle.
İş bilmez federasyon panik halinde sezonu nasıl bitireceğini düşünürken, kulüplerin ağız dalaşı ahlak sınırlarını zorluyor.
Üstüne hakemlerin kötü yönetimi ve basiretsiz kararları eklenince, dünyanın en cazip oyunu çirkin senaryolara malzeme ediliyor.
Her maç tartışmalı, her pozisyon şaibeli, her karar can yakıcı olur mu?
Ligde şampiyonluk yarışından erken kopan Trabzonspor ve Beşiktaş gibi takımlar için tek hedef elbette Türkiye Kupası olacaktı.
Avrupa'ya giderken eleme turlarında yaşanacak eziyeti atlamak için en kestirme yol bu kulvar. Taraftarı mutlu etmek cabası.
Başakşehir teknik direktörü Çağdaş Altan'ın bu maç için tercih ettiği ilk on bire bakınca, Trabzonspor'un erken bulacağı golle işini kolaylaştırması mümkün görünüyordu. Bu arada Çağdaş hocanın forma verdiği dört Türk oyuncudan ikisinin 19, en kıdemlisi (!) Emirhan'ın ise 20 yaşında olduğuna dikkat çekmek isterim. Hiç biri sırıtmadı, aksine ışık ve umut verdiler. Keşke onun cesareti bulaşıcı olsa da, ligimiz böyle bir salgına maruz kalsa.
Maça gelince. Bordo-mavili ekip hızlı ve baskılı başladı. İlk 10 dakika içinde dört kez rakip kaleyi yokladı ama genç file bekçisi Deniz Dilmen'in yerinde müdahaleleri vardı. Deniz maç boyunca aynı konsantrasyonunu korudu, farkı engelledi.
Bu tarz maçlar tehlike içerir. Rakip rahattır. Tur atlamak gibi bir iddiayı yüksek tonda
Trezeguet'nin dönüşü muhteşem oldu. Çok formda, her maçta Trabzonspor'a gol ve asist anlamında katkı sağlıyor. Kritik anlarda sahneye çıkıyor, iş bitiriyor. Hırslı ve istekli duruşu takım arkadaşlarına da olumlu yansıyor. Teknik Direktör Abdullah Avcı'nın Afrika Kupası sonrası tereddüt etmeden ve hiçbir sorunla karşılaşmadan ilk on bire koyduğu Mısırlı oyuncu, bordo-mavili forma altındaki en parlak dönemini yaşıyor bence. Trabzonspor'un devre arasında Meunier ile birlikte yaptığı en iyi transfer (!) odur kuşkusuz.
Takımını öne geçiren golü atmasının yanı sıra, 90 dakika boyunca rakip kaleyi yoklama girişimi, ne kadar iştahlı olduğunun kanıtı idi.
Avcı, milli takımlara giden oyunculardan yoksun kalmanın sıkıntısını haftalarca yaşadı. Saha sonuçları da kötü olunca, derdini "Marko paşaya" bile anlatamadı. Kupa dahil son üç maçta alınan skorlar, eksiklerin de giderilmesiyle pozitif bir enerji yükledi takıma.
Futbolda moral motivasyonu ve özgüven önemlidir. Kazandıkça kafanı kaldırır, bir sonrasına bakarsın. Adana Demirspor maçına Onuachu ve
Futbol Federasyonu günlük polemiklerin dışında kalma konusunda hayli becerikli.
Başı sıkıştığı vakit kullanacağı en önemli argüman hakemler. Yabancı gözlemci macerası ve VAR kayıtlarının açıklanması ile ilgili kararın zamanlaması örnek.
Dikkatlerden kaçmış olabilir. Hafta içinde UEFA’nın “Kulüp Finansmanı ve Yatırım Raporu” yayınlandı. Ligimizin dört büyük kulübü finansal performansları ile Avrupa’nın öz sermayede en fazla zarar eden 10 ekibi içinde yer aldı.
Durum şöyle; Beşiktaş 151 milyon euro ile 4., Trabzonspor 110 milyon euro ile 5., Galatasaray 109 milyon euro ile 6. ve Fenerbahçe 82 milyon euro ile 7. sırada.
Bu bilgilerin TFF’nin ilgi alanına girmemiş olması tuhaf geliyor bana.
Biliyorsunuz, federasyonun “Kulüp Lisans ve Finansal Sürdürülebilirlik” talimatı var. UEFA, ulusal federasyonları denetimle yükümlü kılıyor.
Bizde esnetilen talimatlar, kalem oyunları, sınırsız hoşgörü, UEFA’da ise şeffaflık ve katı kurallar var.
Olaylı Ankaragücü-Çaykur Rizespor maçında yaşadığı travmayı atlatıp sahalara dönmüştü hakem Halil Umut Meler. Merkez Hakem Kurulu'nun "dijital atama" sistemi nasıl çalışıyorsa, dünkü Pendikspor-Trabzonspor müsabakasına kadar FIFA kokartlı hakemi 6 kez VAR ve AVAR görevleriyle idare etmeye çalıştı. Sanırım yapay zekanın kafasını karıştıranlar var!
Meler'in ilk bölümde Meunier'in rakibi ile arasında sıkışan topa ilk anda penaltı vermesi ve Riva'dan gelen uyarı sonrası kararını iptal etmesi, saha pratiklerinden uzak kalmasına bağlıyorum.
Trabzonspor ligde uzun süren suskunluğunu Hatayspor galibiyetiyle bozmuştu. Karadeniz ekibi açısından uzun süre sıkıntılı geçen bir doksan dakika izledik. Son 15 dakikaya kadar rahat değildi. Trezeguet'in golü bile "acaba" sorusunu silememişti zihinlerden.
Son maçlarda hep adından ve kalitesinden söz ediyorum. Devre arasının tek ve en isabetli transferi Menuier bir savunmacı ve kanat oyuncusunun neler yapabileceğinin en güzel örneği. Üç maç üç asist. Gözümüzün pasını