Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

"GENSORU" yani hükümetin düşme tehlikesi ve "erken seçim" derken fırsat bu fırsat milletvekili transferleri de başladı.
Şinasi Altıner, Mehmet Köstepen, Gencay Gürün, Cemal Alişan ve Muzaffer Arıkan partilerinden ayrıldılar.
Peki neden bu ana kadar beklediler?
Bunu Çiller'e muhalefetiyle de tanınan ama yeniden DYP'ye geçen Cemal Alişan özetle şöyle izah ediyor:
"Ülkemizin içinde bulunduğu siyasi istikrarsızlık ve yarını görememe karşısında milletimizin paylaştığı karamsarlıktan kurtulmak amacıyla bir anlamda yuvaya dönüş olarak kabul ettiğim DYP'ye katılıyorum."
"Seçim kapıda, seçilme şansı nerede daha güçlüyse oraya gitmekte yarar var", demek daha doğru olmaz mı?
Nedense benzer durum, mesela daha yeni seçimden çıkan Almanya'da seçim öncesi de seçim sonrası da görülmedi.
Vatan haini Alman milletvekilleri ülkenin menfaati için nedense transfer yapmıyorlar(!).
Bizde son seçimden sonrasını düşünün, transferlerle bir koca iktidar ortağı parti kurmayı bile başarmıştık. DTP böyle doğmadı mı?
Bu neyi gösteriyor? Birçok siyasimizin ilkesizliğini.
Türkiye, potansiyeline paralel noktalara yükselemiyorsa işte bu yüzdendir.
28 Şubat'lar işte bu yüzdendir.
* * *
HAYDİ, bu olaylar kısmidir, tümü kapsamaz diyebilirsiniz. Peki ya şu yangından mal kaçırırmış gibi milletvekilerine ve ailelerine özel sağlık sigortası sağlamak için girişilen teşebbüse ne demeli?
Milletvekillerimizin sağlık, tedavi giderlerini devlet ödüyor. Yurtdışı tedavi ücretlerinin yüzde 90'ını da devlet veriyor. Milletvekillerinin sağlık harcamaları son on ayda on trilyon liraya varıyor.
Bu, Türkiye'nin en büyük sosyal güvenlik kurumu olan Emekli Sandığı'nın tüm üyelerinin yıllık sağlık giderlerinin 45 katına denk geliyor.
İşte şimdi Meclis giderayak, eski yeni tüm üyelerine ve ailelerine bir sağlık avantajı daha sağlamak için kolları sıvamış bulunuyor.
Milletvekillerinin, özel sağlık sigortası yoluyla da tedavi olabilmelerine olanak veren öneri partiler arası işbirliği ile; FP, ANAP, DYP, DSP ve CHP'li üyelerin imzasıyla TBMM Başkanlığı'na sunuldu. Çok önemli konularda uzlaşamayan milletvekilleri, çıkarlarıyla ilgili bir konu olunca hemen anlaşabiliyor.
Eğer imtiyazlı bir grup yaratılmak istenmiyorsa, milletvekillerinin sağlık sorunları da Emekli Sandığı üyeleri gibi çözümlenmeli. Adalete uygun olan buyken, Meclis'in giderayak bir de özel sigorta avantajını sağlamaya kalkması haklı sayılabilir mi?

SENARYO çok.
Ama şartlar belli. Türkiye olağanüstü bir dönemden geçiyor.
Global kriz var.
Apo sorunu var.
Erken seçim var.
28 Şubat süreci var.
Tüm bunlar dikkate alındığında Türkiye'nin lükse tahammülü olmadığı görülüyor.
Düşünen akıl için yol birdir.
O yolun önünü açan da FP oldu.
Ne diyor Fazilet Partisi:
"En büyük parti biziz, ama hükümet kurma görevi bize verilmezse neden verilmedi demeyiz. Durum kritik, Cumhurbaşkanı'nın takdirine razıyız."
O zaman yapılacak olan belli, fazla senaryoya gerek yok.
Herhalde Sayın Cumhurbaşkanı çağıracak liderleri, alacak rızalarını, hepsinin bakan vereceği bir "uzlaşma hükümeti" kuracak.
Peki, başbakan kim olacak? Önemli değil.
Tabii bu senaryoyu bozabilecek tek bir başka senaryo var.
O da Yılmaz hükümetinin çarşamba günü düşürülmemesi...
Olur mu?
Burası Türkiye her şey olur.




Yazara E-Posta: d.heper@milliyet.com.tr