Deniz Sipahi

Deniz Sipahi

dsipahi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

“AKP’ye ka­pat­ma da­va­sı açıl­dı­ğı için EX­PO kay­be­dil­di” yo­rum­la­rı­nı ya­pan­lar sa­de­ce si­ya­set­çi­ler...
Za­ten si­ya­set­çi­ler yü­zün­den bu ya­rı­şı kay­bet­tik.
O yüz­den bu söz­le­ri ben he­def şa­şırt­ma ola­rak gö­rü­yo­rum.
Le Pa­la­is des Congres de Pa­ris’te olan­lar hiç de böy­le bir ha­va­nın ol­ma­dı­ğı­nı çok iyi bi­li­yor­lar.
Ya­ni kim­se­nin AKP’yle il­gi­li ne ka­pat­ma da­va­sın­dan ha­be­ri var­dı ne de Tür­ki­ye’de­ki si­ya­si tab­lo­dan...
El Sal­va­dor’dan, Ek­va­tor Gi­ne­si’den, Erit­re’den, Fi­ji’den, Ga­na’dan, Gu­ate­ma­la’dan, Gui­ne Bis­sa­u’dan ge­len de­le­ge­le­rin ne Yar­gı­tay Cum­hu­ri­yet Baş­sav­cı­sı Ab­dur­rah­man Yal­çın­ka­ya’dan ne de AKP’nin bu da­va­yı ge­çe­bil­mek için bir mi­ni pa­ket ha­zır­lı­ğı için­de ol­du­ğun­dan ha­be­ri var­dı.
On­la­rın bü­tün der­di...
Beş yıl­da bir ayak­la­rı­na ge­len kıs­me­ti aç­lık, se­fa­let ve yok­luk­lar için­de kıv­ra­nan ül­ke­le­ri­nin le­hi­ne çe­vir­mek­ti.
Kal­dı ki, İtal­ya’nın du­ru­mu da en az bi­zim ka­dar kö­tüy­dü.
Si­ya­si is­tik­rar­sız İtal­yan­lar için ar­tık ola­ğan bir olay ha­li­ne gel­miş­tir.
Bir­kaç ay ön­ce­sin­de is­ti­fa­sı­nı ve­ren Baş­ba­kan Ro­ma­no Pro­di’yi vaz­ge­çir­mek için İtal­ya Cum­hur­baş­ka­nı Gi­or­gi­o Na­po­li­ta­no epey­ce ter dök­müş­tü. Pro­di ya­şa­nan ge­liş­me­ler üze­ri­ne ana­ya­sa de­ğiş­tir­me ko­zu­nu or­ta­ya koy­muş, koa­lis­yon or­tak­la­rıy­la da ara­sı bo­zul­muş­tu.
Ra­ki­bi Mer­kez Sağ For­za İtal­ya Par­ti­si li­de­ri Sil­vi­o Ber­lus­co­ni, EX­PO’yu al­ma­la­rı­na rağ­men, “Mi­la­no’nun za­fe­ri hü­kü­me­tin ba­şa­rı­sı de­ğil­dir” di­ye­rek İtal­yan­la­r’a gö­re ulu­sal ba­şa­rı­da bi­le an­la­şa­ma­mış­lar­dı.
Bü­tün bun­la­rın ya­nın­da Mi­la­no Be­le­di­ye Baş­ka­nı Le­ti­zi­a Mo­rat­ti, EX­PO’yu si­ya­si ge­le­ce­ği için önem­li bir aşa­ma ola­rak gör­müş, son­ra­ki he­de­fi­nin baş­ba­kan­lık ol­du­ğu­nu söy­le­me­si­ne rağ­men bi­le pro­je ko­nu­sun­da hü­kü­met­ten tam des­tek gör­müş­tü.
Kı­sa­ca­sı...
“AKP’ye da­va açıl­dı, o yüz­den kay­bet­tik” di­yen­le­ri bi­raz in­sa­fa da­vet edi­yo­rum.
İtal­ya’nın An­ka­ra Bü­yü­kel­çi­si Car­lo Mar­si­li ba­kın ne di­yor:
“Be­nim gel­di­ğim ül­ke­de si­ya­si is­tik­rar­sız­lık bir ge­le­nek­tir. Ül­ke­ler oy ve­rir­ken bir­çok et­ke­ni dik­ka­te alır­lar an­cak ge­nel ola­rak si­ya­si du­rum et­ki et­mez...”
Cor­ri­ere Del­la Se­ra’nın ha­be­ri ise işi özet­li­yor:
“Cum­hur­baş­ka­nı Ab­dul­lah Gül’ün de­le­ge­ler­le oy­la­ma ön­ce­si bir ara­ya ge­le­cek ol­ma­sı­nı öğ­re­nen İtal­yan Baş­ba­kan Ro­ma­no Pro­di ara­ya gir­di ve Af­ri­ka ül­ke­le­ri­ni İtal­ya’nın ya­nın­da yer al­ma­ya ik­na et­ti. Or­ta Af­ri­ka-­İtal­ya Ti­ca­ret Oda­la­rı Bir­li­ği Baş­ka­nı Al­fre­do Car­mi­ne, ‘Kon­go, Ga­bon, Ugan­da gi­bi 12 ül­ke hep bir­lik­te Mi­la­no le­hin­de oy kul­lan­dı. Hep­si­ni ben ayar­la­dım. On­la­ra ya­tı­rım ve pro­je ge­liş­tir­me sö­zü ver­dik’ de­di ve Mi­la­no’nun se­çi­mi ga­ran­ti et­me­si sağ­lan­dı...”
Eğer hü­kü­met doğ­ru stra­te­ji­yi uy­gu­la­ya­bil­sey­di, Baş­ba­kan oy­la­ma gü­nü Pa­ris’te ol­say­dı, ulus­la­ra­ra­sı ya­rış­lar­da­ki lo­bi tak­tik­le­ri tam an­la­mıy­la ger­çek­leş­ti­ri­le­bil­sey­di...
İna­nın biz bu ya­rı­şı ka­za­nır­dık.
Ya­zık ol­du, ya­zık...

