Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Günlerdir acısız hayvan kesimi tartışılıyor.
Ama bu konuyu istismar edenler var.
Şöyle istismar ediyorlar:
"Nereden çıktı 1400 yıl sonra kurbana müdahale?"
Bana sorarsanız konu tek başına kurban değil ki.
Kesim.
İster kurbanlık kesimi olsun, ister mezbahalardaki kesim olsun.
O zaman olayın yalnız bir yanını alıp, İslami bir gereğe müdahale gibi sunulması konuyu saptırma sayılmaz mı?
* * *
GEÇEN akşam Siyaset Meydanı'nda yine bu konuyu tartışan uzman sayılacak bazı kişileri izledik.
Vatandaş artık öğrendi; kurban farz değil.
Hatta hac dışında sünnet de olmadığını savunanlar var.
Amaç kendi varlığından bir parçayı güçsüze yardım olarak vermek.
Bu açıdan bakınca kurban kesme yerine, bir kurbanlık parası fakire verilirse aynı sevaba ulaşılabileceği de çoğunluk tarafından kabul gördü.
* * *
AMA güncel konu; "acısız kesim" ve bunu yalnız kurbanlıklarla sınırlı tutmak başta da dediğimiz gibi yanlış olur.
Bu konu tüm kesimlik hayvanlar için her zaman ve her halükarda dikkate alınması gereken bir konu.
"Kurbanımı ben çatur çutur yatırır kendim keserim" diyebilen bir kişi belki bu konuda çok hassas olmayabilir ama bu hassasiyeti gösterenlere de kulak vermekte yarar yok mu?
1400 yıldır bu böyle sürdü, demek de acısız kesim arayışlarını göz ardı etmeyi haklı kılmaz.
Kuran'dan da, Hz. Muhammed'in sözlerinden de anlaşılan hayvanlara eziyet etmenin günah olduğu.
Öyleyse eziyet sayılmayacak şekilde kesmek mümkünken acı çektirmekte ısrar niye?
* * *
DİYANET İşleri Başkanlığı ve Başkan Mehmet Nuri Yılmaz ve diğer bazı bilgi sahipleri örneğin Doç. Dr. Fahri Kayadibi, Prof. Dr. Hayreddin Karaman acısız kesimi savunuyorlar.
Bunun yolu neyse, o neden uygulanmasın?
Ve unutmayalım bu yol yalnız kurbanlar için değil tüm kesimlerde, tüm mezbahalarda mecburi olmalıdır.
* * *
PROF. Dr. Hayreddin Karaman'ın görüşlerinden şu özet alıntı kurban kesimindeki bazı tereddütleri ortadan kaldırmıyor mu?
"Kurban kesmekle yükümlü olmak için kişinin zengin olması gerekir. Kurban kesmenin vacip (farz ile sünnet arasında bir yükümlülük derecesi) olduğu hükmü ittifaklı değildir. Bazı güçlükler ortaya çıktığında veya yoksulların etten daha fazla paraya, başka bir şeye ihtiyaçları bulunduğunda 'sünnettir diyen' içtihat tercih edilmeli ve kurbanın bedeli, daha azı, daha çoğu uygun yerlere verilmelidir. Böylece deri kavgasından da kurtulma yolu bulunmuş olacaktır.
Kurban veya etlik hayvan keserken önce hayvanı bayıltmak, uyuşturmak, böylece acı duymasını asgariye indirmek, sonra kesmek caizdir. Hadislerde, kesilecek hayvana eziyet edilmemesi emredilmiştir."

Enflasyon alarmı

İki aylık enflasyon yüzde 10.
Oysa toptan eşyada yıl sonu için yüzde 20 hedeflenmişti.
Peki yüzde 20'nin ocak ve şubatta yarısı gitti. Şimdi ne olacak?
On ayda yüzde 10 nasıl sağlanacak?
Toptanda artış demek maliyet artışı, o da önümüzdeki günlerde tüketici fiyatlarının artması demek değil mi?
Döviz fiyatı sınırlı, ama fiyatlar artıyor. Böyle gider mi?
Yılın ilk iki ayında enflasyon yüzde 10 olursa ücretliye ne zam verilecek?
Bu programın sahibi yok.
Kimine göre IMF, kimine göre vekaleten Gazi Erçel.
Halkı ikna edecek, programın başarısı için moral verecek birilerine ihtiyaç var.



Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr