Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


İbrahim kardeşim gibiydi.
Sekiz yıldır Milliyet ailesi içinde biraradaydık.
Benim başka gazete deneyimim olmadı.
O nedenle aile deyince Milliyet benim için o kavramın içine giriyor.
Ama biliyorum ki Milliyet'teki herkes de kendini o geniş ailenin mensubu adddediyor. İşte o geniş ailede çalışkan, sorumluluk sahibi, birleştirici, uzlaştırıcı, saygın bir kardeşe sahiptik. İbrahim Sezer.
Onu kaybettik.
Hiç unutmayacağız.
* * *

İslam'da reform olacak mı?

Dünyevi lider Demirel uhrevi konuya el atınca, işler karıştı.
Dinde reform olur mu, daha doğrusu İslam'da reform olur mu?
Veya; İslam'ın bazı noktalarda günümüzün ihtiyaçlarına cevap verip vermediği tartışması yapılmalı mı?
Demirel konuyu ortaya attı, deprem yarattı.
Cumhurbaşkanı özetle ne diyor:
"Kuran'daki 230 ayetin yerine pozitif hukuk var.
İslam, dünya ahvalini tanzim etmiştir. Bunu tanzim ederken bir kısım hususların devlet tarafından, birtakım hususların da kişiler tarafından yapılmasını öngörmüş ve neticede yanlış hareketlere cezalar getirmiştir. Cumhuriyet'le birlikte ise bunların bir kısmını yeni kanunlarla tanzim etmek zarureti doğmuştur. Ancak böyle olması, İslam'ı, bir kişinin Müslüman olmasını değiştiren şeyler değildir. Zaten devir değişince ahkam da değişiyor.
Zaman değişmiştir. Bu Mecelle kaidesidir. Sonra din, Müslüman olma şartlarını, diğer kurallara bağlamış değildir. Yani, din Kuran'ın bütün kurallarına uyulmasını ister, fakat bu kurallardan bir kısmına uyulmuyorsa - ki bunların bir kısmına modern hayatta uyulmuyorsa - din onu dinsizlik, yani İslam dışı saymıyor. Oradan günah doğuyorsa o günahı affetmek Allah'ın işi. Veya günah halinde telakki etmek yine Allah'ın işi."
Cumhurbaşkanı, bir taraftan pozitif hukukun, bir taraftan da vahiy yoluyla gelmiş olan Kuran'daki hukuk kurallarının bir arada var olabilmesini mümkün görüyor mu?
Demirel, "Mümkün değildir" dedikten sonra ekliyor: "Tek hukukluluk dışında bir yol olamaz."
* * *
BU sözler iki çeşit tepki doğurdu.
Önce; "Demirel korumakla görevli olduğu düzeni kaşımamalı, korumalı" diyenlerin tepkisi.
İkincisi din bilginlerinin tepkisi.
Onların da bir bölümü Demirel'in önerilerine karşı çıktı, bir bölümü destekledi.
Diyanet İşleri eski Başkanı Lütfi Doğan: "Kuran her şeyin üstündedir. Her çağa ışık tutmaktadır."
Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk: "Kuran - ı Kerim'in bazı ayetlerini dışlayarak yapılacak bir dini yenilik içinde yer almam."
Prof. Dr. Hayrettin Karaman: "Herhangi bir ayeti değiştirmek caiz değildir. Değil 230 ayet 2 ayetin bile hükmü askıya alınamaz."
Prof. Dr. Hüseyin Hatemi: "Kuran evrenseldir, tabii hukukla çelişen hiçbir ayeti yoktur."
* * *
PROF. Dr. Süleyman Ateş: "Cumhurbaşkanı milletin büyük bölümünün düşüncelerine tercüman olmuştur. Kişi Kuran'ın hükümlerinden bazılarına uymayabilir, ama bunları inkar etmiyorsa sadece günahkardır."
Prof. Dr. Mehmet Aydın: "Cumhurbaşkanı'nın önerisi kavram kargaşasını, düşünce bulanıklığını gidermek için yararlı bir çalışma oldu."
Prof. Dr. Hasan Onat: "Kuran hukuk kitabı olmadığına göre hükümlerini hukuk hükümleri olarak algılamak da doğru değildir. Din alanında yeniden yapılanma kaçınılmaz."
Prof. Dr. Ethem Ruhi Fığlalı: "Demirel'in İslam'da reform öngörüsü kaçınılmaz..."
* * *
İSLAM'da reform ihtiyacını ifade etmek Cumhurbaşkanı'nın işi midir?
Dört dörtlük bir hazırlık olmadan, din alimlerinin pek çoğunun katılımı sağlanmadan, bir çalışmayı olgunlaşmadan açıklamak doğru mudur?
Bu konuda daha pek çok soru akla gelebilir.
Ama şu da söylenemez mi?
Böyle bir ihtiyaç varsa, ki olduğu görülüyor.
Birinin bu ihtiyacı seslendirmesi gerekirdi, onu da Cumhurbaşkanı yapmıştır.
Şimdi önemli olan din bilginlerinin bu tartışmayı bir sonuca bağlamısıdır.


Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr