Her şeyi İstanbul’a düşünmek, her şeyi İstanbul’a istemek nasıl bir ruh halidir?
Ben, İstanbul’u obezite hastalığına yakalanmış bir kişiye benzetiyorum.
Hangi proje olursa olsun İstanbul’a olsun.
Hangi yatırım olursa olsun İstanbul’a yapılsın.
Peki, bugün İstanbul’da adım atacak yer kalmış mıdır?
Trafiğiyle, altyapı yatırımlarıyla İstanbul tıkanmıştır.
Sizi bilmem ama benim birçok arkadaşım bir alternatif bulsalar Ege’nin illerine dönmeye dünden hazırlar.
Gerçekten de İstanbul’da yaşam giderek zorlaşmaktadır.
İnsanlar trafikte geçirdiklerini vakitleri başka şehirlerde kendi özel zevklerine, farklı ilgi alanlarına ayırmaktadır.
Buna rağmen büyük bir megapol olan İstanbul hala iştahlıdır.
Ve isteye devam etmektedir.
* * *
Örneğin AKP hükümeti de İstanbul’u finans merkezi yapmaya karar verdi.
Bunun üzerine Merkez Bankası dahil bütün kamu finans kuruluşlarını İstanbul’a taşınması için gerekli hazırlıklara başladı.
Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz’ın bütün ısrarlarına rağmen bu karardan geri adım atılmadı.
İstanbul’da yerler arandı, finans kampusleri kurulması için çalışmalar hızlandırıldı.
Avrupa yakasında yoğunlaşan bankalara alternatif olması, biraz da Anadolu yakasının prim yapması için bu bölgeye yoğunlaşıldı.
Amaç, 2010’a kadar bütün operasyonu gerçekleştirmek ve kamu bankaları dahil her finans kurumunun genel müdürlüğünü İstanbul’a taşımak...
Aslında sadece AKP hükümetini eleştirmiyorum.
80’den sonra gelen bütün hükümetler benzer bir yol haritası çizdiler.
Turgut Özal da böyle davrandı, Mesut Yılmaz da, Tansu Çiller de...
Nasıl olduysa Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası’nın İzmir’de kurulması yoğun baskılar sonucunda gerçekleştirebildi.
Ama o günleri bir hafızanızdan geçirin.
Binbir zorluk ve ayak sürmesiyle...
Yine de oldu ve VOB İzmir’de açıldı.
* * *
Anlaşıldı ki, dünyadaki örnekleri gibi böyle bir borsa finans merkezi olarak kabul edilen şehirlerin dışında da iş yapabilirmiş.
VOB gerçekten başarılı oldu.
Bana kalırsa daha da başarılı olabilirdi.
Yine de gelinen noktayı küçümsemiyorum, gelecekle ilgili büyük umutlar taşıdığımı da söylemeliyim.
Dediğim gibi obezite hastalığına yakalanmış bir kent olan İstanbul, VOB’u da kendine almak, Merkez Bankası gibi bu kurumu da İstanbul’a taşımak istedi.
Başbakan’ın son İzmir ziyaretinde bu konu dile getirildi.
Erdoğan gördüğü yoğun baskı üzerine Ankara’da yapılan toplantıda VOB’un kurulduğu yerde, yani İzmir’de kalması gerektiği konusunda fikrini öne sürdü.
Şimdilik bu tartışma ertelenmiş, İMKB’nin arzu ve isteği ötelenmiş gözüküyor.
Ama belki yakın bir gelecekte değil ama orta vadede bu konunun yeniden gündeme getirileceğinden eminim.
Çünkü İMKB vadeli işlem piyasasına girmek için bir başvuruda bulundu.
Bu gösteriyor ki, iştah devam ediyor.
* * *
Yıllardır yazıyorum.
Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası’nın bağımsız ve İzmir’in merkezi bir yerinde özel bir yere ihtiyacı var.
İzmir Ticaret Odası’nın binası gibi İzmir Ticaret Borsası’nın binası gibi prestijli ve borsaya yakışan bir merkez...
İzmirliler bugüne kadar bu kurumun değerini tam bilemedi ama gelecekte nasıl bir değer kazanacağını çok yakından görecek.
Kurumlarımıza, insanlarımıza sahip çıkalım.