Dilek Gappi

Dilek Gappi

dilek.gappi@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İzmir Ticaret Odası’nın “140 kişi bu krizde Girit’e mi gider?” yaklaşımlarıyla karşılaşan Girit seyatindeyiz.
Doğru, Ticaret Odası bugüne kadar Yunanistan ve adalara kalabalık geziler düzenledi ama alınan yolların bir kısmı da böyle alındı. Yolu ticaret açtı, eğer siyaset isterse çok daha uzatabilir.
Yunan işdünyası, gelişmeye başlayan ilişkilerden memnun olmaya başlamış ve hatta inceden tedirginlik içinde. Çünkü dış ticaret Türkiye lehine gelişiyor. 2008 itibarıyla ticaret hacmi 3 milyar 541 milyon dolara ulaştı. Büyük rakam değil belki ama 10 yıl öncesine göre anlamlı.
Yunanistan’da 9’u küçük ölçekli, diğeri de Ziraat Bankası olan 10 Türk firması yatırım yaparken, Türkiye’de 360 Yunan sermayeli firma mevcut. Bunların arasında Yunanistan ın en büyük bankalarından biri olan National Bank of Greece’in, Finansbank’ın yüzde 46’sını 2.774 milyar dolara satın alması gibi güçlü ortaklıklar da var.
* * *
Ticaretin bu kadar başındayken, Yunan işdünyası hangi tedirginliklerini dile getirdi? Öncelikle Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş’ın duygulu ve coşkulu konuşmalarına bugüne kadar aynı coşkuyla karşılık veren, Türk-Yunan İşdünyası Başkanı Parayatis Kuçikos’ın konuşmasına yansıdı bu tedirginlik. Kuçikos, ticari dengenin Türkiye’nin lehine açılmasının sorgulanması gerektiğine değindi, “Yunanistan’ın da önünü açacak ortak organizasyonlar geliştirmeliyiz” dedi.
Türk tarım ürünleri ihracatının artırılması için talep edilen, adalarda kurulacak olan laboratuvarların ise Yunan makamlarınca durdurulduğunu anlattı. Gerekçe açık. “Yunan üreticisi mağdur oluyor” diyor Kuçikos. Türkiye’de bir gün bir yetkilinin Türk üreticiler için bunu söylediğini görecek miyiz acaba?
Üstelik acınan Yunan yöneticiler bizim üreticilerin yirmi-otuz katına varan prim teşvikleri alıyor. Yunan iş dünyası hala birlikte iş yapmaya çok açık ve 70 milyonluk Türkiye’nin kendileri için de ne kadar büyük bir pazar olduğunun farkında. Ancak kendilerinin de kazanacağı ortak projeleri ortaya koymakta da ısrarcı olacakları görülüyor.
* * *
Turizmde Türkiye’nin daha ucuz olması da onları düşündürüyor. “Hani ortak çalışacaktık” diyorlar. Diyorlar da, ortaklık, “Schengen vizesi” varken nasıl olacak? Gelişmesi için çok çaba harcanan ilişkilerde vize sözkonusu olunca alınan yol arpa boyunun belki biraz ötesinde. Ekrem Demirtaş, bu konuda güzel bir örnek verdi. AB’nin, Nikaragua, Panama, Andora gibi ülkelerin vatandaşlarına bile 90 günlük Schengen vizesi verdiğinden söz etti. Bize bırakın 90 günü, ticaret kesimine dahi vizelerde zorluk çıkarılıyor, işadamlarımız birçok gereksiz prosedürden geçiyor, çoğu kez günlük vize veriliyor.
Yunanistan, bunun nedeninin, Türkiye’nin, Yunanistan’a kaçan mültecileri geri almamasını gerekçe gösteriyor. Yani ticaretin önünde siyasi engel gösteriliyor şimdi. Koçikos açıkça, “Bu sorunu çözün, Schengen için AB’ye baskı yapalım” diyor.