Doğan HEPER
BODRUM taş yığını olma yolunda hızla ilerliyor.
Hele hele;
"devre mülk, devre tatil" diye bir moda çıkıp, çılgınca yaygınlaştıktan sonra.
Bodrum yarımadasında yazın inşaat yasak.
Ama mesela Turgutreis'te adamlar sabahtan akşama kadar dağlarda kayalar arasında
"güm, güm" makinelerle inşaat alanı açıyor. Kafa şişiriyor.
Bodrum sıcak...
Bu nedenle orası da diğer bazı şehirlerimizdeki gibi mimari bir cinayetle karşı karşıya.
Her camdan, kapıdan klima sarkıyor.
Çirkinlik belgesi olarak.
Merkezi soğutma sistemi yapılması için bina sahiplerini zorlamak lazım.
Bodrum'un çözümleyemediği bir konu da otopark.
Kalabalıktan caddelerinden geçilemeyen bu turistik şehre girişte yetersiz, açık iki otoparkla biraz ötelerindeki bir kapalı küçük otoparkın dışında otopark bulmak imkansız.
Yıllardır durum aynı...
* * *
ŞEHİRLERİ, ehil şehirci mimarlara teslim etmek, acemi, zevksiz, görgüsüz ama yetkili kişilerden kurtarmak gerekiyor.
Oysa bizde durum tam tersi. Yasal yetkiye, yetkiliye saygı zaman zaman şehirlerimize saygısızlık haline geliyor.
Çünkü uzman olmayan, zevkli, bilgili olamayan bazıları şehirlerimizde acayiplikler yaratabiliyor.
* * *
ÇİRKİNLİKLERE müsaade ettikleri için eleştirilecek olanların başında belediyelerin imar işlerine bakan mimarlar geliyor.
Sonra serbest mimarlar ve mimar odaları.
Bu çirkinliklere göz yumdukları, sustukları için. İsyan etmedikleri için.
İstanbul'da olduğu gibi zaman zaman sesini yükselten mimar odaları da var, ama bu tüm Türkiye'de olmalı.
Çirkinliği, mimari yolsuzluğu kimin yaptığını halk bu yetkililerin, serbest mimarların ağzından öğrenebilmeli.
Şehirlerimizi, cennet köşelerimizi katledenler bu bağımsız, objektif, bilimsel mimari gözden çekinmeli, ürkmeli, geri adım atmalı. Aslında bunlar çirkinliğe teşebbüs bile edememeli...
* * *
DENİLEBİLİR ki mevcut şehircilik çirkinliğine imza atan serbest, resmi, sonuçta mimarlar değil mi?
Şimdi onlardan nasıl olur da yardım isteyebiliriz?
Peki başka çaremiz var mı?
Türkiye'de de her şeye rağmen mimarlığı güzellikler yaratmak için kullanan başarılı insanlarımız var.
Talebimiz onlardan.
Camiye benzemeyen cami yapılıyorsa onlar karşı çıkmalı. Aynı caddede çeşit çeşit, boy boy, renk renk, uyumsuz binalar yapılıyorsa onlar karşı çıkmalı. Belediyiler zevksiz kaldırımlar yapıp bozuyorsa onlar
"olmaz" demeli. Doğruyu, güzeli, dünyada denenmiş, iyi not almışı onlar örnek diye sunmalı, yaymalı.
Yoksa şehirlerimizin istikbali bugünkünden de karanlık.
İstanbul'un, Bodrum'un olduğu gibi.
Yazara EmailD.Heper@milliyet.com.tr