PKK’nın silah bırakmasının 11 Temmuz Cuma günü başlaması öngörülüyor. Böylece bir kaç ay, belki yıl sonuna kadar sürmesi beklenen yeni bir aşamaya geçilecek. Çok titiz bir çalışma yürütülüyor. “Habur” benzeri görüntülerin ortaya çıkmaması, suistimal ve provokasyon amaçlı kullanılmaması için azami çaba sarfediliyor.
PKK fesih kararını duyurduğu 12 Mayıs 2025’ten itibaren bir sonraki aşamanın geri sayım sürecini başlattı. O aşama, silah bırakmanın ne zaman, nerede ve ne şekilde olacağına ilişkindi. 16 Haziran’da “Öcalan’ın 450 sayfalık manifestosu” başlıklı yazımda, gidişatta sorun olmadığını söylemiş ve “Silahların bırakıldığı görüntüsünün gelmesi gerekiyor” denildiğini aktarmıştım. Yani ne beklediğimizi biliyorduk, tarihini netleştirmek gerekiyordu.
Ayak sesleri örgüte yakın yayın organlarından geldi. DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan geçen hafta yaptığı açıklama ile de iddiaları bir anlamda doğruladı.
Terörsüz Türkiye sürecinde terör örgütü PKK’nın fesih kararının ardından bir başka kritik eşiğin bu hafta atlatılması öngörülüyor. DEM’den gelen açıklamalar, Irak kaynaklı haberleri doğruluyor. PKK’lı bir grup bu hafta sembolik bir törenle silahlarını bırakacak. Belki yakacak, belki de toprağa gömecek. Bu süreci bugüne kadar yürütülen diğerlerinden ayıran en önemli gelişme bu. Bu aşamaya daha önce hiç gelinmemiş ve fiili olarak silah bırakılmamıştı. Dolayısıyla sembolik de olsa önemli bir aşama.
DEM İmralı Heyeti’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilk görüşmesinde MİT Başkanı Kalın da yer almıştı. Heyetin Cumhurbaşkanı Erdoğan ile planlanan ikinci görüşmesi de çarşambadan bugüne alındı.
Bu noktada akıllara gelen sorulardan biri şu; peki ya gerisi? Devletin ilgili birimlerinde de hükümette de devamının geleceği konusunda bir tereddüt yok. Ancak devamının hızını ve temposunu gelişmeler belirleyecek.
IRAK SAHASINDA ÜÇLÜ KOORDİNASYON
Birincisi silah bırakma süreci farklı sahalar
Türkiye 2026 yılı Temmuz ayında NATO Zirvesi’ne ev sahipliği yapacak. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, zirvenin Ankara’da düzenleneceğini açıkladı. Türkiye’nin gözbebeği projelerinden, yapımı devam eden Ay Yıldız Müşterek Karargahı’nın zirvenin merkezi olması planlanıyor. Projenin “Yıldız” bölümü zirve için hazır hale getirilecek. Türkiye’nin önde gelen savunma sanayi şirketlerinin merkezlerinin yer aldığı Ankara, zirveye anlamına uygun bir vurgu yapacak.
Ay Yıldız Projesi’nin temeli 30 Ağustos 2021’de atıldı. 6 Şubat depremleri nedeniyle inşaat faaliyeti bir süre planlananın gerisinde kaldıysa da, çalışmaların zirvenin netleşmesinin ardından daha da hızlanacağı ifade ediliyor. Ankara Etimesgut’ta 12,6 milyon metrekarelik arazi üzerinde konumlandırılan dev proje, MİT’in “Kale” olarak anılan yerleşkesine komşu. Müşterek Karargah 890 bin metrekarelik kapalı alanda Milli Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri’ni aynı kampüste toplayacak. Çok yakında ona komşu olacak
CHP Genel Başkanı Özgür Özel hafta sonu yayımlanan röportajında kurultay davası, kayyum, mutlak butlan tartışmaları konusunda “Partisini seven kim varsa bu akıl tutulmasından uzak dursun” dedi. Özel kuşkusuz bunu, eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, uzak durmayacağı işaretini verdiği için söylüyor.
Kılıçdaroğlu ve çevresindekileri, CHP’nin geri kalanından, seçmeninden ve hatta umudunu CHP’ye bağlamış bir kısım muhalefet seçmeninden ayrı düşüren onun partisini sevmemesi mi?
Sanmıyorum.
