Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Doğan HEPER

TÜRKİYE'nin madeni para gibi iki yüzü var.
Bir yüzü iç açıcı, öbür yüzü felaket.
Okullar açıldı. Milyonlarca öğrenci derse başladı.
Akmerkez'de bir dükkanda bir kalem kutusu 5 milyon lira.
Bir okul çantası 16 milyon lira. Vitrindeki çantanın üzerine "satılmıştır" notu konmuş. Yani 15 - 20 milyonluk ilkokul çantaları kapış kapış gidiyor.
Dün bir de gazete haberi vardı:
"50 milyarlık otomobillerde kuyruk oluştu" diye.
Bu iki ev fiyatındaki otomobiller için sıraya girenler üç ay da beklemek zorunda kalıyormuş.
Gelir dağılımındaki adaletsizlik, Türkiye'nin üçte birini İsviçre yaparken, üçte ikisini Bangladeş olmaya mahkum etmiş gibi.
Oysa her hükümet "gelir dağılımı adaleti, vergi adaleti" diye işe başlıyor. İnsanlarımız arasındaki ekonomik uçurumun törpüleneceğini 50 yıldır dinliyoruz.
"Enflasyon en büyük adaletsizliktir" lafı çiklete döndü, pörsüdü, çürüdü, değerini kaybetti...
Enflasyon baştacımız oldu, öyle bir taç ki, yıllardır başımızdan inmiyor.
Buna rağmen bugünlerde ona karşı yeni bir savaş açıldığını duyuyoruz. Hazine Müsteşarı Mahfi Eğilmez "fedekarlık eşit yayılırsa Türkiye enflasyon canavarını yener" diyor. Bir daha; inşallah...
Bir yanda ilkokul çocuğuna 5 milyon liraya kalem kutusu, 16 milyona okul çantası; öte yanda çocuğunun en basit ders ihtiyaçlarını bile gideremediği için çırpınan bir büyük dargelirli kitle...
Bu çelişkiye, bu ülkenin dayanması kolay mı?
* * *
BIRAKALIM tüm Türkiye'yi, örnek diye bakalım Güneydoğu'ya:
Güneydoğu'da terörü önlemenin yolu büyük ölçüde bölge halkını iş sahibi yapmaktan geçiyor.
Örnek de var: Korucu sayısı 100 bini buldu.
Korucu demek, fabrikada, tarlada işi olmayan adam demek. İşi olsa, ayda 70 milyon lira kazansa korucu olur mu?
O işsiz adam koruculuk olmasaydı ne olurdu?
Belki hepsi değil ama bir bölümü terörist olurdu.
Korucu da olmasın, terörist de olmasın, o zaman fabrikada işçi olarak çalışıyor demektir. Tabii fabrika varsa.
Hükümetin Siirt'te açıkladığı vaat paketi de bu anlama geliyor.
Başbakan Yılmaz "Bölgeyi yatırım cenneti yapacağız" diyor.
Başka yolu yok.
Yıllar önce bu köşede "Güneydoğu'yu kalkındırmak için özel vergi alınsa..." demiştik.
Bazı okuyucularımız buna çok kızmıştı.
Oysa bugünkü önlemlerin dayandığı kaynak da bir bakıma vergi sayılır.
Ama çare yok, gelir dağılımı adaletsizliği, işsizlik, ülke huzurunun baş düşmanı. Bu düşman yıllardır bölücüler tarafından karşımıza terör şeklinde çıkartılıyor.
Bunun ilacı hükümetin yeni reform paketinde var. Uygulanabilirse...
* * *
İTALYA'da zengin kuzey, fakir güneyden kurtulmak istiyor.
"Fakir güneyin yükünü neden biz taşıyalım, onları sırtımızdan atalım" diyorlar.
Bunun için kuzeyde ayrılıkçı bir parti bile kurdular.
Türkiye ise 65 milyonluk bir aile...
Bu ailenin parçalanması, bölünmesi mümkün değil. Üstelik kimse kimseden kopmak da istemiyor.
Önemli olan tüm Türkiye'de huzuru bozacak orandaki ekonomik farklılıkları, gelir dağılımındaki adaletsizlikleri daha da gecikmeden hızla törpüleyebilmek.
Kimi 16 milyonluk okul çantası alırken, kimilerinin de hiç olmazsa çocuğuna 3 - 5 milyonluk çanta alma imkanına sahip olması.
Bu toplumda, doğudaki de, batıdaki de, güneydeki de, kuzeydeki de herkes aşağı yukarı 50 yıldır bunu bekliyor.
Yokuşlara evet, uçurumlara hayır...



Yazara EmailD.Heper@milliyet.com.tr