Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Erbakan FP kongresi için "Galip de yok, mağlup da" diyor.
Kongredeki 633'e karşı 521 oy, "galip sayılır bu yolda mağlup" sözüne uyuyor.
FP kongre delegeleri diğer bazı siyasi partilerdekilerden daha çok değişime yatkın insanlar olduklarını gösterdiler.
MNP, MSP, RP ile İslami kesime siyasi kimlik, şahsiyet kazandıran, o kesimi göz ardı edilemez bir güç haline getiren, iktidar yapan Erbakan'a bile hayır diyen kongre delegelerinin aşağı yukarı yarısını temsil eden 521 oyun yorumu başka nasıl yapılabilir?
Erbakan, "Galip de yok, mağlup da" dese de bu böyle...
* * *
KUTAN'ı ve arkadaşlarını, yani gelenekçileri galip yapan oyları değil de, Gül ve arkadaşlarına verilen oyları dikkate almak, o oyların ışığında geleceği görmeye çalışmak, gelenekçilere haksızlık sayılmaz mı?
Gül'ün oyları Erbakan'ın karizmatik ve tarihsel ağırlığına karşı kazanılmış olmasaydı bu eleştiri doğru olabilirdi. Ama şimdiye kadar partide karşı çıkılamamış bir Erbakan'a karşı alınan bu yüksek oy oranının ne ifade ettiği başka nasıl izah edilebilir?
İşin özeti belki de şu: Karizmatik liderler dönemi; Demirel'in cumhurbaşkanlığını bırakmasıyla, Erbakan'ın da yenilikçilere kaptırdığı oylarla sona eriyor gibi görünüyor.
* * *
ÖYLEYSE Kutan'ın temsil ettiği FP dönemi bitiyor demektir. Peki gelişme ne yönde olur?
İslamcı kesimin son siyasi resmi oluşumu FP'de artık MNP, MSP ve RP çizgisinin sürmesi beklenemez.
633'e karşı 521 oy alan bir grubun bir partide sessiz kalması eşyanın tabiatına aykırı olacaktır.
Şimdi ya gelenekçiler yenilikçilere yakınlaşır, onların görüşlerinin de hayata geçirilmesine yeşil ışık yakar. Ya da doğacak rahatsızlık bir olağanüstü kongrede yenilikçilere partide iktidarın kapılarını açar, ama tüzük değişikliğinin bunu imkansıza yakın zorlaştırdığı anlaşılıyor.
Bir ihtimal de şu: Anayasa Mahkemesi eğer FP'nin kapatılmasına karar verirse yenilikçiler onun yerine kurulacak yeni partinin sahibi olabilir.
Tüm bu ihtimaller gerçekleşmezse son bir ihtimal gündeme gelebilir. Nasıl Türkiye'de merkez sol ve merkez sağ bölünmüşlerse, ikişer parti tarafından temsil ediliyorlarsa, İslamcı kesim de iki partiye ayrılabilir.
* * *
YENİLİKÇİLİK önemli ama yeni bir şeyler söylemek daha önemli.
Abdullah Gül dün Milliyet'te "Problemimiz statükoyu değiştirmek, hayatın gerçekleri karşısında partimizi hazırlamaktır" diyor.
Bu sözler de gösteriyor ki; bugünlerde yenilikçilere önemli bir görev düşüyor.
Bir bildiri halinde ve açık seçik, FP'ye nasıl bir yeni kimlik biçtiklerini, siyasi yelpazede yer düşündüklerini, Türkiye'nin önemli sorunları için ne gibi çözümler planladıklarını, toplumsal uzlaşma için nasıl bir yol izleyeceklerini açıklamaları...
14 Mayıs'tan bu yana, İslami kesimde ve onları temsil eden FP'de değişim kaçınılmaz gibi görünüyor.


Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr