Deniz Kilislioğlu

Deniz Kilislioğlu

deniz.kilislioglu@ntv.com.tr

Tüm Yazıları

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan göreve geldikten sonra ilk atama kararlarını, büyükelçilere tebliğ etti. İlk etapta 8 başkentin büyükelçileri değişti. Paris, Madrid gibi önemli başkentlere yeni isimler atanıyor ama biz bugün atamalardaki en önemli iki değişikliğe odaklanacağız: Moskova ve Kiev.

Türkiye’nin yeni Moskova Büyükelçisi Tanju Bilgiç, Kiev Büyükelçisi ise Levent Bilgen olacak. Malûm, Rusya ile Ukrayna arasında Şubat 2022’de başlayan savaş hâlâ devam ediyor ve her iki başkentle ilişkilerde “denge” hayati önemde. Ankara denge siyasetini özellikle son bir yılda - bazen Ukrayna’nın ‘Türkiye Ruslara fazla alan açıyor’ suçlamalarına, bazen de Rusya’nın ‘Ukrayna’ya savunma sanayi desteği’ itirazlarına rağmen - koruyor. Bu denge çoğunlukla liderler seviyesindeki görüşmelerle tutulurken, üç ülkenin cumhurbaşkanlığı yetkilileri, savunma ve dışişleri bakanları da sürece katkı veriyor. Son bir yılda bu başkentlerdeki iki büyükelçinin öncelikli mesaisi de bu konu oldu. Türkiye’nin halihazırdaki Moskova Büyükelçisi Mehmet Samsar ve Kiev Büyükelçisi Yağmur Güldere, tecrübeli isimlerdi ve bu süreci başarıyla yürüttüler. Bu zorlu görev şimdi Bilgiç ve Bilgen’in omuzlarında.

Haberin Devamı

Geçmiş deneyimler

Bu değişikliğin rutin olduğunu da belirtelim. Zira Mehmet Samsar Moskova’ya, Yağmur Güldere de Kiev’e 2019 yılının başında atanmış ve normal sürelerini (genelde üç veya dört yıl oluyor) tamamlamıştı. Dolayısıyla bu yeni görevlendirmelerde olağanüstü bir durum yok.

Yenilerle eski isimleri kıyasladığımızda, farklı olan sadece geçmiş deneyimleri... 57 yaşındaki Mehmet Samsar Rusya’dan önce Ukrayna’da iki yıl büyükelçilik yapmış bir isimdi. 2011-2013 yılları arasında Kiev’de bulunmuş, hem Ukrayna’yı hem de bölgeyi yakından tanıyor, dengeleri biliyordu. 47 yaşındaki Yağmur Güldere ise genç bir isimdi ama buna rağmen 2019 yılında Kiev’e atanması şaşırtıcı olmamıştı. Zira Moskova Büyükelçiliği’nde müsteşarlık yapmış, Rusya ve Kafkasya’ya bakan Doğu Avrupa Genel Müdür Yardımcılığı’nda Daire Başkanı ve Genel Müdür Yardımcısı olmuştu. Yağmur Güldere Ukrayna’da yaygın biçimde kullanılan Rus diline de hâkim. Özetle 2019’da iki başkent de Türk diplomasisi açısından emin ellere teslim edilmişti.

Haberin Devamı

Görevleri bir hayli zor

Kamuoyu Tanju Bilgiç’i Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü olarak tanıyor. Onu diğer sözcülerden ayıran özelliği Eski Bakan Mevlüt Çavuşoğlu döneminde bu görevi farklı zamanlarda iki kez yapmış olması. 2016-2021 arasını Sırbistan Büyükelçisi olarak geçirse de Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü görevini bırakarak gittiği Belgrad’dan, Ankara’ya tekrar aynı görevle döndü. Tanju Bilgiç de Rusya’yı bilen bir isim. 2011-2014 yıllarında St. Petersburg Başkonsolosu olarak görev yapmıştı; ama şimdi 52 yaşında bir büyükelçi olarak Ukrayna Savaşı’ndan Suriye’ye, Ortadoğu’daki dengelerden ikili ilişkilere kadar Rusya-Türkiye arasındaki pek çok siyasi dosyaya bakması gerekecek.

Levent Bilgen ise New York Başkonsolosluğu ve Abu Dabi Büyükelçiliği yapmış bir isim. Doğu Avrupa ve Kafkaslar’da görev geçmişinin olmaması bir eksi gibi görünse de, Bilgen, Dışişleri Bakanlığı’nda farklı tecrübelere sahip biri olarak biliniyor. Geçmişte Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri’nin Özel Danışmanı olarak çalıştı. Meclis Dışişleri Komisyonu’nda danışmanlık yaptı. Bu yönüyle güvenlik dosyalarına ve Meclis’teki işleyişe hâkim. Ukrayna ve Rusya arasındaki savaşın sonunun görünmemesi ve tüm bölgede bu savaşın etkilerinin kendini daha fazla hissettiriyor olması Bilgen’i ve Bilgiç’i zorlu bir görevin beklediğinin göstergesi.

Haberin Devamı

Yaz-kış birbirine karıştı

Sekiz büyükelçiliğe yapılan ve seçimin ardından, Haziran dönemine denk gelen bu atamaların devamı gelecek mi henüz bilinmiyor. Gelirse de şaşırtıcı olmaz, gelmezse de... Zira Dışişleri Bakanlığı’nın geleneğine göre yılda iki büyük kararname çıkardı. Biri “yaz kararnamesi” diğeri “kış kararnamesi” olurdu. Ocak-Şubat ve Mayıs-Haziran aylarında Hariciye koridorlarında kararname heyecanı yaşanır, atamalar genellikle zamanında yapılırdı.

Bu atamaların zamanında yapılması boşalan büyükelçiliklerin yerlerinin bir an önce doldurulması açısından önemliydi elbette, ama bu zamanlamanın ‘insani’ bir tarafı da vardı. Özellikle yaz kararnamesi sonrasında büyükelçiler aileleriyle birlikte gidecekleri başkentlerde çocuklarını okula yazdırır ve bu da çocuklarının eğitim hayatının aksamaması için önemli olurdu. Zamanında yapılmayan atamalar ise halihazırda Ankara’da eğitim-öğretim yılına başlamış çocukları ya dönem ortasında okuldan almayı zorunlu kılar ya da dönem sonuna kadar büyükelçinin tek başına başka bir ülkeye gitmesine ve aile birliğinin bozulmasına sebep olurdu. Son yıllarda yaz ve kış atamaları zamanında yapılamadığı için (bazen bir yıl sarkmalar da oldu) bu sorunlar sıkça yaşandı. Hakan Fidan’ın yeni Dışişleri Bakanı olarak – elbette Cumhurbaşkanı’nın onayıyla- yeni isimleri hızlıca görevlendirmesi bu sebeplerle büyükelçileri memnun edecek bir adım oldu.