Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


ABD Irak'ı Türkiye'den bombalıyor.
Irak Filistinlilerle, İsrail arasında yeniden şiddetlenen çatışmalar sırasında kuvvet kullanabileceğini açıklayan Arap ülkesi oldu.
Saddam, Körfez Savaşı'nın 10. yıldönümünde yaptığı konuşmada "İsrail'i 6 ay dur durak bilmeden bombalayabileceğini" ilan etti.
Dünyanın İsrail - Filistin arasındaki çatışmaları durdurmak için gayret sarf ettiği, itidal tavsiyelerinde bulunduğu bir dönemde Saddam'ın hareketi herkesten önce ABD'yi rahatsız etti.
Bu nedenle de, Bush ve Blair dün yaptıkları ortak açıklamada; Bağdat'a yaptırımların daha da sertleşeceğini, Saddam'a en etkili şekilde cevap verileceğini belirtiyorlardı.

Bağdat'ta düzenlenen gösteriler de ateşe benzin dökmek gibiydi.
İsrail'e karşı "cihat" ilanı dahil her türlü çağrıyı yapan Saddam, Bağdat'ın en büyük meydanında 1991'deki Körfez Savaşı'ndan beri en görkemli gösteriyi düzenledi.
Saddam'a göre, aralarında 2 milyon kadının bulunduğu 6.6 milyon Iraklı kampanyaya katılıp İsrail'e karşı dövüşmek için eğitim çalışmalarına gönüllü oldu.

ABD bu meydan okumalara ilgisiz kalabilir miydi?
İsrail'in koruyucu meleği Washington onu böyle bir tehlikeyle karşı karşıya bırakmaya razı olabilir miydi?
Önce güneyden, sonra kuzeyden bombalama başladı.
Bu Saddam'a "otur oturduğun yerde" ihtarıydı.
Durum, Irak'la ilişkilerini canlandırmak ve geliştirmek isteyen, Türkiye için yeni zorlukların habercisi oldu. Washington Ankara'nın en önemli müttefikidir. Bu nedenle de Türkiye aşağı tükürse sakal, yukarı tükürse bıyık konumunda kaldı. Hem de ABD'ye en çok ihtiyacı olduğu bir ekonomik kriz döneminde.

Güneyden kalkan uçaklarla yapılan ilk bombalamadan haberdar edilmemesi nedeniyle Ankara Washington'a sitemde bulunmuştu.
Oysa önceki gün tekrarlanan bombalamada harekata katılan uçaklar İncirlik'ten kalktığı halde Ankara'ya yine önceden haber verilmedi, izin alınmadı.
Bu konuda Washington ile Ankara arasında güvensizlikten söz edilebilir.
Bu, sonuçta Bağdat'ı kazanalım derken Washington'la kırgınlık anlamına geliyorsa çok tehlikelidir.
Ama, İncirlik'ten kalkan bombardıman uçakları için Ankara'dan izin istenmemiş olmasında, önceden haber verilmemiş olmasında bir bakıma hayır da vardır.
Eğer ABD, Ankara'ya sorsaydı, Ankara "bombalama" mı diyecekti?

Bush ve Blair'in dünkü tehditleri, ABD bombardımanı, sertlik yanlısı Şaron'un İsrail'de başbakan olması, kabul etseler de, etmeseler de Perez'e Dışişleri, Barak'a da Savunma Bakanlığı'nın teklif edilmesi Ortadoğu'nun iyice karışacağının göstergesiyse, Türkiye için gelecek günler daha da güç olacak demektir.
Üstelik içeride siyasi ve ekonomik bir kaos yaşanırken.