Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türkiye’nin gündemine “eksen kayması” oturdu. Bu ne demek?
Yani Türkiye Batı’ya arkasını dönüyor, yüzünü Doğu’ya çeviriyor.
Bu böyle mi?
Hükümet “hayır” diyor.
Mesela Başbakan “Eksenimiz kaymadı, omurgalı davranıyoruz” diyor.
Ve Başbakan Erdoğan devam ediyor “Türkiye’nin Batı’dan koptuğunu iddia edenler, düşünenler art niyetlidir. Biz onurlu davranıyoruz”
Başbakan bunları söylüyor ama AB’nin kopyası gibi “Ortadoğu Birliği” de İstanbul’da kuruluyor.
Bunu, Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Sinop’tan Sudan’a, Boğaz’dan Aden’e diyerek ifade ediyor...
* * *
Bu cümleler, bu faaliyetler, bu durum Türkiye’de “eksen kayması” olduğunu gösterir mi?
Türkiye Batı’dan Doğu’ya mı dönüyor? Başbakan’ın sözlerine bakarsanız, bunun cevabı başta belirttiğimiz gibi “hayır”dır.
“AB’den vazgeçecek değiliz, dersimizi çalışmaya devam ediyoruz” diyor, Başbakan Erdoğan. Cumhurbaşkanı Gül de “Türkiye’nin ekseni kayıyor demek ya bilgisizliktir ya da kötü niyettir” diye konuşuyor.
* * *
Peki eksen kaymasına işaret edenler kimler? ABD Savunma Bakanı “Gates, Türkiye’nin Doğu’ya yöneldiğini” söylüyor ve bunun kabahatini Avrupa’da buluyor.
İngiltere eski Başbakanı Blair de “Türkiye’deki değişimi endişe verici” buluyor ve bunu AB’nin Türkiye’ye karşı soğuk tutumuna bağlıyor.
New York Times, Erdoğan’ın, Batı’nın İslamcı rakiplerinin yanında yer aldığını ileri sürüyor. İçte de muhalefetin benzer söylemleri var. Mesela, CHP’den Onur Öymen de eksen kaymasına işaret ediyor
* * *
Dünya değişti, iki kutuplu dünya yok artık. Türkiye bu yeni duruma intibak için yeni kararlar almalı. Dış politikasını gözden geçirmeli. Hareketlenmeli. Bu da yapılıyor.
Türkiye Batı’dan kopmamalı ama bölgesinde de, Doğu’da da saygın bir lider devlet olduğunu, deyim yerindeyse, Batı-Doğu arasında etkin bir köprü olduğunu göstermeli.
Bunun için yola çıkıldı ama bu yolda hisler yerine akıl rehber olmalı. Düşünce iyi ama pratik, yani tatbikat iyi mi?
Arap halkları kazanıldı ama rejimler, iktidarlar Türkiye’ye soğuk duruyor bu gözden uzak tutulmamalı. “Adriyatik’ten Çin Seddi’ne” sözü gibi bugünkü çabalar da, geçici bir heves olarak kalmamalı.
Bakın, Orta Asya’da, Kırgızistan’da bugün Türkler ölüyor, Ankara onlarla niye meşgul değil, sorusu da soruluyor.
Hüsrana, hayal kırıklığına uğramamanın yolu hislerle değil akılla hareket etmeye bağlı.
İnşallah o akıl Ankara’da vardır.

Haberin Devamı

YİNE, OSMAN CAN
Osman Can enteresan bir kişi!.. Yaptı yine yapacağını ve geldi gündeme oturdu...
“Anayasa Mahkemesi anayasa değişikliği paketi için olumsuz karar verirse Türkiye Büyük Millet Meclisi bu kararı yok saymalı” dedi. Bu Anayasa Mahkemesi’ni “yok” saymak anlamına gelmez mi?
Ve Can, Talat Aydemir’i de; yani idamı da ortaya koyarak adeta yüksek mahkeme üyelerini korkutmak istiyor, tehdit ediyor...
Bu Can’a, yani bir hukukçuya, hele hele Anayasa Mahkemesi raportörüne yakışır mı?
Şu kararı verirse mahkemeyi takmayın, ama şu kararı verirse uyun, demek suçtur. Ve bu suçu Osman Can işlemiştir.
Gereği herhalde yapılacaktır.

