Deniz Sipahi

Deniz Sipahi

dsipahi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Her­kes gi­bi ben de bu sü­tun­lar­da Tür­ki­ye’-nin si­ya­set­te al­ter­na­tif­ler üret­me­si ge­rek­ti­ği­ni di­le ge­tir­dim. Çün­kü de­mok­ra­si­mi­zin ol­gun­la­şa­bil­me­si için kök­lü, ge­le­ne­ği olan par­ti­le­re ih­ti­ya­cı­mız bu­lu­nu­yor. İk­ti­dar­lar ka­dar mu­ha­le­fe­tin de öne­mi­ni bil­me­li­yiz. Hü­kü­met al­ter­na­tif­le­ri zen­gin ül­ke­ler­de uz­laş­ma ze­mi­nin de, de­mok­ra­si kül­tü­rü­nün de da­ha ge­liş­miş ol­du­ğu­nu gö­rü­yo­ruz.
2002 se­çim­le­ri si­ya­set­te kon­so­li­das­yo­na ne­den ol­du. San­dık­tan çı­kan AKP ol­du, geç­mi­şin li­der­le­ri de san­dı­ğa gö­mül­dü.
Pe­ki, AKP mer­ke­zin par­ti­si ola­bil­di mi?
De­mok­rat Par­ti ge­le­ne­ğin­den ge­len bir ai­le­nin fer­di olan Ömer Fa­ruk Ka­ra­han di­yor ki...
“De­mok­rat Par­ti’nin mis­yo­nu bit­miş­tir... Ama al­ter­na­tif AKP mi­dir?”
Ka­ra­han’ın yo­ru­mu şöy­le...
“Cum­hu­ri­yet ön­ce­si­ne git­me­den söy­ler­sek; Ser­best Fır­ka, De­mok­rat Par­ti, Ada­let Par­ti­si, Doğ­ru Yol Par­ti­si ve yi­ne De­mok­rat Par­ti ola­rak ge­len si­ya­si çiz­gi­nin mis­yo­nu­nu ta­mam­la­dı­ğı­nı ka­bul et­mek zo­run­da­yız. Bu ara­da Ana­va­tan Par­ti­si’nin bu ta­ri­hi sü­re­cin ola­ğa­nüs­tü bir kon­jonk­tür­den kay­nak­la­nan bir yan ver­si­yo­nu bi­çi­min­de ta­rih sah­ne­si­ne çık­tı­ğı­nı ve kon­jonk­tü­rün nor­ma­le dön­me­ye baş­la­ma­sıy­la ken­di ken­di­ni tas­fi­ye et­mek­te ol­du­ğu­nu göz­lem­li­yo­ruz.
Bu du­ru­mun, Türk li­be­ral-­sağ si­ya­se­ti açı­sın­dan ah vah edi­le­cek bir özel­lik ta­şı­ma­ma­sı ge­rek­ti­ği­ni de vur­gu­la­mak­ta fay­da var. Olan bi­ten as­lın­da ob­jek­tif ta­rih pers­pek­ti­fi çer­çe­ve­sin­de son de­re­ce do­ğal bir ge­liş­me ola­rak gö­rül­me­li­dir. De­mok­rat Par­ti ge­le­ne­ği için­de bü­yük ha­ta­lar ve bü­yük se­vap­lar var­dır. Bu çok kök­lü si­ya­si ha­re­ket her iki yön­den de de­ğer­len­di­ril­me­li­dir. An­cak ta­rih pla­nın­da hal­kın ge­le­nek­çi-­li­be­ral si­ya­se­te da­ha ya­kın dur­du­ğu ger­çe­ğin­den yo­la çı­kı­lır­sa, mis­yo­nu­nu ta­mam­la­yan bu par­ti­nin ye­ri­ne 2000’li yıl­la­rı ku­cak­la­yan ye­ni bir olu­şu­mun doğ­ma­sı­nı bek­le­mek ha­yal­ci­lik ol­ma­ya­cak­tır. Pe­ki ne­den AKP, söz ko­nu­su si­ya­si boş­lu­ğun sa­hi­bi de­ğil­dir ya da AKP si­ya­set sah­ne­sin­de ne­yi ve­ya ne­le­ri tem­sil et­mek­te­dir?”
* * *
Bir­çok kez tek­rar­la­dık.
AKP, 2002’de müt­hiş bir avans ala­rak yo­la çık­tı. Mer­ke­zin par­ti­si ol­ma şan­sı­nı ya­ka­la­dı.
An­cak top­lu­mun du­yar­lı ol­du­ğu ko­nu­lar­da uz­laş­ma ze­mi­ni­ni ya­ra­ta­ma­dı. Da­yat­ma­la­rı ter­cih et­ti.
Al­dı­ğı oy­la­rın ödünç oy­lar ol­du­ğu­nu unut­tu.
Ço­ğul­cu de­mok­ra­si­den de­ğil, ço­ğun­luk de­mok­ra­si­den ya­na ol­du.
* * *
Yar­gı­tay Cum­hu­ri­yet Baş­sav­cı­sı’nın aç­tı­ğı ka­pat­ma da­va­sın­dan son­ra AKP yö­ne­ti­ci­le­ri­nin hu­ku­ka olan yak­la­şım­la­rı­nı ve yo­rum­la­rı­nı gör­dük­çe Ömer Fa­ruk Ka­ra­han gi­bi, “Mis­yo­nu bi­ten De­mok­rat Par­ti’nin de­va­mı han­gi par­ti ola­cak­tır?” so­ru­su­nu so­ran bir­çok ki­şi, ce­va­bın “AKP ol­ma­dı­ğı­nı...” çok net bir kaz da­ha gör­müş­tür.

Haberin Devamı

Mu­ha­fa­za­kar çiz­gi mi da­ha li­be­ral ba­kış mı?

Haberin Devamı

Pe­ki Tür­ki­ye’de al­ter­na­tif na­sıl çı­ka­cak­tır?
İş­te Tür­ki­ye’nin ay­dın­la­rı­nın, si­ya­set adam­la­rı­nın üze­rin­de ko­nuş­ma­sı, uz­laş­ma­sı ge­re­ken ko­nu bu­dur. Türk in­sa­nı is­tik­rar is­te­mek­te­dir, da­ha faz­la de­mok­ra­si is­te­mek­te­dir.
Ve en önem­li­si Cum­hu­ri­yet ta­ri­hi­nin en önem­li pro­je­si olan Av­ru­pa Bir­li­ği’nden kop­ma­mak is­te­mek­te­dir. Bu sü­reç ne za­man ya­vaş­lar­sa, ül­ke kao­sa doğ­ru sü­rük­len­miş­tir.
Tür­ki­ye’yi mu­ha­fa­za­kar bir çiz­gi­ye gö­tü­ren AKP’nin yi­ne al­ter­na­ti­fi mu­ha­fa­za­kar­lı­ğı öne çı­ka­ran bir par­ti ve yö­ne­tim kad­ro­su mu­dur?
Türk si­ya­se­ti­ni şe­kil­len­di­re­cek en önem­li ay­rın­tı iş­te bu­ra­da­dır.