Geçen hafta son bir yıl içinde memleketimiz topraklarında ikinci kez kuduzdan ölüm olayına şahit olduk. Olayın ayrıntıları maalesef net değil. Hayatını kaybeden genç adamın köpeğinin kaybolduğunu, köpek bulunduktan sonra -kaç gün sonra bilmiyoruz- veterinere götürüldüğünü ve burada genç adamı ısırdığını söyleyenler var. Ama genç adamın köpeğini gezdirirken bir sokak köpeğinin saldırısına uğradığını ve eve gittikten sonra -ne kadar sonra belli değil- kuduz belirtileri gösterdiğini söyleyen de. Net olmamakla birlikte, genç adamın aşı olduğunu da yazdı kimi yayın organları. Ama ilk ne zaman ısırıldı, ısırıldıktan kaç gün sonra aşıyı yaptırdı gibi ayrıntıları bilmiyoruz. Gerçi bu ayrıntıların pek de önemi yok. Önemli olan 21. yüzyılda Türkiye’de son bir yıl içinde iki kişinin kuduz nedeniyle hayatını kaybetmesi. Kasım 2022’de 10 yaşında bir çocuk yine hayatını kuduz nedeniyle kaybettiğinde de yazmıştık bunun kabul edilemez olduğunu. Kaderin cilvesine bakın ki iki olay da aynı yerde yaşanmış. Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde… Artık sokak köpekleri meselesini ciddi ciddi oturup konuşmanın zamanı gelmedi mi sizce de. Eminim ki oturup konuşsak köpekleri toptan katletmek ya da sokakları serazat köpeklere terk etmek dışında bir çözüm bulabiliriz. Çünkü sokaklar ve ormanlar köpeklerin yaşam alanı değildir. Çünkü köpekler evcil hayvanlardır. Tarihin bir döneminde insanlar tarafından vahşi hayattan koparılmış ve insan hayatına uyumlu hale getirilmişlerdir. Tıpkı keçi, koyun, inek, eşek ve at gibi. Hiç sokak koyunu ya da sokak eşeği olur mu?
Hoşgörülü bir insanım ama seçime kadar
Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı olarak Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile sosyal ağ fenomeni bir kişi arasında garip bir ilişki var. Garip derken, gizli-saklı manasında değil, bir siyasetçinin tutum alışındaki gelgitler açısından bir gariplik var demek istiyorum. Seçim öncesi Kılıçdaroğlu aday olmasın diye çok çabalayan bu kişinin yayınına konuk oldu. Seçimin birinci turunun ardından yaptığı ilk açıklamada o sosyal ağ fenomenini ziyaret edeceğini duyurdu. Kendisine ettiği hakaretler için “Gençtir, yapar” filan dedi. Sonra ne oldu dersiniz: Bu hafta Kemal Kılıçdaroğlu o sosyal ağ fenomenine 200 bin liralık hakaret davası açtı.
Otomobil piyasasında oyun bitmez
Bu hafta bir sosyal ağ fenomeni ikinci el bir aracı nasıl sıfır araçtan daha pahalıya sattığını, bunun için ne tür dümenler çevirdiklerini anlatan bir video çekip yayınladı. Önceki hafta ise uluslararası bir otomotiv devinin online satış sitesini “bot” işlemleri nedeniyle kapattığı haberi yayıldı. Şirket sistemi kapattığı haberlerinin yalanladı ama “Biz elimizden geldiğince direnmeye devam edeceğiz” diyerek online satış sisteminin manipüle edilmeye çalışıldığını da bir anlamda doğruladı. Daha evvel galericilik yapan, ardından bir oto kiralama şirketinde üst düzey yöneticilik yapan, şimdilerde ise kendi şirketini kurmaya çalışan bir arkadaşım dedi ki “Devlet ne yaparsa yapsın boş. Bu piyasada öyle bir rant var ki kimse bunu bırakmak istemiyor. Devlet ne yaparsa yapsın, sektör hep bir adım ileride. Alınan tüm tedbirlerin açığı bulunuyor. Yani bu iş çözülmez, çözülemez”.
Herkes işini yapsa
Birkaç hafta evvel yeni ekonomi yönetiminin iş başına geçmesiyle birlikte artık yapılması gerekenin yapılacağını, bunun da bir anlamda acı ilaç içme anlamına geleceğini yazmıştık. Burada da asıl meselenin bu acı ilacın topluma nasıl adaletli bir biçimde dağıtılacağı meselesi olduğunu vurgulamıştık. Çünkü içinde bulunduğumuz kriz durumundan çıkmak için alınması gereken tedbirler çok sert ve katı tedbirler olmak zorunda. Çünkü bugüne kadar içilen tüm acı ilaçları ağırlıklı olarak dar gelirli ve ücretlinin içtiği bir gerçek. Burada bu yükün dar gelirlinin sırtından alınıp toplumun tamamına -eşit değil- adaletli bir biçimde dağıtılmasının sorumluluğu ise muhalefette diye de vurgulamıştık o yazıda. Daha son zam kararları açıklanmamıştı bu yazıyı yazdığımızda. Ardından hafta içinde zam kararları açıklandı. O kararların açıklanmasının ardından ana muhalefet partisi lideri partisinin ilk grup toplantısında sert bir konuşma yaptı ve halkı bu zamlara ses çıkarmadığı için suçladı. Sayın muhalefet partisi liderimizden bu zamlara yeterince muhalefet edemediğimiz için halk adına özür dilerim. Söz bir dahaki seçimlerde halk olarak adaylığımızı koymayacak ve hatta halklıktan istifa edeceğiz.
