Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


"Demirel olsun" diyenler neden onu istiyor?
Herkesin kendine göre gerekçesi var.
Geniş kitleye göre, Türkiye bir bakıma yeni bir dönüm noktasında.
Hem ekonomik, hem siyasi, hem dış ilişkiler açısından.
Böyle bir noktada bir de cumhurbaşkanlığı krizi çıkmasın, Demirel devam etsin. Çünkü geçmişte hep bu seçim, kriz doğurdu.
Demirel bu görüşteki geniş kitlenin ne eşi, ne özel dostu...
Amaç Türkiye'de yeni bir kriz dalgasını önlemek.
Sonuçta, Demirel olmazsa, gelecek olanın kanunlar çerçevesinde çok farklı bir durum yaratması da söz konusu değil.
* * *
AMA konuya, özel çıkar hesapları karışınca, partilerin niyetleri gizli açık Anayasa değişikliğine hakim olmak isteyince, kriz çıkmasın diye çıkılan yol bizatihi kriz doğuruyor.
FP'ye bakın. Tutumunda çelişki yok mu?
Demirel'in süresinin uzatılmasında ülke yararı varsa neden işi zorlaştırıcı maddeler de şart olarak ileri sürülüyor? Yararlı olacak bir seçim engelleniyor?
Demirel'in süresinin uzatılmasında ülke yararı yoksa, bir madde değil yüz madde değişikliği de kabul görse nasıl bu kişinin süresinin uzatılmasına evet denilebilir?
Anlaşılıyor ki, bu en önemli seçimde bile FP'nin amacı ülke değil, parti...
Karar objektif değil, sübjektif.
* * *
İŞLER karışınca, ANAP lideri Mesut Yılmaz Ecevit'ten yediği gole cevap verme fırsatını, on günlük rötarla da olsa yakalamanın sevincini yaşıyor.
"Ecevit partisine hakim olsaydı Muhsin Batur cumhurbaşkanı olurdu."
Ne kadar güncel bir örnek değil mi!..
Oysa sorun, Ecevit'i mat etme sorunu değil, cumhurbaşkanlığı seçimini krize dönüşmeden atlatma becerisini gösterebilme sorunu.
* * *
AÇIKÇA görülüyor ki, sisteme hakim olan etik değil, ciddilik değil.
Cumhurbaşkanlığı konusu gündemde ama her parti bu durumdan yararlanma yolunda fırsatçılık yapıyor. Adeta rüşvet talep ediyor. Veya başkasının aleyhine puan toplamak istiyor.
Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili Anayasa değişikliğine şu madde eklensin, bu madde eklensin, diye diretmek rüşvet talebi değilse nedir?
Bu durum partilerin ciddilik sınırlarını zorlama anlamına gelmez mi? Bu etik dışılık sayılmaz mı?
Ve işte bu tutum, Türkiye'de işleri çıkmaza sokuyor, en azından çözümleri zorlaştırıyor.
* * *
SON noktayı üçlü zirve saptadı; 101., 69., 86. maddeler bir arada Meclis'e sevk edilecek. Ayrı ayrı oylanacak.
Zirvede; 69. maddenin 7. fıkrasındaki "kapatılan bir partinin devamı olma" durumu konusundaki ek taviz isteği de reddedilerek, FP'ye hayır denilmiş oldu.
Şimdi iktidar ortakları DYP'nin de katılımıyla 5 + 5 için 410 oya ulaşabileceklerini umuyorlar.
Ya umdukları olmazsa, çünkü gizli oyun ve etiğin neyi, ne zaman, nasıl etkileyeceği pek de belli olmuyor.
Bir de bakarsınız 4. turda Yıldırım Akbulut 10. cumhurbaşkanı olmuş.
Neden olmasın?



Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr