Deniz Sipahi

Deniz Sipahi

dsipahi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

BUGÜN biraz siyasetten uzaklaşalım. İzmirli turizmcilerin büyük sıkıntıları var.
Haklılar...
Kentin büyük potansiyeli olmasına rağmen gelen turist sayısı oldukça az.
Kruvaziyer turizm biraz hareket getirse de, bunun da İzmir ve çevre ekonomisine etkileri sınırlı.
İzmir’i yeniden, geçmişte olduğu gibi bir destinasyon haline getirmek, gelen turistin birkaç gün burada konaklamasını sağlamak çok önemli.
Elbette bu söylediklerim büyük ve planlı projelerle olabilecek şeyler...
Gelin İzmirli turizmcilerin uzun zamandır dile getirdikleri bir sorunu bugün sizlerle paylaşalım.
Bakın sektörün içinde uzun yıllardır olan turizmci dostumuz neler diyor.
* * *
“Turizm sektöründe A grubu acente sahibiyim. Ana gelirimiz bilet satışı. Bileti bizim dışımızda satmayan sadece kasap, doktor, emniyet, jandarma kaldı. Sektörün payını; bankalar, internet ve bazı büyük şirketlerin acenteleri yiyor. Otobüs firmaları bilet satıyor. Direkt firmalara acente kodu ile şifre veriyor. Bankalar 12 taksit yapıyor ama bizden tek çekim isteniyor. Tabii ki dertlerimizi bağlı olduğumuz kuruma anlatmalıyız, o da TÜRSAB. Toplantılar yapılmıyor değil ama çözüm değil, problem tanımlama üzerine bir çalışma var. Bu sorun bütün acenteleri ilgilendiriyor. Sizden tek ricam; bu sorunları kamuoyuna duyurmanız.”
Gerçekten de turizm acenteleri İzmir gibi tur satışının zor olduğu bir yerde iş yapıyorsa gelirleri sınırlı alanlardan olabiliyor.
En büyük gelir bilet satışından...
TÜRSAB’ın bu konuda bir düşündüğü var mı?
Bu sorunun cevabı için TÜRSAB yetkililerine sütunlarım açık...
Eğer bir çözüm üretilemezse, çok yakında iflasını isteyen ve sektörden çekilecek çok firma olduğu söyleniyor.
Benden söylemesi...

Haberin Devamı

Vadeli Borsa’yla ilgili karar henüz bitmedi
BİRKAÇ hafta önce “İstanbul’a gider mi, gitmez mi?” tartışmaları yaptık; Vadeli İşlemler Borsası (VOB) için...
Şimdiden söyleyeyim.
Seçimlerden hemen sonra, gündem siyasetten biraz uzaklaşınca ilk gündeme gelecek konulardan biri de VOB meselesidir. Başbakan söz vermiş olabilir.
Siyasiler söz verirler, sonra da şartlar değişince başka şeyler söylerler. Hükümet İstanbul’u bir finans merkezi yapmak istemiyor muydu?
Bunun için Merkez Bankası dahil bütün kurumları İstanbul’a taşımaya karar vermemiş miydi?
Bugün olmazsa yarın...
2009’da olmazsa 2010’da VOB’u yeniden konuşuyor olacağız.
İlk günden bu yana söylüyorum.
VOB’a kentin en prestijli mekanlarından birini vermemiz gerekiyordu.
Geç kalınmış değil.
Görünür, bilinir bir yerde VOB’u görmeliyiz.
İkincisi de hükümeti sürekli samimiyet testinden geçirmeliyiz.
İşi sıkı tutmalıyız.
Siyasilerin verdiği sözler unutulur.
Bunu da siz hiç unutmayın...