BİR gün her şey aydınlığa çıkacak.
O gün geldi mi?
Geldi gibi.
Bakın; siyasiler kendileri de, ucundan kenarından bulaşmış da olsalar, mafyalaşmada çorap söküğü gibi bir bozgun var.
Bu çorap söküğünü belki de önlemek isteyenler var, ama buna güçleri yetmiyor.
10 yıldır aranan Sarı Avni bile Altınoluk'ta oturuyormuş da onu orada gören olmuyormuş!.. Şimdi görüp tanıdılar.
Artık o da ifade veriyor.
Emlakbank'ın Horzum'la hortumlanmasında başrolü oynadığı iddia edilen 10 yıla hükümlü Emlakbank Kızılay Şubesi Müdürü Fikret Öngen, 9 yıldır aranıyordu, ama önceki gün yakalanıverdi; ne tesadüf değil mi?
Yoksa bu zorunlu bir çorap söküğü mü?
Emniyet Genel Müdürü'ne hiç de teamülde olmadığı halde birkaç kez yapılan ziyaretlerin bunda rolü var mı?
O ziyaretler olmasa Türkiye hala uyuyacak, uyutulacak mıydı?
Böyle olmaması, bu cümlelerin yanlış olması temenni edilir.
* * *
TÜRKBANK ihalesiyle ilgili olarak en önemli belgelerden birinin Başbakanlık'ta kaybolduğu açıklandı.
Günler geçti. Kim kaybetti, nasıl kayboldu, cevabı yok. Sorumlular ortada değil. Arayan da yok, gibi...
Dün birden bire öğreniliyor ki kaybolan yazı bulunmuş.
Hem de Emniyet Genel Müdürlüğü'nün Türk Ticaret Bankası ihalesine mafyanın karıştığı uyarısını içeren yazı bir değil iki tane imiş.
Başbakan, "Bu ihale konusunda uyarılmadım" derken, kendisine iki uyarı yazısı gönderilmiş olduğu anlaşılıyor.
Kaybolan uyarı yazılarını medya buluyor, ama yazıları iç edenleri bulması gerekenler hareketsiz.
Bu kadar önemli bir iş bu kadar basite alınabilir mi?
İhmal mi, kasıt mı?
* * *
CHP milletvekili Fikri Sağlar'ın "Kod Adı Susurluk" kitabı çıktı.
Buradaki ilginç görüşmelerden biri Çakıcı - Yiğit kaseti konusunda CHP lideri Baykal ile Sağlar arasında geçiyor.
Özetle şöyle:
Baykal: Fikri, Korkmaz Yiğit bantın açıklanmamasını istedi. İstiyorsan sen de görüş.
Sağlar: Benim görüşmem gerekmez sanırım.
Baykal: Hiç olmazsa düşmanını tanırsın.
Sağlar: Sayın Genel Başkanım, bu bantı siz açıklayın.
Baykal: Bant sana gelmiş. İki televizyon, üç gazete sahibi olan bir kişi. Husumeti tüm partiye çekmek istemem. Bu bantı sen açıkla...
* * *
YORUMA gerek var mı?
Gizlenen ilişkiler, kaybedilen belgeleri açıklamaktan çekinen liderler.
İşbankası, Evcil'e boşuna mı vatandaşın 50 trilyon lirasını kredi adı altında veriyor?
Genel Müdür'ün istifası haksız işlemlerin kabulü anlamı da taşımıyor mu?
Bu bir örnek. Neyin örneği? Liderlerin, hükümet adamlarının yetkililerin, yıllardır pek çok şeyi bildiklerinin ama bilmezmiş gibi davrandıklarının, önlerine gelen bilgileri bile açıklamaktan kaçındıklarının örneği.
Haksızlıklar, gasplar, tehditler, hatta cinayetler, bazı yetkili merciler tarafından biliniyor, hatta ilişkiler kasetlerle saptanıyor, ama bunlar yıllardır hasır altı ediliyor.
Peki bunun bir müeyyidesi olmayacak mı?
Yalnız; "Siyasi sorumluluk" yeter mi?
Bir gün her şey aydınlığa çıkacak.
Yazara E-Posta: d.heper@milliyet.com.tr