Bu yazıyı yazmak için birkaç gün bekledim. Baktım ki tepki yok, yorum yok...
Geçtim bilgisayarımın başına...
Bir süredir AKP’li yöneticiler İzmir’e farklı şehirlerin belediye başkanlarını getirip siyaset akademilerinde konuşmalar yaptırıyor.
Birkaç hafta önce Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel geldi.
Türel’i başkan olmadan önceki dönemden de tanırım. CHP’nin Antalya adayının Türel olduğu çok konuşuldu. Hatta bir takım görüşmelerin yapıldığı siyaset koridorlarında da konuşuldu.
Ben Türk siyasetinin genç, yeni yüzlere ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.
O yüzden hangi parti olursa olsun bu tür adayların desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum.
İster AKP’den olsun, ister CHP’den, ister MHP’den, ister DP’den hiç fark etmez.
Yeter ki, siyasete kalite getirecek, soluk aldıracak ve yeni vizyonlar getirecek insanlar olsun.
Menderes Türel ismine de başlangıçtan bu yana hep öyle baktım.
Türel, davet üzerine İzmir’e gelmiş ve burada şöyle yorumlar yapmış.
“İzmir’de yerel iktidarla hükümet arasında doku uyuşmazlığı var. Yerel iktidar hükümetle aynı lisanı konuşmuyor. Kentte yapılan hizmetler itibariyle bu anlaşılıyor. Bu doku uyuşmazlığının giderilmesi gerekiyor. Antalya bunu 2002 yerel seçimlerinde başardı. İzmir de bunu başaracaktır. Aklın yolu AKP’dir”
* * *
Türel, İzmir’in artık koşması gerektiğini belirtmiş, kentin gelişmesi için üstü kapalı biçimde şart koşmuş.
Hatırlayacaksınız Ulaştırma Bakanlığı Müsteşarı Sabri Erbakan da benzer yorumlar yapmış.
Sadece Erbakan mı, İzmir’e gelen, İzmir ile ilgili konuşan her bürokrat bazen açık, bazen üstü kapalı ifadeler kullanıyor.
Çok açık yazacağım.
Siyasette yeni yüz olarak gördüğüm Menderes Türel’e hiç de yakışmayan bir ton olduğunu söylemeliyim.
Doku uyuşmazlığını çözecek hükümet mi, belediye midir?
Kaldı ki, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu zaman zaman kendi partisinde bile hükümetle uyumlu çalıştığı için eleştirilen bir kişi...
Kimse kusura bakmasın, bu ülkenin Başbakan’ı da, bakanları da tüm Türkiye’nin başbakanı, bakanı olduğunu görev yaptığı sürece hiç unutmayacak.
Menderes Türel’den sonra Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek geldi.
Gökçek’in yorumları da şöyle...
“İzmir’i kesinlikle ve Allah’ın izniyle alırız. Ak Partili belediyelerle CHP’li belediyeler arasında belediyecilik anlayışı açısından inanılmaz fark var. Örneğin, alt üst geçitler konusu. CHP’lilerde altüst geçitlere karşı alerji var. Yapmama inadı var. Bunların faydalı olmadığını ısrarla söylerler. Ben 78 tane altüst geçit yaptım. İzmir’de bildiğim iki tane yapıldı. Galiba baktılar ki direnemeyecekler, yapalım bari dediler. TOKİ dışında kendi imkanlarıyla bir tek kentsel yenileme projesi göstersinler. Yoktur. Çünkü CHP’liler bu işi bilmez. Gelelim yeşil alanlara, Burhan Abi’nin (Özfatura) döneminde yaptığı yeşil alanlar ile rahmetli Ahmet Piriştina zamanında dikilen palmiyelerden başka var mı? İzmir’i pek bilmiyorum. Hata edebilirim. Ancak 9 yıldan beri İzmir CHP ile yönetiliyor. Bana 300 bin metrekarenin üzerinde rekreasyon alanı gösterin, yok.”
Sayın Melih Gökçek madem kendi ifadelerinizle İzmir’i bilmediğini söylüyorsunuz, o zaman İzmir’e gelip neden bu kentle ilgili yorum yapmayı sürdürüyorsunuz.
* * *
Bir hatırlatma da ben yapayım.
Hazine’ye en çok borcu bulunan belediye Ankara... Aynı zamanda vadesinde ödenmediği için Hazine tarafından üstlenilen tutarda da birinci sırada. 2007’nin Ağustos’undaki borcu 3 milyar 887.3 milyon YTL’ydi. Bu rakamın 2008 Mart’ın 4 milyarı geçtiği söyleniyor.
Eski parayla 4 katrilyon TL...
Araştırdım; beğenmedikleri İzmir Belediyesi 650 milyon dolar borç ödemiş. Bu 6 büyükşehir belediyesinin ödediği tutarın yüzde 47’si anlamına geliyor.
Kimse oturmadığı, bilmediği bir yerle ilgili ahmak kesmeye kalkmasın.
Özay Şendir
Netanyahu için sonun başlangıcı…
18 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Eğitim vezir de eder rezil de!..
18 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Toparlanmanın devamı gelir mi?
18 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Hande Subaşı: Modellikten geliyorum, ama modayı hiç takip etmiyorum
18 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Yunanistan’ı anlamama sendromu
18 Mayıs 2025