Türk siyasetinde yıllardır görmeye alışık olduğumuz bir fotoğraf vardır. İktidardakiler kan kaybetmeye başlayınca hırçınlaşırlar, saldırganlaşırlar...
Başlangıçta verdikleri uzlaşma, ortak akıl mesajlarını unuturlar, herkesle kavga etmeye başlarlar.
Bugün yaşadıklarımız da aynen böyle...
Siyasetimizin değişmez kuralı yine sahnede sergileniyor.
Başbakan sürekli suçluyor, sürekli suçu birilerinde arıyorlar.
Böyle dönemlerde medyanın işi daha da zorlaşır. Çünkü eleştiri oklarının birinci hedefi yine gazeteler, televizyonlar ve gazeteciler oluyor.
Oysa AKP yanlısı medyaların dışındaki bütün sütunlarda itidal, sağduyu çağrısı yapılıyor uzun zamandır.
Hatta erken uyarılar yapılarak toplumun giderek kutuplaşmaya doğru gittiği asıl konsantrasyonun ekonomide olması gerektiği ifade ediliyor.
Bu mesajlar yanlış mı?
Bu mesajlar hepimiz için, Türkiye’nin geleceği için verilmiyor mu?
Ama Başbakan’ı ikna etmek mümkün değil, eleştirilere tahammül edemiyor.
Yakın çevresi de aynı konu üzerinde yoğunlaşıyor.
Milli irade...
* * *
Sorarım size milletin iradesi seçimden seçime mi kendini hatırlatır, sandık dışında milletin iradesi yansıtan bir şey yok mudur?
Gelişmiş batı demokrasilerinin tamamında bunun adresi sivil toplum örgütleridir.
Son yıllarda Türkiye’de de sivil toplum adına önemli mesafeler aldık, artık daha çok insan derneklere üye oluyor, odalarda daha aktif rol oynamak istiyor.
Bunlar sevindirici gelişmeler...
Çünkü kamuoyu yaratmak, kamuoyunu yönlendirmek bu sayede gerçekleşiyor.
Geçen gün TÜSİAD bu kaygılarını dile getirdiği çok önemli bir açıklama yaptı.
Bence TÜSİAD’ın bu açıklamalarını satır satır okumak gerekiyor.
Hem iktidar partisine, hem de muhalefetteki diğer partilere çok önemli mesajlar veriyordu.
Hatta şunu söylemeliyim ki; çok sert ve net mesajlar içeren bu metin ancak bu kadar nazikçe hazırlanabilirdi.
“Mevcut durumu ancak diyalog ile gerilimi düşürerek tam demokrasiyle, hukuka koşulsuz saygıyla aşabileceğimizi, toplumsal huzura bu şekilde yeniden ulaşabileceğimizi düşünüyoruz. Yenisi yerine konana kadar mevcut hukuk çerçevesinde hareket etmek, demokratik toplumların temel kurallarından biridir...”
* * *
Bu hükümetin üzerinde uzun uzun düşünmesi, özeleştiri yapması gereken cümleler...
Dün de toplumun yarısından fazlasını temsil eden TOBB, Türk-İş, TİSK, Kamu-Sen, TESK, TZOB, Hak-İş’in kamuoyuyla paylaştıkları sağduyu çağrısı ve bildirisi geldi.
Basın açıklamalarını ve sorulara verilen cevapları dikkatle dinlediyseniz, Türk insanının beklentilerini anlayabilirsiniz.
22 Temmuz’un üzerinden sadece aylar geçti.
AKP bu süreci öylesine kötü yönetti ki Türkiye siyasi bir bunalımın eşiğine geldi.
Halkın beklentilerinin ve taleplerinin aksine yapılan siyaset, hepimizi karamsarlığa sürükledi.
Giderek derinleşen global krizin etkilerinin bize nasıl yansıyacağını tartışacağımıza, hükümet, değerlerimiz üzerinden siyaset yapmaya başladı.
Ekonomide büyük sorunlar var ve yeni bir program ihtiyacıyla ilgili kimsenin bir söz söylediği yok. Ben TÜSİAD’ın da, TOBB, Türk-İş, TİSK, KamuSen, TESK, TZOB, Hak-İş’in de açıklamalarını çok önemsiyorum. Ve iktidarın bunu bir sivil muhtıra olarak yorumlaması gerektiğini düşünüyorum. Başta Başbakan olmak üzere tüm AKP yetkililerinin, aynaya bakıp, özeleştiri yapmaları gerekir.
Özay Şendir
Netanyahu için sonun başlangıcı…
18 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Eğitim vezir de eder rezil de!..
18 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Toparlanmanın devamı gelir mi?
18 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Hande Subaşı: Modellikten geliyorum, ama modayı hiç takip etmiyorum
18 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Yunanistan’ı anlamama sendromu
18 Mayıs 2025