Çetin Altan

Çetin Altan

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Şeytanın gör dediği Politikacılardan biri:- Sizde, demiş; solaklar için kahve fincanı var mı?Tezgâhtar, şaşkın gözlerle bakmış siyasetçiye:- Yok efendim, demiş; şimdiye kadar böyle bir şey isteyen hiçbir müşteriye rastlamadım.* * *Karşı tarafta da bir züccaciyeci mağazası daha varmış. 2 politikacı oraya da girmişler ve yine politikacılardan biri:- Sizde, demiş; solaklar için kahve fincanı var mı?Tezgâhtar şöyle bir göz atmış politikacının yüzüne ve:- Var efendim, demiş.Hemen mağazanın arka tarafına gitmiş ve bir tepside kulpları sola çevrilmiş 6 kahve fincanıyla geri dönmüş:- Buyurun, bunlar solaklar için, demiş.* * *2 politikacı, mağazadan çıktıktan sonra konuşmaya başlamışlar aralarında. Biri:- Görüyorsun, demiş; insanların zekâ düzeyi aynı değil. Girdiğimiz züccaciye mağazalarından birinde, solaklar için kahve fincanı bulunmadığı söylendi, ötekinde de bulunduğu...İkinci politikacı:- Ne ilgisi var bunun zekâ düzeyiyle Allah aşkına, demiş. Birinde solaklar için kahve fincanı yoktu, ötekinde de vardı.* * *İsteyen, istediği partiye de, parti liderine de, politikacıya da yakıştırabilir bu fıkrayı.* * *Seçim kampanyasına yakışacak fıkralardan bir tane daha:Aynı sirkte bir ömür boyu birlikte çalışmış olan bir cüceyle, dev cüsseli bir akrobat; emekliye ayrıldıktan sonra da hep dost kalmışlar, her akşam buluşup dertleşiyorlarmış.Yine bir akşam dev cüsseli akrobat, cücenin apartmanına geldiğinde, kapıcı:- Maalesef arkadaşınız öldü, demiş.- Ne, öldü mü?- Evet maalesef. Kendisini yatağında ölü buldum, hemen telefon ettim karakola da, belediyenin cenaze hizmetlerine de. Neredeyse birazdan gelirler. Şayet dostunuzu son bir kez daha görmek istiyorsanız, çıkabilirsiniz yukarı. Ama rica ederim, inerken kapıyı çok iyi kapatın. O acı olaydan sonra kaç keredir bizim kedi, o küçük arkadaşınızın küçük cenazesini ayak bileğinden tutup tutup boyuna aşağı indiriyor.* * *Psikiyatrın biri, hastasını incelerken, kendisine kâğıt üstüne çizdiği bir dikdörtgeni göstermiş:- Bu kâğıdın üstünde ne görüyorsunuz, demiş?Hasta:- Bu bir yatak odası, demiş. Yatakta da çırılçıplak bir kadın yatıyor.Psikiyatr:- Anlıyorum, demiş ve bu kez daha büyük çizdiği bir dikdörtgeni göstermiş.Hasta:- Bu da, demiş; daha büyük bir oda, içinde de bir yığın çırılçıplak kadın var.Psikiyatr:- Tamam, demiş; daha iyi anlamaya başladım şimdi durumu.Ve bu kez daha da büyük çizdiği bir dikdörtgeni göstermiş.Hasta:- Bu çok büyük bir ev, adeta bir şato, demiş; içinde de en az 50 tane çırılçıplak kadın var.* * *Psikiyatr:- Teşhis tamam, demiş. Siz, aklı cinselliğe takılmış, bir obsede seksüelsiniz.Hasta:- Deli misin sen doktor, demiş; asıl sensin obsede seksüel. Sürekli bana, bir yığın müstehcen resim gösterip durdun.* * *İnsana parti liderlerinin polemiklerini hatırlatan bir fıkra işte.- Bütün söylediklerinin hepsi yalan senin, yalan. Türk tarihi senden daha büyük bir yalancı görmedi!- Lafa bak lafa, oha yani oha! Asıl sen uydurup duruyorsun gözlerimizin içine baka baka. Asıl senin bütün söylediklerin yalan, uydurma, dubara. Bakalım millet hangimize inanacak, görürsün?* * *Nasreddin Hoca'ya sormuşlar:- Hoca, seçim kampanyaları için ne düşünüyorsun?Hoca:- Tıpkı, demiş; bizim eski masal başlangıçları gibi:- Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde; pire berber iken, deve tellal iken; ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken; az gittim uz gittim; bir de baktım arkama ki, bir arpa boyu gitmişim.* * *Ahmet Arif'ten bir şiirle bitirelim yazıyı: İçerdeHaberin var mı taş duvar;Demir kapı, kör pencere,Yastığım, ranzam, zincirim,Uğruna ölümlere gidip geldiğimZulamdaki mahzun resim,Haberin var mı?Görüşmecim, yeşil soğan göndermiş,Karanfil kokuyor cıgaram;Dağlarına bahar gelmiş memleketimin... c.altan@prizma.net.tr Meclis genel seçimlerinde, yeniden milletvekili olmak için hemen kolları sıvayan 2 politikacı; seçmenlerin bilinç düzeyini ölçmek için dolaşırlarken, tabak çanak, çay bardağı falan satılan bir mağazaya girmişler.