Deniz Kilislioğlu

Deniz Kilislioğlu

deniz.kilislioglu@ntv.com.tr

Tüm Yazıları

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İdlib’de saldırıların arttığı bir dönemde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Soçi’de bir araya geldi. İki liderin baş başa yaptığı görüşmede anlaşılan o ki, İdlib konusunda vardıkları mutabakat “geçmişte varılmış mutabakatlara uyma” şeklinde.

Görüşme öncesi sahada Türk askerinin M4’ün kuzeyine çekilmesi, M4 karayolunun güneyinin terör unsurlarından tamamen temizlenmesi gibi konular tartışılıyordu. Sahada askeri boyutta nasıl bir çerçeveye ulaşıldı, bunu henüz bilmiyoruz. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Soçi dönüşü “Suriye için adil ve gerçekçi çözümün vakti geldi” sözleri, sürecin nereye evrileceği konusunda merak uyandırdı. Bölgede bazı Arap ülkelerinin Esad yönetimiyle yeniden ilişki kurmaya hazırlandığı bir dönemde, Erdoğan’ın bu sözleri, Rusya’nın Ankara üzerinde “Esad ile görüşme baskısını” artırdığı ve Türkiye’nin de böyle bir hazırlık içinde olabileceği yorumlarına yol açtı. Erdoğan’ın “adil ve gerçekçi” çözümden kastını, Suriyeli muhaliflerin Cenevre’deki müzakere heyeti başkanı Hadi el-Bahra ile konuştum.

Haberin Devamı

‘Adil ve gerçekçi çözüm’ ne

Esad rejimiyle görüşülür mü?

Moskova yönetimi aslında uzun süredir Ankara’nın Beşar Esad ile temas kurması gerektiğini söylüyor. Ancak Türkiye’nin burada pozisyonu çok netti. Türkiye “350 bin kişiyi öldürmüş bir isimle yeniden masaya oturmanın mümkün olmadığı” mesajını veriyor, bunun “Gerçekçi olmayacağını, ilişkilerin yeniden kurulabilmesi için başka bir yol bulunması gerektiğini” belirtiyordu. Kaldı ki, Türkiye için hayati olan Suriye’den kaçan ve Türkiye’ye yerleşen mültecilerin geri dönüşünün sağlanması. Bu da Esad’ın iktidarını koruduğu bir tabloda pek mümkün görünmüyor. İşte bu yüzden Ankara “adil ve kalıcı” bir çözüm istiyor...

Hadi el-Bahra, Soçi görüşmesini “Suriye krizinin en önemli noktasında olduğumuzu düşünüyorum” sözleriyle yorumladı. Cumhurbaşkanı’nın açıklamaları içinse, “Erdoğan, uluslararası toplum bu soruna sadece insani açıdan bakmaya devam ettiği sürece, Suriye krizine çözüm bulunamayacağının farkında” dedi.

Haberin Devamı

Erdoğan’ın, dünyanın kök sorunlarla ilgilenmediğini, hal böyle olunca Suriye krizinin çözülemeyeceğinin bilincinde olduğunu ifade etti. El-Bahra, “Erdoğan BM ile uyumlu bir siyasi çözüm bulmanın kendi ulusal çıkarına olduğunu görüyor. Suriyeli mültecileri gönüllü, güvenli ve onurlu bir şekilde anavatanlarına dönme kararı almaya ikna edebilecek tek sürdürülebilir çözüm bu. Erdoğan ‘Suriye için adil ve gerçek bir çözüm bulma zamanı’ derken tam da bunu kastettiğini tahmin ediyorum” diye konuştu.

‘Adil ve gerçekçi çözüm’ ne

Soçi’den bir gece önce   

Özetle Ankara, bu süreçte Esad ile görüşmeye zorlanmadan, BM çatısı altındaki siyasi sürece ivme kazandırmak istiyor ve bunun için de Rus tarafına baskı yapıyor. Soçi zirvesinden önce de bunu bir nebze olsun başarmış durumda.

BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, tam da Soçi’deki Erdoğan-Putin görüşmesinden bir gece önce Suriye Anayasa Komitesi’nin 6. toplantısının 18 Ekim’de olacağını duyurdu. Geçen hafta, 8 aydır bu konuda çabaların olduğunu ancak rejim heyetinin toplantıyı bir türlü kabul etmediğini yazmıştım. Edindiğim bilgilere göre son anda Rusya’nın devreye girmesiyle toplantı takvimi netleşti ve BM Temsilcisi bu gelişmeyi duyurdu.

