87 yılıydı... En büyük parti olan ANAP, “erken seçim” kararı almıştı. 12 Eylül döneminde siyasi parti yöneticilerine getirilen yasaklara ilişkin referandumun hemen ardından yapılan bu seçimler oldukça renkli geçmişti.
87 seçimleri hem Demirel’in hem Türkeş ve Erbakan’ın hem de Baykal’ın yasaklarının sona erip 80 sonrası girdikleri ilk seçimdi.
Alelacele yapılan bu seçimler ANAP’ın durumunda bir değişiklik getirmedi.
ANAP yine birinci parti oldu.
Ama bu seçimler Türkiye’de seçim bölgelerinin tamamen iktidarda bulunan partinin en çok yararına olacak şekilde bu denli oynandığı ilk seçim olma özelliği taşıdı.
Özal bu seçim için özel araştırmalar yaptırmış ve sol oyların güçlü olduğu bölgeleri sağ mahallelere aktararak oyların bölünmesini sağlamıştı.
Uygulanan seçim sistemi yüzünden de her parti, en çok oy alacak partinin lehine olacak biçimde, aldığı oylarla neredeyse ters orantılı milletvekili sayısına sahip olmuştu.
İşte bu tartışmaların yaşandığı bir ortamda Turgut Özal, seçimlerden hemen sonra İzmir’e gelmiş ve parti otobüsüyle kent turu atıyordu.
Mesleğin ilk yıllarında olan bir gazeteci olarak ben de o otobüsteydim.
Karşıyaka Spor Kulübü’nün önüne geldiğimizde Özal, mikrofonu aldı.
Ve şöyle dedi:
“Sevgili Karşıyakalılar... Karşıyaka’yı işten eve gideceğiniz yer olmaktan çıkarın... Bunun için elimizden geleni yapacağız. Ticaret merkezleri, oteller yapacağız...”
* * *
Bu sözler uzun yıllar hiç aklımdan çıkmadı.
Herkes gibi ben de Karşıyaka’yı göçün etkisinden korumak istiyor, bir yandan da Türkiye’ye örnek olmasını istiyordum.
Geçmişi çok eskilere dayalı Karşıyakalı bir ailenin ferdi olarak çocukluğumdan beri hep güzel öyküler dinlemiş, kıskandıracak dostlukları beynimin hafızasına kazımıştım.
Özal’ın o gün Karşıyakalılara verdiği sözü yıllarca takip ettim. Hatta cumhurbaşkanı olduğunda İzmir’deki bir ziyaretinde kendisine hatırlatma fırsatı bulmuştum. Özal, aynı fikirde olduğunu yinelemişti. Ancak ANAP’ın kurucusunun bu görüşleri bile Karşıyaka’ya özgü projelerin hayata geçirilmesine izin vermemişti. ANAP’tan sonra gelen hükümetlerin yöneticileri de benzer şeyler söylediler. Ama Karşıyaka evden işe, işten eve dönülen yer olmaktan kurtulamadı.
Yaşar Holding’in kurucusu Selçuk Yaşar bir ara ısrarla ilçede değişimin sembolü olarak gördüğü Karşıyaka Plaza’yı yapabilmek için büyük çaba sergiledi. Stat başka yere taşınacak, oraya alışveriş merkezi, rezidans ve otel yapılacaktı.
Ne yazık ki...
Selçuk Yaşar da birçok engellerle karşılaştı.
* * *
Geçen gün Belediye Başkanı Cevat Durak’ın dördüncü yılıyla ilgili sunumu izlerken o günler aklıma geldi. Durak, yaptıkları kadar hayal ettiklerini de sıraladı. Aslında bunu göreve geldiği ilk günden bu yana söylüyor.
Ama öylesine birbirine girmiş sorunlarla bugüne kadar uğraştı ki, bu projelere yeni fırsat geliyor.
Örneğin Turan’da yeni bir cazibe merkezi yaratmak... İzmir’in en güzel otelini oraya yapmak, o bölgeyi 24 saat yaşayan yer haline getirmek...
Projeleri hazır, çevre düzenlemeleri bile yapılmış... Ama gelin görün ki, iktidar yine oyununu oynuyor. Karşıyaka’yı ikiye bölüyor.
Büyük projeler hayal etmek yerine belediyelerin sınırlarını da vizyonlarını da daraltıyor.
Karşıyaka geçen dört yılda disipline edildi, altyapı çalışmaları tamamlandı.
Karşıyaka’ya üniversite ve yeni stat Durak’ın yapmak istediği önemli projeler...
Dilerim bu iki konuda da adımlar atılır ve gecikmiş hayaller teker teker gerçekleştirilir...
Özay Şendir
Netanyahu için sonun başlangıcı…
18 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Eğitim vezir de eder rezil de!..
18 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Toparlanmanın devamı gelir mi?
18 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Hande Subaşı: Modellikten geliyorum, ama modayı hiç takip etmiyorum
18 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Yunanistan’ı anlamama sendromu
18 Mayıs 2025