Haberin Devamı

An­dre We­il Ku­ra­lı
Bi­rin­ci sı­nıf bir dos­tum­dan al­dı­ğım e-pos­ta­da­ki “An­dre We­il Ku­ra­lı”nın ikin­ci ve son tüm­ce­siy­di bu. İl­ki ise, “Bi­rin­ci sı­nıf in­san­lar, bi­rin­ci sı­nıf in­san­la­rı yan­la­rı­na alır­lar” şek­lin­dey­di. Bi­raz dü­şün­dü­ğüm­de Tür­ki­ye’de ya­şa­nan bir­çok so­ru­nun te­me­lin­de An­dre We­il ku­ra­lı so­nu­cu ger­çek­le­şen ne­ga­tif se­çi­min (se­lek­si­yon) yat­tı­ğı­nı fark et­tim.
Yan­la­rın­da dü­rüst, idea­list ve ça­lış­kan bi­rin­ci sı­nıf in­san­la­rın bu­lun­ma­sın­dan mut­lu­luk du­yan bi­rin­ci sı­nıf in­san­lar; yet­ki al­dık­la­rın­da, oluş­tur­duk­la­rı si­ner­ji ile çok gü­zel tab­lo­lar ya­ra­ta­bi­lir­ler. An­cak bir sü­re son­ra etik ol­ma­yan yol­la­rı da kul­la­na­rak yer­le­ri­ne ge­çen, an­cak çöp­ten adam çiz­me­yi bi­le be­ce­re­me­yen ikin­ci sı­nıf in­san­lar, ilk iş ola­rak li­ya­kat­li bi­rin­ci sı­nıf in­san­la­rı bir ta­ra­fa itip, bir ara­da bu­lun­duk­la­rın­da ken­di­le­ri­ni ek­sik his­set­me­ye­cek­le­ri, sa­dık, iş­bir­lik­çi üçün­cü sı­nıf in­san­la­rı top­lar­lar et­raf­la­rı­na; min­net borç­la­rı­nı da öde­miş olur­lar böy­le­ce. Dev­ral­dık­la­rı gü­ze­lim tab­lo­yu ka­ra­la­ma­ya ça­lı­şır­ken, ba­şa­rı­sız­lık­la­rı­na kı­lıf arar­lar boş ye­re. Bi­rin­ci sı­nıf in­san yo­ğun­lu­ğu­nun çok yük­sek ol­du­ğu bi­rim­ler­de yan­la­rı­na al­mak zo­run­da kal­dık­la­rı bi­rin­ci sı­nıf in­san­la­rı ise hiç­bir za­man faz­la yak­laş­tır­maz­lar yan­la­rı­na.
* * *
Di­ye­lim ku­ru­mun alt ba­sa­mak­la­rın­da bir gö­rev için üç ko­şul ge­rek­li; yan yol­la­ra sa­pa­rak bu üç ko­şul­dan hiç­bi­ri­ni ta­şı­ma­yan bir ki­şi­yi se­çer­ken, üç ko­şu­lun üs­tü­ne beş ko­şu­la da­ha sa­hip olan bi­ri­ni “ye­ter­siz” bul­ma­la­rı için emir er­le­ri­ni gö­rev­len­di­rir­ler; araş­tı­rır­sa­nız ken­di­le­ri­nin bu ko­şul­lar­dan bi­ri­ni bi­le kar­şı­la­ya­ma­dı­ğı­nı gö­re­bi­lir­si­niz. Bi­lin­çal­tın­da­ki ye­ter­siz­lik duy­gu­la­rı ne­de­niy­le tum­tu­rak­lı ve boş ko­nuş­ma­yı se­ven bu in­san­la­rın yan­la­rın­da­ki yö­net­me­yi bil­me­yen üçün­cü sı­nıf in­san­lar­sa iki ke­li­me­yi bir ara­ya ge­ti­re­mez­ler ge­nel­de.
Ata­türk’ü, ya­nı­na al­dı­ğı bi­rin­ci sı­nıf in­san­la­rı dü­şün­düm. 70 yıl son­ra bi­le ka­ra­la­na­ma­yan, 1923-1938 ara­sın­da­ki 15 yıl­da ya­ra­tıl­mış ben­zer­siz tab­lo­yu... 1946’da Ha­san Ali Yü­cel’in is­ti­fa­sı­nı... Ve şu so­ru­yu sor­dum ken­di­me... Ata­türk ya­şa­say­dı, bu­gün­kü si­ya­set­çi­ler­den han­gi­le­ri­ni alır­dı ya­nı­na?
(Prof. Dr. Ül­gen Ze­ki Ok’un ka­le­min­den, ul­ge­nok@ul­ge­nok.net)