Haberin Devamı

BİZ BİR AİLEYİZ
Kendisini Kürt asıllı, Laz asıllı, Çerkez asıllı, Arap asıllı, Ermeni asıllı, Rum asıllı, Yahudi asıllı, Sünni, Alevi, dinsiz vs. nasıl farz ederse etsin bu 72 milyon kardeştir. “Türkiye vatandaşıyım” diyorsak gerekli saygıyı hem bu bayrağa hem bu milli marşa göstereceğiz.
Bunu, Milli Eğitim Bakanımızın Ermeni ve Rum asıllı Türk çocuklarının okullarını ziyaretinde gördük.
Ama geçenlerde yapılan, Alevi Bektaşi Federasyonu’nun toplantısında İstiklal Marşı okunmaması bizi üzdü.
Onların bazılarının İstiklal Marşı münakaşasını da, daha doğrusu bu marşa karşı olmalarını ben anlayamadım. Ya siz!

Haberin Devamı

YETER
Terör bitirilsin

Güneydoğu’dan her gün şehit haberleri geliyor. Aynı haberler, aynı gözyaşları, aynı sloganlar, aynı demeçler, aynı törenler.
Sanki hükümet yok.
Hükümet var ama Gazze’de.
Gazze duyarlılığı iyi ama hayata PKK kurşunlarıyla veda eden gençlerimiz öldürülmeye devam mı edecek. Hükümet buna ne zaman dur diyecek.
Açılım, fiyasko verdi sayılmaz mı? O günden bugüne 120’den çok şehit vermek bunu göstermiyor mu?
Hükümet Gazze’deki insanların haklarını korumak istediği gibi Türk insanının, askerlerinin de yaşam hakkını ne pahasına olursa olsun korumalı.
Ve PKK terörüne son verebilmeli. Türkiye’nin bugünkü başlıca sorunu budur. Kanayan yarası budur.
Gündem terördür ve hükümetin birinci görevi terörü bitirmektir. Bu nasıl olur, ben bilmem, ben halkım.
Terör nasıl önlenirin cevabını hükümet verecektir. Çünkü bütün bilgiler ondadır. O ise terör “açılımla” önlenir, dedi, ama yanıldı. Acaba hükümet bu yüzden mi gündemi dış olaylara çevirdi.

CHP’DEN
Tekin’e, sus payı

“Oldu da bitti maşallah...”
CHP’de Tekin krizi son buldu inşallah.
Gürsel Tekin CHP’de uzun süre baş tacı idi. Sonra başağrısı sayıldı. O, İstanbul İl Başkanlığı’ndan alındı ve sus payı olarak MYK üyesi yapıldı. Bu neyi gösteriyor? CHP’de işler yolunda! Daha doğrusu CHP’de demokrasi gelişiyor!..
Yutarsan...

ETE BAK
Oturup ağlayalım

Evet, oturup ağlayalım ağlamamız lazım.
776 bin metrekare toprağımız var. Ve 4 mevsimi bütün avantajlarıyla yaşıyoruz. Yıllarca da, “tarım ülkesiyiz” diye böbürlendik. Boşunaymış...
Şimdi sığır, yani et ithal ediyoruz. Hem de Avrupa’nın en küçük toprağa sahip ülkeleri bize satışa talip.
Bizimki ne biçim, “başarılı hayvancılık politikası”. Yoksa “iflas”ın adı mı değişti. Anlayan beri gelsin...

CİNAYETTEN
Kim sorumlu?

Bir hafta içinde otomobil park etme yüzünden iki cinayet işlendi.
İstanbul’da cadde ve sokakların hatta kaldırımların, evlerin kapılarının önünün otopark haline getirildiğini yaşıyorum, görüyorum.
Ve diyorum ki, böyle giderse daha çok cinayet işlenir. Ve bunların mesulü belediyeler ve trafik yetkilileridir. Belediyeler ve trafikçiler keyfe keder durumlarla meşgul olup ceza yazacağına bu sorunu halle uğraşsalar ya.
Sanki bu iş onların görevi değil. Park etme yüzünden gazetelere aksetmeyen kim bilir ne kavgalar ne dövüşler oluyor da bizim haberimiz olmuyor.
Evet bu başıbozukluğun mesulü belediyeler ve trafik yetkilileridir.