Deniz Sipahi

Deniz Sipahi

dsipahi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Çar­şam­ba gün­kü ya­zım­da De­mok­rat Par­ti ge­le­ne­ğin­den ge­len Ömer Fa­ruk Ka­ra­han ad­lı oku­ru­mun ba­na yol­la­dı­ğı bir me­sa­jı kö­şe­me ta­şı­mış­tım.
Ka­ra­han, özet­le şöy­le di­yor­du.
“De­mok­rat Par­ti ge­le­ne­ği için­de bü­yük ha­ta­lar ve bü­yük se­vap­lar var­dır. Bu çok kök­lü si­ya­si ha­re­ket her iki yön­den de de­ğer­len­di­ril­me­li­dir. An­cak ta­rih pla­nın­da hal­kın ge­le­nek­çi­li­be­ral si­ya­se­te da­ha ya­kın dur­du­ğu ger­çe­ğin­den yo­la çı­kı­lır­sa, mis­yo­nu­nu ta­mam­la­yan bu par­ti­nin ye­ri­ne 2000’li yıl­la­rı ku­cak­la­yan ye­ni bir olu­şu­mun doğ­ma­sı­nı bek­le­mek ha­yal­ci­lik ol­ma­ya­cak­tır...”
Bu yo­rum üze­ri­ne De­mok­rat Par­ti Ge­nel Mer­ke­zi’nden bir açık­la­ma gel­di.
De­ni­li­yor ki...
“DP, AP, DYP ve De­mok­rat Par­ti mis­yo­nu hep uz­laş­ma­dan ta­raf ol­muş; di­ğer par­ti­le­rin ak­si­ne kamp­laş­ma ve ger­gin­lik­ten dai­ma ka­çın­mış­tır. DP’nin bu özel­li­ği bi­le is­tik­rar ve da­ha faz­la de­mok­ra­si is­te­yen Türk mil­le­ti­nin ye­ni­den te­vec­cü­hü­ne maz­har ol­ma­sı­na ye­te­cek­tir...”
Ger­çek olan şu...
Tür­ki­ye 90’lı yıl­lar­da ger­çek­ten kö­tü yö­ne­til­di ve kö­tü gün­ler ge­çir­di.
2001 kri­zi­nin ge­li­şi ve son­ra­sın­da ya­şa­nan­lar or­ta­ya yep­ye­ni bir ik­ti­dar par­ti­si­ni çı­kar­dı. Son ge­liş­me­ler ve ül­ke­nin gel­di­ği si­ya­si at­mos­fer gös­te­ri­yor ki; AKP bu boş­lu­ğu dol­du­ra­ma­dı. Hal­kın san­dık­ta yap­tı­ğı tas­fi­yey­le or­ta­lı­ğı boş bu­lan AKP, önün­de bü­yük fır­sat­lar ol­ma­sı­na rağ­men mer­ke­zin par­ti­si ol­ma­yı ba­şa­ra­ma­dı. Ka­pat­ma da­va­sın­dan son­ra­ki sü­re­ci hep bir­lik­te iz­li­yo­ruz.
Tür­ki­ye en önem­li üç ma­ka­mın­da otu­ran ki­şi­ler, bu­gü­ne ka­dar gö­rül­me­miş bir tep­ki ve ta­vır için­de­ler. Tan­si­yo­nu dü­şür­me­si, hal­kı ra­hat­lat­ma­sı ge­re­ken si­ya­set­çi­ler yan­gı­na ben­zin dök­me­ye de­vam edi­yor­lar.
Yar­gı­ya ta­şın­mış bir ko­nu üze­ri­ne sü­rek­li yo­rum­lar ya­pı­lı­yor ve ne­re­dey­se ba­zı ku­rum­lar he­def ola­rak gös­te­ri­li­yor.
Tür­ki­ye’nin bir hu­kuk dev­le­ti ol­du­ğu ade­ta unu­tu­lu­yor.
Mi­ni ana­ya­sa pa­ket­le­riy­le by  pas yo­lu­na gi­di­li­yor. Bu dav­ra­nış­lar bu­gü­ne ka­dar si­ya­si ge­le­ne­ği­miz­de ol­ma­yan ta­vır­lar­dır.
* * *
O yüz­den De­mok­rat Par­ti Ge­nel Mer­ke­zi’nden ge­len bu me­sa­jı önem­si­yo­rum.
Kök­lü ge­le­ne­ğin ve da­ha faz­la de­mok­ra­si is­te­ği­nin De­mok­rat Par­ti çiz­gi­si­nin en önem­li un­sur­la­rı ol­du­ğu­nu bi­li­yo­rum.
An­cak şu ko­nu­yu da yaz­ma­dan ge­çe­me­ye­ce­ğim. Si­ya­set­te­ki bü­yük boş­luk­la­ra rağ­men hal­kın al­ter­na­tif ara­yı­şı De­mok­rat Par­ti ya da Ana­va­tan üze­rin­de yo­ğun­laş­mı­yor.
22 Tem­muz se­çim so­nuç­la­rı­nı bu­nu gös­ter­di­ği gi­bi so­kak­ta­ki du­rum da bu­nu doğ­ru­la­mı­yor.
Bun­da Ana­va­tan ile DYP’nin bir­le­şe­me­me­si­nin ha­yal kı­rık­lı­ğı ka­dar her iki par­ti­nin de si­ya­si söy­lem­le­rin­de ve me­saj­la­rın­da güç­lü bir çı­kı­şın ol­ma­ma­sı da et­ken ol­du.
Se­çim­ler ön­ce­sin­de aday lis­te­le­ri­nin oluş­ma­sın­da ya­şa­nan sı­kın­tı­lı sü­reç ve aday­la­rın be­lir­len­me­sin­de iz­le­nen sü­reç de dü­şü­nül­me­li­dir. Na­sıl AKP öze­leş­ti­ri ya­pıp ken­di­ne çe­ki dü­zen ver­me­si ge­re­ki­yor­sa; De­mok­rat Par­ti’nin de 22 Tem­muz son­ra­sın­da ay­nı şe­yi yap­ma­sı ge­re­kir.
AKP ka­pa­tı­lır ya da ka­pa­tıl­maz.
Bu hu­ku­kun bi­le­ce­ği bir iş...
Tür­ki­ye’de­ki asıl so­run si­ya­set­te­ki al­ter­na­tif­siz­lik­tir. Hal­kın ge­le­cek­ten en­di­şe duy­ma­sı­nın asıl ne­de­ni bu­dur.
* * *
De­mok­rat Par­ti’nin yö­ne­ti­ci­le­ri bu mis­yo­nun de­vam et­ti­ği­ni dü­şü­nü­yor ve ye­ni bir çı­kış yo­lu arı­yor­lar­sa...
Yep­ye­ni isim­ler ve bu ül­ke­nin ge­le­ce­ği­ni şe­kil­len­di­re­cek güç­lü bir prog­ram­la ka­mu­oyu­nun kar­şı­sı­na çık­ma­lı­dır.