Çorba parasıyla trafik denklemiGazetelerde, belki bin kere okuduğumuz bir başlık: Alkollü sürücü yandı. Hayır, hayır, mecazi anlamda. Öyle cezalar getirilmiş ki, artık kurallara uymayanlar yanacak, hatta ehliyetlerine el konulacakmış.
Türkiye’de (yalnız trafikte değil, imardan gümrüğe kadar her alanda) cezalarının ağırlaştırılmasının, bilimsel açıdan kesin tek bir sonucu vardır: rüşvet rakamları artar.
"Eski valilerden, emniyet müdürlerinden oluşan ilgili komisyon üyeleri ve Meclis’tekiler bu gerçeği bilmiyor da, sen mi keşfettin?" diyeceksiniz. Büyüklerimiz, cezaların doğrudan değil, dolaylı etkisine güveniyorlar. İşte
Devlet’in gizli "Çorba parası formülü":
1) Cezalar ağırlaşınca, rüşvetler artar.
2) Bunun da trafikte caydırıcı bir etkisi vardır. Kazalar değilse bile ihlaller azalır.
3) Sonra, rüşvet enflasyona paralel olarak artmaya devam eder; ta "psikolojik sınır"a kadar.
4) Çorba parası, trafik cezasını yakalayınca, yurttaşlık hisleri depreşen sürücüler "Niye sana vereyim, devlete veririm; kaç paraysa kes makbuzu" demeye başlarlar. Cezaların caydırıcı etkisi kalmamış demektir.
5) Ankara’daki büyükler konuyu yine ilgili komisyona sevk ederler...
***
Bunlar işin şakası tabii. Enis Berberoğlu, sadece fakir çocuklarının polis olduğunu, rakamlar vererek yazdı. (Hürriyet - 15 Aralık 2000)
Öyle bir işveren ki, çalışanı aç.
Öyle bir devlet ki mecbur olmayan, memur olmuyor.
Memurun karnını doyurmadıkça, 280 milyon maaşlı polis "Yanıbaşında yaşadığım, korumak için canımı tehlikeye attığım, ama hiçbir zaman ulaşamadığım bu yaşam tarzı öfkelendiriyordu beni. Biriktirdiğim hırs, her gösteride biraz daha hızlı inip kalkmaya başlayan copla çıkıp gidiyordu bedenimden." diye itiraf edince (Sabah, 15 Aralık 2000), gık diyemezsiniz.
Dünya’nın Bir GünüBiraz iç karartıcı oluyor ama, dünyayla ilgili rakamlara devam edelim.
Her gün, ciddi bir genetik bozukluğu olan 10.960 çocuk dünyaya geliyor (yaklaşık 35 doğumdan biri).1
Geri kalmış ülkelerde her gün 8.220 çocuk temiz su bulamadığı için ölüyor.
Beş yaşın altındaki 32.880 çocuk da yetersiz beslenmeden ve (aşıları yapılmadığı için) bulaşıcı hastalıklardan ölüyor.
Dünyada her gece 2 milyar insan aç yatıyor. Bunların yarısı yetersiz beslenme yüzünden hastalanacak.
50 milyon nüfuslu bir Üçüncü Dünya ülkesinde açlığı ortadan kaldırmak için her gün 30 milyar lira harcamak gerekiyor. (
Bilgi notu: Fransızlar kedi köpek mamasına günde 300 milyar lira harcıyor.)
Dünyada bilinen "ruh ve sinir hastası" sayısı 400 milyon. Her gün 12.330 kişide şizofreni ve benzeri bir hastalık belirleniyor.
Dünyamızda bunamış insan sayısı 30 milyon. Bu kafileye her gün 7.125 kişi daha katılıyor.
Gelen gideni aratmasın Doğu ve Güneydoğu’da görev yapan kamu personelinin sicili didik didik edilecek, "bölücü, irticacı, radikal sol örgütler ve çıkar gruplarıyla ilişkisi olanlar" temizlenecekmiş. Yapılacak haksızlıklar bir yana, ben asıl yerlerine atanacak "Türkiye’nin gurur duyacağı" evlatlarından endişe ederim. Ve korkarım, çoktan sıraya girmişlerdir.