"Galatasaray Bayramı" yalnız bir futbol zaferinin coşkusu olamaz.
Bu her şeyden önce başarıya susamışlığın dışa vuruşu, patlayışı olabilir.
Başkalarının başarıları altında ezilmişliğe isyan ve devamlı geri kalmadan kurtuluşun ifadesidir, Galatasaray Bayramı.
Halkımız yıllardır kötü haberlerle beslendi, bütünleşti. Başarı haberlerine aç bırakıldı.
Sanat diyoruz, bilim diyoruz.
Var mı bu alanda başarımız?
Sanat, bilim evrenseldir.
Başarı ya vardır ve dünya çapındadır, ya yoktur.
Üniversitelerimiz var, doktorlarımız var, mimarlarımız var, ressamlarımız var, müzik alanında çalışan sanatçılarımız var, filmcilerimiz var. Her alanda uzmanımız var. Ama dünya çapında üretimimiz, buluşumuz, eserimiz yok. Daha doğrusu evrensel başarıda rakip ülkeler arasında ikinci sınıf ülke konumunda kaldık, geri kaldık.
Türk insanı bunun hasreti içinde
Evrensel başarıya susamışlık içinde...
Galatasaray'ın aldığı sonuç bizatihi çok büyük bir başarıdır, bunun inkarı mümkün değil. Hangi ülkede olsa onun aldığı sonuç büyük bir olaydır ama bu başarının Türkiye'deki anlamı bizatihi sahada kazanılan bu başarıyı aşmıştır. Tüm ulus coşmuştur. Onu bu derece coşturan, sevindiren bir uluslararası başarıya yıllardır hasret kalmış olmasıdır.
* * *
YILLARDIR Türk insanının günlük konuları, insanımıza sunulanlar; pahalılık oldu, gelir dağılımı adaletsizliği oldu, bölgeler arası gelişmişlik dengesizliği oldu, iç savaş oldu; cinayetler oldu, kısır şahsi siyasi çekişmeler oldu, resmi, gayri resmi soygun oldu, istismar oldu, eşitsizlik, adaletsizlik oldu, haksızlık oldu, işçinin, memurun, emeklinin ezilmişliği oldu. Vatandaşın içi karardı.
Göçün yarattığı varoşlar, kültürel farklılıkların tahrik ettiği sosyal patlamalar, çatışmalar insanımıza dünyayı zindan etti.
Dirayetsiz politikacılar, gereksiz politik çekişmeler, oturmamış demokrasi, yerleşmemiş insan hakları ve ikide bir gelen darbeler.
Böyle bir tablo içinde ömür geçiren başka bir uygun ülke ve insanları var mı?
Ve hep özendiğimiz, başarılarını, yaşamlarını, düzenlerini kıskandığımız o başka ülkeler...
Ah onların başarılarını bir yakalayabilsek özlemi.
Batılı olmak, AB'de olmak tutkusu, onlar gibi başarılı olma arzusunun, isteğinin sonucu değil mi?
* * *
KARAMSAR tablo çizmenin marifet olmadığını biliyorum.
Ama zorlama bir pembe tablo bu ülkede hep politikacıların işi oldu.
Gerçekçi olalım.
Olalım ki; Galatasaray Bayramı'nın ne anlam ifade ittiğini daha içten, daha yüreğimizden anlayalım.
Bugüne kadar yaratılamayan bir toplumsal sevinç imkanını evrensel bir başarıyla sağladığı için Galatasaray'a teşekkür edelim.
Ve örnek olmasını dileyelim...
Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr