Didem Özel Tümer

Didem Özel Tümer

didem.tumer@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türkiye’nin Suriye topraklarında icraya başladığı dördüncü harekâtın adı 1 Mart 2020 tarihinde resmileşti. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Hatay Taktik Komuta Yeri’nde yaptığı açıklamada harekâtın adının Bahar Kalkanı olduğunu duyurdu. Ama bu harekât aslında, Suriye Rejimi’ne Soçi Mutabakatı sınırlarına dönmesi için tanınan sürenin dolduğu 29 Şubat gece yarısı değil, 10 Şubat’ta başladı. Adına süre bitimiyle kavuştu.

Harekâta adım adım

Türkiye’yi Bahar Kalkanı’na yönelten olayların başlangıcı 2 Şubat’ı 3 Şubat’a bağlayan gece. O gece TSK; Serakib’de rejim unsurlarının saldırısıyla 8 şehit verdi. Saldırının ardından akıllardaki asıl soru, bir süredir İdlib’de tırmanan gerginliğin bu saldırıyla bir harekâta dönüşüp dönüşmeyeceğiydi. Cumhurbaşkanı Erdoğan bu soruya ilk yanıtı 3 Şubat’ta Atatürk Havalimanı’nda Ukrayna’ya hareket etmeden önce “şu anda zaten harekât devam ediyor. Tespit edilen 40’a yakın nokta şu anda sürekli operasyonun hedefleri arasında...(...) Fakat noktayı koymak yok, aynı şekilde operasyon devam ediyor...” sözleriyle verdi. O gün ‘devam eden ne sorusu’ bir ölçüde havada kaldı.

Haberin Devamı

Hem masada hem sahada

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile İdlib’deki gelişmeleri ilk olarak 4 Şubat’ta bir telefon görüşmesinde değerlendirdi. Putin’in isteği ile diplomat, asker ve istihbaratçılardan oluşan heyetlerin bir araya gelmesine karar verildi. Daha heyetler buluşmadan, Cumhurbaşkanı Erdoğan 5 Şubat’ta partisinin grup toplantısında Rejim için geri sayımı resmen başlattı. Rejime şubat sonuna kadar mutabakat sınırlarına dönmesi uyarısını yaptı.

Bu arada Türk ve Rus heyetler 9 Şubat’ta Ankara’da buluştu. İkinci gün, 10 Şubat’ta heyetlerin görüşmesi devam ederken Ankara’ya bir hafta içindeki ikinci şehit haberi ulaştı. Rejim’in yoğun topçu atışı altında kalan Türk askerlerinden 5’i Taftanaz’da şehit oldu, 5’i yaralandı. Türkiye bu tarihi bir kenara not etti ve fiili olarak harekatı başlattı. Güvenlik kaynakları; TSK’nın bu tarihten itibaren meşru müdafaa haklarını kullanmaya başladığının altını çizdi. 

Haberin Devamı

Bu arada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 21 Şubat’ta cuma namazı çıkışında soruları cevaplandırırken kullandığı ifade dikkat çekti; “Biliyorsunuz yoğun bir, şu anda ben buna savaş diyebilirim, orada devam ediyor”. Erdoğan bir kez daha devam eden bir sürece atıf yaptı.

Ve 27 Şubat akşamı.. Rejimin hava saldırısı sonucu 33 askerin şehit olduğu gece 23.30 sularında Anadolu Ajansı’nın geçtiği haber bir başka işaretti. Haberde TSK unsurlarınca, İdlib’deki operasyonlarda 17 günde 1709 rejim unsuruyla birlikte 55 tank, 3 helikopter, 18 zırhlı araç, 29 obüs, 21 askeri araç, 4 doçka, 6 mühimmat deposu ve 7 havan topu mermisinin etkisiz hale getirildiği aktarıldı. 17 gün öncesi, yani 10 Şubat. 28 Şubat’ta İletişim Başkanı Fahrettin Altun da yaptığı basın toplantısında “10 Şubat’tan bu yana....” sözleriyle cümlesine başlayarak Rejim unsurlarına verilen zararı aktardı.

Kalkan yine kalktı

Bu arada dördüncü harekâtın ismi ile Suriye topraklarında yürütülen 24 Ağustos 2016 tarihli Fırat Kalkanı operasyonu arasında bir benzerlik var. İki operasyonun isminde de ‘Kalkan’ ifadesi yer aldı. Her ikisinde de ortak nokta; belirlenen bir sınırın ötesine geçişi engelleme. Fırat Kalkanı’nda hedef, DEAŞ tehdidini sınırdan uzaklaştırmak, PKK’nın da toprak genişletmesine izin vermemekti. Afrin-Kobani arasının teröristlerce doldurulması engellendi. Bahar Kalkanı’nda da hedef; Rejimi Soçi sınırlarına itmek.