Kılıçdaroğlu’nun, Ekrem İmamoğlu’nu ihanete uğramış hissetmesine neden olan, kanaatimce Özel ve Genel Merkez yönetimini şaşırtmayan tavrının ardında yatan da, onun kendine has parti sevgisi. Her iki taraf da CHP’yi kuşkusuz çok seviyor. Asıl mesele, sevgilerini gösterme biçimlerindeki çatışmada. CHP’nin selameti konusundaki görüşleri taban tabana zıt. Ve hiç bir zorlu koşul, geçmişte olduğu gibi bugün de, farklılıkların bir kenara bırakılmasına yetmiyor. Her fırsat, üstünlük
Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ’nün sızma girişimlerinin sürdüğünü belirterek, “Türkiye bu beladan önünde sonunda tamamen kurtulacaktır. Hangi kılığa girerlerse girsinler, hangi taşın altına saklanırlarsa saklansınlar, bu mücadele hedefine ulaşacaktır. Düşman uyumuyor, biz de uyumayacağız” dedi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Lahey’deki NATO Zirvesi’nden dönüş yolunda, beraberindeki gazetecilerin iç ve dış gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Erdoğan özetle şunları söylerdi:
TRUMP İLE VERİMLİ GÖRÜŞME: Dostum Trump ile verimli bir görüşme gerçekleştirdik. Trump ile ikili ilişkilerimizden NATO ortaklığına, bölgesel ve küresel meselelere kadar pek çok başlığı ele aldık. İsrail-İran arasındaki ateşkesteki gayretlerine atıfta bulunarak, Gazze ve Rusya-Ukrayna’daki çatışmaların sonlandırılması konusunda da aynı gayretin beklendiğini ifade ettim.
OLUMLU YAKLAŞTI: Gazze’de kan durmadıkça hiç kimse kendini güvende hissedemez. İsrail, insani yardımların gönderilmesinde Kızıl
Hollanda Lahey’de düzenlenen NATO Liderler Zirvesi’nden yansıyan ve bizim açımızdan önemli bir kaç fotoğraf var. Bunlar sadece Türkiye’ye değil, başkalarına da bir çok mesaj veriyor. Biri aile fotoğrafı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump’ın zirve marjında, en ön sırada, yan yana geldiği ilk fotoğraf. Yerler alınırken iki lider arasındaki sıcak tokalaşma karesi, yolu Beyaz Saray Oval Ofis’ten geçen ve oradan pek de iyi hatıralarla ayrılamayanlar için muhtemelen daha fazla şey anlatıyor.
İkincisi Hollanda Kral ve Kraliçesinin ev sahipliğindeki akşam yemeği karesi. NATO Genel Sekreteri Mart Rutte’nin de yine ev sahibi olduğu salonun ortasındaki masada dört isim daha var. Zirveye gelmeden önce müttefiklerini savunma harcamalarını GSMH’larının yüzde 5’ine çıkarma konusunda hizaya getirmiş olmanın keyfini yaşayan Trump, Çekya Cumhurbaşkanı Petr Pavel, Trump’ın gadrine uğramamış hatta sempatisini kazandığı düşünülen İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ve müttefiklerin en kıdemlisi Erdoğan.
ABD, dün sabaha karşı İran’ın nükleer tesislerini bombalayarak savaşa dahil oldu ama rejim değiştirme amacı taşımadığını açıkladı.
İsrail ise hem nükleer kapasiteyi hem de rejimi etkisiz hale getirmek istiyor. İranlıları ayağa kalkmaya çağırıyor, onlar için özgürlüğe giden yolu açtığını savunuyor. Peki içerde de, dışarda da muhalifleri olduğu bilinen yönetimin devrilmesi mümkün mü?
“İran’da Değişim Siyaseti” adlı kitabı da olan ve İran üzerine çalışmalar yürüten Sakarya Üniversitesi Ortadoğu Enstitüsü’nden Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Caner’e bunu sordum. İranlı muhalifler, İsrail bombalarından medet umarlar mı? Örneğin, İsrail desteği ile parlatılan devrik Şah Rıza Pehlevi’nin kendiyle aynı adı taşıyan oğlu ve monarşistlerin şansı var mı?
Caner, öncelikle muhalif grupların çok dağınık ve birbirleriyle kavgalı olduğunu belirtiyor. Pehlevi’nin İran içinde desteğinin olmadığını, diasporada da çok az olduğun söyleyen Caner, “Bunları sosyal medyada
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler dün İran sınır hattındaki incelemelerinin ardından yaptığı açıklamada “Kritik gelişmelere karşı Sayın Cumhurbaşkanımızın direktifleri çerçevesinde, proaktif bir güvenlik paradigmasıyla hareket ediyor, ilgili kurumlarımızla yakın bir koordinasyon halinde ülkemizi ilgilendirebilecek tüm ihtimallere karşı değerlendirmelerimizi yapıyoruz” dedi. Altı çizilecek iki söz öbeği “proaktif güvenlik paradigması” ve “tüm ihtimallere karşı değerlendirme”. İsrail’in İran’a yönelik saldırıları daha başlamadan Ankara teyakkuz haline geçti. Diplomasiye öncelik verildi ama İsrail’in saldırganlığının devamının bölgede yol açabilecekleri ve Türkiye’ye etkisi konusunda alınabilecek tedbirler de değerlendirildi. Bakan Güler’in sınır hattından yanında kuvvet kademesi ile verdiği mesajlar bunun bir parçası.
Şu anda 560 kilometrelik İran sınırına konsantre olunsa da Suriye ve Irak’taki gelişmeler yakından izleniyor. Uluslararası bir ajansın haberine göre ABD ordusu, Suriye’nin