2000 yılı bütçesinin hedefleri belli oldu.
14 katrilyonluk bütçe açığından en çok etkilenenler dargelirliler, başta da memurlar.
Sorumlular:
"Bu bütçe, ülke ekonomisinin koşulları göz önünde bulundurularak hazırlanmıştır" diyor.
Bu belki doğru, ama ya dargelirlinin içinde bulunduğu koşullar?
* * *
HÜKÜMET 2000 yılı için memur maaş zammını yüzde yirmi beş olarak açıkladı.
İlk altı ayda yüzde on beş, ikinci altı ayda yüzde on.
Bir de ek durum kabul edildi. İlk altı ay sonunda tüketici fiyat endeksinin artış oranı yüzde on beşi geçerse memura verilecek zam enflasyon seviyesine çıkarılacak, üzerine de iki puan konulacak.
Bugünkü maaşlarla insan gibi geçinmenin mümkün olabileceğini kabul etmek için Türkiye'de yaşamamak gerekir.
* * *
TÜRKİYE'de her şeyden önce vatandaş yönetimin ilan ettiği enflasyon rakamlarına inanmıyor.
Örneğin bugün enflasyon oranı yüzde 65 deniyor, oysa çarşı pazarda bu rakam yüzde 90'lara varıyor. Peki bir yılda bu enflasyon yüzde 25'e nasıl çekilebilecek? Gerçekçi mi bu?
Önceki gün;
"Balık akını var, balık bollaştı, fiyatlar çok düştü" diye bir haber vardı ve bir tek lüferin fiyatının üç milyon lira olduğu bildiriliyordu. Yani artık tek bir lüfer üç milyon lira olduğu zaman ona ucuz deniliyor.
Peynir, zeytin fakirin gıdası idi; fiyatları kaça çıktı, yüzde on beş zam yapanlar biliyor mu?
Bırakın çarşı pazarı gelin petrole, bir yıllık fiyat artışı yüzde 130'ları buluyor.
İlan ettiği enflasyon rakamlarına yönetim de inanmıyor ki, yüzde 125 ile borçlanıyor.
* * *
"MEMURU enflasyona ezdirmeyeceğiz."Bu güzel bir cümle, ama çocuklara anlatılan masallardaki cümlelere benzemiyor mu?
Temmuz ayından itibaren asgari ücretliye yüzde 20.8, memurlara ortalama yüzde 20.4 zam yapan hükümet aynı dönemde benzin fiyatlarını yüzde 55 artırdı.
Tekel ürünlerine yüzde 20 ile 33 arasında zam yapılırken temel tüketim maddelerinde de yüzde 25'ler düzeyinde artış oldu.
Türk - İş araştırma uzmanı Enis Bağdadioğlu tarafından yapılan araştırmaya göre, mevcut asgari ücretle çalışan bir işçi, 1 kg ekmek alabilmek için 1 Ocak 1999'da 52 dakika çalışırken, eylül ayında bu süre 1 saat 9 dakikaya çıktı.
Asgari ücretli bir işçi 1 kg et alabilmek için 1 Ocak'ta 7 saat 32 dakika çalışırken, eylül ayında 8 saat 24 dakika; 1 kg peynir alabilmek için 1 Ocak'ta 4 saat 34 dakika, eylül ayında 5 saat 14 dakika emek harcamak durumunda.
* * *
HER şeyin başı adalet. Fedakarlıkta da adalet varsa ona katlanmak acı vermez.
Onun için Ankara'nın aldığı ekonomik kararların adil ve inandırıcı olması gerekiyor.
Açık, şeffaf, güven verici olması gerekiyor.
Herkes biliyor ki, mevcut enflasyonla Türkiye bir yere varamaz.
Aralarında olmak istediğimiz Avrupa ülkelerinde enflasyon ancak yüzde ikiye, bizde yüzde 65 - 70'lere varıyorsa, bu böyle gidemez...
Tabii ki istikrar tedbirleri kaçınılmaz, ama onda da adalet gözetilmeli, yani herkesten gücü kadar fedakarlık istenmek gerekiyor...
Bugün bu denge gözetiliyor mu?
Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr