Fazilet Partisi Başkanı Kutan ABD'de.
Sözlerinden Amerika'yı çok beğendiği anlaşılıyor.
"İster istemez kabullenmek zorundayız. ABD bir süper devlet olmuş..."Sonra, FP'nin de artık Yuhadilere olumlu baktığını, açıklıyor.
Yahudi lobisinin güçlü ve Türkiye ile sıkı ilişkiler içinde olduğu ABD'de bu bakış değişikliğinin açıklanması da ilginç.
Kutan, ABD'deki gibi bir laiklik istediklerini de ilan ediyor. Türkiye'deki laikliğin Müslümanlara baskı anlamına geldiğini de yine New York'tan duyuruyor.
* * *
ÖNCE Türkiye'de Müslümanlara baskı yapılıyor cümlesinde hata var.
Bu cümle gerçeği ifade etmiyor.
Türkiye, halkı Müslüman olan bir ülke.
Namaz, oruç, zekat, Suudi Arabistan'ın sınırlaması dışında hac serbest.
Özellikle cuma günleri camiler doluyor taşıyor, camiye gitmeyenler bile bu görüntüyü memnuniyetle izliyor.
Hiç namaz kılıyor, oruç tutuyor diye kınanan var mı?
Bilakis, o ibadetleri yapmayan vatandaşların birçoğu belki de
"Allah bize de nasip etsin" diye dua ediyor.
Ama bu sade, saf, temiz, laik Müslümanların dışında bir de istirmacılar var.
Onların bir bölümü Refah Partisi'ndeydiler ve o partinin kapanmasına neden oldular.
Nu diyordu onlar:
"Bizden olmayan patates dinindendir... Herkesin hukuku kendine... Sizin demokrasiniz sizin olsun, bize şeriat yeter... Herkes inancına göre yaşasın... Demokrasi demek İslam demektir... Müslümansan Müslüman gibi giyinmelisin... Adil düzen kurulacak. Geçiş sert mi olacak, yumuşak mı olacak, tatlı mı olacak, kanlı mı olacak... Bu düzen değişmeli. Müslümanlar içindeki hırsı, kini, nefreti eksik etmesin..."İşte bunlar, dini siyasete alet edenler, rejimi değiştirmek isteyenler, bunun için kışkırtmacılık, bölücülük yapanlar; onlara ne oldu? Yok mu oldular?
Belki Fazilet'in içinde de onların uzantıları vardır, ama bugün ekseriyeti sorumluluk duygusu içinde olan FP'li yöneticilerden çekindikleri için, belki de gerçek Müslüman çoğunluğun gazabından korktukları için artık pek de niyetlerini aleniyete dökemiyorlar.
* * *
ABD'deki laiklik gözlüğüyle Türkiye'yi görmek isteyen Kutan, herhalde ABD'nin etrafında rejim ihracı iddiasında olan bir İran, bir Afganistan, bir Cezayir olmadığını da görmüştür.
Herhalde ABD'de şeriat devleti istekli insanlar olmadığını, böyle bir şeyin Washington'da kimsenin aklından geçmediğini, köktendinci Hıristiyan ABD'lilerin devleti ele geçirme gayreti ile çalışır olmadığının da farkına varmıştır.
Bazı fanatiklerin Türkiye'deki gibi kıyıma kadar varan din ve mezhep kavgalarının içinde veya körükleyicisi olmadığını da süre kısa da olsa izlemiştir.
* * *
FP, İslam'ı kendi inhisarına alan değil, İslam'ın tüm milletin dini olduğunu kabul eden parti olduğunu göstermeli.
Dine, dindara, Müslüman'a baskı deyince, laiklik söz konusu olunca FP'nin aklına hep türban geliyor.
Oysa ana muhalefet partisine, onun ön saftaki bazı sözcülerine sanki başka ülke ve dünya sorunlarından FP'nin haberi yokmuş gibi yalnız
"türban türban" diye tuturmak yakışmıyor. Bu FP'yi, ülkenin gerçek sorunlarından ve dünyadan habersiz olmasa bile, ilgisiz gösteriyor.
Kutan ve FP'lilerin dün ABD'nin insan haklarından sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Harold Koh'a türban konusunda şikayetçi olmaları ilginçti. Ama Koh'un verdiği cevap çok daha anlamlı ve ilginç oldu:
"Bu konuyu anlamak için Türk olmak lazım."Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr