Uzun süredir özlenen bir şekilde, medya tüme yakınıyla önemli bir konuda çok ağırbaşlı hareket ediyor.
Duyguları gıcıklayan, tahrik eden yok.
Konu ortaya "Öcalan asılsın mı, asılmasın mı?" diye konuluyor.
Ve bu soruya cevap teşkil edebilecek çeşitli köşe yazılarındaki satırlara baktığınızda genellikle "daha yargı sürecinin bitmediğinin" vurgulandığı görülüyor. Sonra da duygulardan çok Türkiye'nin ülke ve bireyleri itibariyle çıkarlarını göz önüne alan tercihler sergileniyor. Duygu sömürüsü yapana neredeyse hiç rastlanmıyor.
Oysa kamuoyuna, hepimize hakim olan, çok haklı olarak duygusallık.
Ama medya, duygu ile mantığın karşılaştığı ülke çıkarları arenasında adeta ikisinin sentezini yaparak bugün önemli bir rol oynuyor.
* * *
BU arada "Aptal dostunuz olacağına akıllı düşmanınız olsun" sözünü hatırlamamak da imkansız. O sözün haklılığı bugün daha iyi anlaşılıyor.
Özellikle İtalyan yönetiminin aptalca tutumu bunu doğruluyor.
O İtalyanlar ki şimdi saçma sapan gerekçelerle savundukları Apo'yu kendi ülkelerindeyken korumakta, barındırmakta gösterdikleri aczi unutmuş gibi görünüyorlar. Eğer İtalyanlar Apo'nun dostuysa onu ülkelerinden kovarak bir bakıma ölüme yolladıklarını düşünmediler mi? Onu kovanla, şimdi savunan nasıl aynı İtalya olabilir?
O İtalyanlar ki, Türkiye'deki, dünyayı şaşırtan o adil mahkemeyi görmezden gelip Türk yargılama sistemini karalamaya hangi gerekçelerle kalkışabilirler?
O İtalyanlar ki, Amerika'da daha önceki gün iki ölüm cezasının birden infazını görmezden gelip Türkiye'de henüz sonuçlanmamış Apo yargılamasını adeta infaz yapılmışçasına nasıl gaddarca eleştirebilirler?
Avrupa'nın elindeki şantaj malzemesini İtalya bayrak yapmış, sallayıp duruyor:
"AB'ye giremezsiniz."
AB eşitlik üzerine kuruludur, tabilik üzerine değil.
Üstelik Başbakan Ecevit'in de dediği gibi, AB zaten bizi adaylığa bile kabul etmiş değil ki.
* * *
HERKESİN serinkanlı düşünmesi gerekiyor.
İdam adli bir karardır. Yargılama böyle sonuçlanırsa idamı uygulayıp uygulamamak bir siyasi kararla olacaktır.
Ama sonucu, siyasi kararı etkileyecek olan Türkiye'nin çıkarlarıdır. Türkiye'nin bütünlüğü, huzuru, kan dökülmesinin son bulmasıdır. Türkiye'nin dünya ile bütünleşme imkanına kavuşma ihtimalidir.
Bunların sağlanmasında "İmralı'daki Apo"nun ve takımının rolü olacak mıdır?
Dağdan inmeler, teslim olmalar ne zaman başlayacak?
Yoksa son bir - iki günde olduğu gibi, terör durma yerine, hızlanacak mı?
Avrupa'nın Türkiye'nin huzura kavuşmasındaki katkısı ne olacak?
Türkiye'nin AB adaylığı şantaj konusu olmaktan çıkıp konuşulabilir hale gelecek mi?
Tüm bunlar siyasi kararı herhalde etkileyecektir.
Önümüzde daha zaman var.
Her şey Türkiye için.
Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr