Doğan Heper
YAPILAN fazilet mücadelesidir.
Bunda onur madalyası alanlar oldu.
Sınıfta kalanlar oldu.
İzmir DYP milletvekilleri bu mücadelede siyasi tarihe iftihar edilecek cümlelerle geçecekler.
* * *
TÜRKİYE'nin içine düştüğü kaosun baş sorumlusu Çiller olabilir.
Ama onu ayakta alkışlayan, onu yanlışa sevk eden, teşvik eden milletvekillerinin, DYP'li bakanların hiç mi sorumluluğu yok?
Var.
Hem de en aşağı Çiller kadar.
Mesut Yılmaz güvenoyu alsa da, almasa da bu böyle. Bu hüküm değişmez, değişemez.
Nerede çağdaş Türkiye'den yana olan entellektüel milletvekilleri? Özellikle de İstanbul milletvekilleri nerede?.. Ve diğerleri...
İstanbul'un, aydın DYP'li milletvekillerini aşırılıklara teslim olsunlar diye mi seçti bu İstanbul'lu...
Bu gafletin ülkeyi getirdiği felaket noktası bugün aşılmaya çalışılıyor, ama o noktaya gelişte Çiller'e destek olanların sorumluluğu basite alınamaz.
Siyasi tarih içinde bulunduğumuz günlerin muhasebesini yaptığında kendilerini Çiller'e ve dolayısıyla RP'ye teslim etmiş milletvekillerine de gereken satırları ayıracaktır.
İstanbul milletvekilleri bizim yörenin milletvekilleri olduğu için üzerinde özellikle bir vatandaş, bir seçmen olarak duruyoruz.
DYP'li onbir İstanbul milletvekilinden dördü kaosu önleme gayretiyle partiden, biri de bakanlıktan istifa etti. Necdet Menzir, Yıldırım Aktuna, Cefi Kamhi, Tekin Enerem ve Bahattin Yücel...
Onlar aydın sorumluluğunun, ülke severliğin gereğini yaptılar.
Peki, Avrupa Birliği savunucusu, Dışişleri Komisyonu Başkanı menfaat değil de memleket için DYP'ye giren genç Sedat Aloğlu başta olmak üzere Hayri Kozakçıoğlu, Tayyar Altıkulaç, Namık Kemal Zeybek acaba durum karşısında ne düşünüyorlar?
* * *
HANİ üç liderin 282 imzalı deklarasyonu ne oldu?
Cumhurbaşkanı bu deklarasyona itibar etseydi yanlış yapmış olmayacak mıydı?
İşte 282 üç günde bitti. Şimdi nasıl savunacak üç lider 282'yi, o imzaları?
Hani Meclis'ten iki 282 çıkmazdı? O nedenle görev Çiller'e verilmeliydi.
Baskıyla, milletvekili iradesine ipotek koyarak sonuç alınamayacağı çabuk anlaşıldı.
Benzer konularda olduğu gibi bu konuda da ciddiyet yok.
Önce RP'yi yerin dibine batır, sonra iktidara taşı.
Önce DYP liderini Yüce Divan'lık et, sonra akla ve ortak ol.
Ama şimdi bir de bakıyorsunuz yeni bir dönüşle RP Genel Başkan Yardımcısı'ndan Çiller'e veryansın:
"Çiller başbakanlık sevdasından vazgeçsin."
Yani bir öyle, bir böyle...
* * *
DYP Genel Sekreteri Tekinel istifa edenler için kalkmış
"Birkaç kuru yaprak" diyor.
"Çürük yumurta" diyenler de var.
Peki bu milletvekilleri DYP'de, RP'de iken şanlı şerefli de, istifa edince mi çürük yumurta...
DYP Genel Başkan Yardımcısı Paçacı da
"İstifa edenler bana utanç veriyor" diye konuşuyor.
Ya birileri de çıkıp:
"İstifa etmeyenler utanç veriyor" derse...
Genelkurmay Başkanı'na
"Bana imkan tanıyın, azınlık hükümeti kurayım" diyen Çiller, ama meydanlara çıkınca
"Bir generalin oyunun bir köylünün oyundan ne farkı var?" diye laf atan da Çiller.
Bu nasıl ciddiyet, nasıl samimiyet, nasıl çifte standart?
Neyse sonuna geldik gibi...
Yazara EmailD.Heper@milliyet.com.tr