Haberin Devamı

Pedersen, bu duyuruyu yaparken uzun süredir aşılamayan yöntem sorunlarının da çözümlendiğini müjdeledi. Buna göre taraflar toplantılardan önce temel anayasal ilke metinlerini Temsilci’ye sunacak. Heyet başkanları ayrıca, anayasayı yazacak küçük grubun toplantılarından önce de buluşacak. Sonraki toplantıların tarihleri ve çalışma planları da bir önceki toplantı bitmeden netleşecek. En azından uzlaşma bu.

Geir Pedersen artık sadece hazırlık değil anayasa taslağı yazımına başlama konusunda önemli bir ilerleme kaydedileceği konusunda umutlu. Pedersen’in açıklamasında en dikkat çeken nokta, Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarından sonra anlamlandırdığımız “gerçekçi” vurgusuydu. Pedersen, “Gerçek bir Suriye-içi siyasi diyalog yolu bulmamız gerekiyor - ki bu, Başkan Putin’in yakın zamanda Moskova’da Devlet Başkanı Esad ile görüşmesinde konuştuğu gibidir - bu gerçek bir Suriye siyasi reform sürecidir” dedi. Bu sözleri de, bundan sonra siyasi sürece ağırlık verilmesi konusunda bir iradenin şekillendiğini ortaya koyabilir.

Rus saldırıları kesilir mi?

Soçi görüşmesine kadar Rusya ve rejimin, operasyonlarının geçmişle kıyaslandığında 4-5 kat artırdığı biliniyordu. Ancak özellikle Rusya’nın, hava saldırılarını artırsa da bunların eskilerine kıyasla ölümcül olmadığı, daha çok taktik vuruşlarla sahadaki muhalifleri rahatsız etmeye dönük olduğunun da altını çizmek gerekiyor. Rusya’nın özellikle Şubat 2020’de İdlib’de 36 Türk askerinin şehit olduğu saldırıdan sonra Ankara geri adım atmamış, bölgedeki askeri varlığını çok daha güçlü hale getirmişti. Rusya’nın bundan çıkardığı bir ders sonucu bu taktiği izlediği gözlemleniyor.

Peki, Soçi’deki görüşmeden sonra Rusya operasyonların sayısını düşürür mü? Hadi el-Bahra, “Ben, ikili görüşmeden sonra askeri operasyonlarını aşırı derecede artırmasını veya Kuzeybatı Suriye’de büyük bir taarruza girişmesinin Moskova’nın faydasına olduğunu düşünmüyorum. Böyle bir adım Türkiye ile stratejik ilişkileri riske atar ve mevcut durumu daha da karmaşık hale getirir” diyor. Ancak geçmiş dönemde yaşananları da hatırlatan el-Bahra, “Bundan sonra Suriye’de olumlu bir tabloya ancak diplomatik ve siyasi yolla ulaşabiliriz ama bu Rusya’nın Suriye’de sınırlı askeri adımları olmayacağı anlamına gelmiyor” diye de ekliyor.

İdlib mutabakatları

Mayıs 2017 Astana Mutabakatı

(Türkiye-Rusya-İran)

Çatışmasızlık bölgeleri kurulacak:

İdlib, Lazkiye, Halep, Hama,

Humus (Homs) vilayetinin belli bölümleri,

Şam, Doğu Guta bölgesi Dera ve Kuneytra.

Çatışan taraflar arasında güvenlik şeritleri oluşturulacak

Terör örgütleriyle silahlı muhalifler ayrıştırılacak

Ateşkesi garantör ülkeler gözlemleyecek

DAEŞ, El Kaide, El Nusra ile bunlara bağlı gruplara karşı mücadele edilecek

Eylül 2017 Astana Mutabakatı 

(Türkiye-Rusya-İran)

İdlib çatışmasızlık bölgesi ilan edildi,

Uygulama ilk etapta 6 ay sürecek,

Türkiye-Rusya İran anlaşırsa süre uzatılacak,

Suriye rejimi ile muhalifler arasında ateşkes sağlanacak,

DAEŞ, El Kaide, El Nusra ile bunlara bağlı gruplara karşı mücadele edilecek.

Eylül 2018 Soçi Mutabakatı

(Türkiye-Rusya)

İdlib gerginliği azaltma bölgesi korunacak,

Türkiye gözlem noktalarını güçlendirecek,

Rusya, askeri operasyonlardan kaçınacak,

15-20 km silahsızlandırma bölgesi kurulacak,

Ekim’de ağır silahlar, tank, roketatar ve toplar silahsızlandırma bölgesinden çekilecek,

Terörist gruplar 15 Ekim’e kadar bu bölgeden çıkarılacak,

Silahsızlandırma bölgelerinde Türk Rus devrileri yapılacak,

M4-M5 otoyolu güvenli yıl sonuna kadar sağlanacak.