Deniz Sipahi

Deniz Sipahi

dsipahi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Top­lu­mun de­ği­şik ke­sim­le­rin ge­len sağ­du­yu, iti­dal çağ­rı­la­rı an­lam­lı...
Tür­ki­ye’de de­mok­ra­si­den bah­se­di­yor­sak bu­nun sa­de­ce se­çim ve Mec­lis ol­ma­dı­ğı­nı an­la­ma­lı­yız.
Yar­gı­nın ba­ğım­sız­lı­ğı­nı her­ke­sin sa­vun­ma­sı ge­rek­ti­ği gi­bi si­vil top­lum ör­güt­le­ri­nin güç­lü ol­ma­sı­nı da her­kes is­te­me­li.
TOBB, Tür­k-İş, TİSK, Ka­mu­-Sen, TESK, TZOB, Ha­k-İş’in ka­mu­oyuy­la pay­laş­tık­la­rı ba­sın açık­la­ma­sı­nın söz­cü­lü­ğü­nü Tür­ki­ye Oda­lar ve Bor­sa­lar Bir­li­ği Baş­ka­nı Rı­fat Hi­sar­cık­lı­oğ­lu yap­tı.
Hi­sar­cık­lı­oğ­lu’nun son cüm­le­si, “Eğer uz­laş­ma is­te­ni­yor­sa, di­ya­log is­te­ni­yor­sa her­kes al­mış ol­du­ğu mev­cut po­zis­yon­dan bir adım ge­ri at­ma­lı. Bu­nu yap­ma­ya mec­bu­ruz” ol­du.
* * *
9 Ekim 2005’te kö­şem­de uz­laş­may­la il­gi­li şöy­le bir ya­zı yaz­mış­tım.
Hi­sar­cık­lı­oğ­lu’nun bu çağ­rı­sı üze­ri­ne ya­zı­mın bir bö­lü­mü­nü ye­ni­den ya­yın­la­ma ih­ti­ya­cı duy­dum.
Şöy­le de­miş­tim.
“Türk si­ya­sal kül­tü­rün­de ve dü­şün­ce tar­zın­da ‘uz­laş­mak’ ne ya­zık ki ‘tes­lim ol­mak’ ve­ya ‘bo­yun eğ­mek’ gi­bi al­gı­la­nı­yor.
Türk dip­lo­ma­si­si so­run­la­rı be­lir­ler ve bun­la­rı don­du­rup ‘po­zis­yon’ alır.
Oy­sa ‘po­zis­yon’ bir an­lam­da ‘çö­züm­süz­lük’ ve ‘uz­laş­ma­sız­lık’ tır.
Eşi­ğin­de bu­lun­du­ğu­muz AB kül­tü­rü­nün te­mel öğe­si ise ‘uz­laş­ma’dır. Av­ru­pa’nın slo­ga­nı ‘Fark­lı­lık­la­rın Bir­li­ği’dir.
Uz­laş­mak her şey­den ön­ce bir kül­tür işi­dir.
Uz­la­şı kül­tü­rü­nün olu­şa­bil­me­si için ya­rı­şan ve ça­tı­şan fi­kir­le­rin tem­sil­ci­le­ri ve bu ki­şi­le­rin tem­sil et­ti­ği grup­lar ara­sın­da as­ga­ri bir gü­ven ve an­la­yı­şın bu­lun­ma­sı ge­re­kir.
Ay­rı­ca bu ki­şi ve grup­lar, uz­laş­mak için ver­me­le­ri ge­re­ke­bi­le­cek ki­mi ta­viz­le­rin ge­ti­re­ce­ği yük­le­re en azın­dan ta­ham­mül­lü ola­bi­le­cek ko­num­da bu­lun­ma­lı­dır.
Bu gü­ven, an­la­yış, ta­ham­mül üç­ge­nin­de çer­çe­ve­yi ta­mam­la­yan ve uz­la­şı bi­na­sı­nı ayak­ta tu­ta­cak sü­tun ise iyi ni­yet­tir.
Uz­laş­mak tes­lim ol­mak, dön­mek, kaç­mak ve­ya kor­kak­lık de­ğil­dir.
Uz­la­şa­bil­mek be­ce­ri­si as­lın­da ne tür bir bek­len­ti için­de ol­du­ğu­nun, he­de­fi­nin ne ol­du­ğu­nun, açık se­çik bir ta­nım­la­ma­sı­nı, bi­lin­ci­ni ge­rek­ti­rir.
Bu açı­dan ger­çek bir uy­gar­lık gös­ter­ge­si­dir.
Ben, uz­la­şı kül­tü­rü­nün sa­de­ce si­ya­set­te de­ğil, gün­lük ha­ya­tı­mı­zın her ala­nın­da ol­ma­sı ge­rek­ti­ği­ne ina­nan bir ki­şi­yim.
Her za­man en kö­tü an­laş­ma­nın bi­le sa­vaş­tan çok da­ha önem­li ve ka­zanç­lı ol­du­ğu­na inan­mı­şım­dır.
Bel­ki de bi­zim te­mel so­ru­nu­muz gü­ven­siz ol­mak­ta ya­tı­yor.
İn­san­lar böy­le al­gı­lı­yor Tür­ki­ye’de... İn­san ‘mut­la­ka ta­viz ver­miş­tir...’ di­ye dü­şü­nün­ce, ha­yat hiç de ko­lay ol­mu­yor.
Uz­laş­mak tes­lim ol­mak de­ğil­dir...”
* * *
Ben böy­le dü­şü­nü­yo­rum.
Ve Hi­sar­cık­lı­oğ­lu’nun söz­le­ri­ne ge­ri dö­nü­yo­rum.
Uz­laş­ma­ya va­ra­bil­mek için ba­zen ge­ri adım at­mak ge­rek­li ola­bi­lir.
Hat­ta ödün de ve­ri­le­bi­lir.
Bu­ra­da ge­ri adım at­ma­sı ge­re­ken ta­raf hü­kü­met­tir.
Baş­ba­kan’dır...
Son 10 gün­dür tır­ma­nan si­ya­si or­ta­mın ne­de­ni Yar­gı­tay Cum­hu­ri­yet Baş­sav­cı­sı’nın AKP’yle il­gi­li ka­pat­ma da­va­sı aç­ma­sın­dan son­ra AKP yö­ne­ti­ci­le­ri­nin gös­ter­dik­le­ri ta­vır­dır.
Şim­di de mi­ni pa­ket ça­lış­ma­la­rı yü­rü­ten AKP’nin bı­ra­kın ge­ri adım at­ma­yı, bir-iki adım ile­ri­ye git­me ni­ye­ti açık­tır.
O yüz­den uz­laş­ma­ya gi­den yol yi­ne si­ya­si ik­ti­da­rın ira­de­sin­den geç­mek­te­dir.