Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       İSTİKRAR ve etkinlik için güçlü hükümetler, güçlü hükümetler için koalisyonlardan kurtulmak, koalisyonlardan kurtulmak için seçim sisteminde değişiklik gerekli dedikçe, hemen cevap gelir:
"Koalisyonlara alışalım. Pek çok ülke koalisyonlarla yönetiliyor."
Ve bu cevaplara bizim bugünkü durumumuz da eklenir, iktidar kendi koalisyonunu örnek gösterip, sistemi metheder:
"İşte bugün Türkiye'de koalisyon var. Hem de azınlık koalisyonu. Biz ortaklar gül gibi geçiniyoruz. Bu koalisyon Türkiye'nin en uyumlu hükümetini meydana getiriyor. Bakın hiç ihtilafımız var mı?"
İşte; koalisyon savunucularına, mevcut seçim sisteminin savunucularına, işte partilerin bölünmüşlüğünü savunanlara son durum:
DTP koalisyonu tutmuş bir yana çekiyor. Ecevit tutmuş başka bir yana, dış destek Baykal bambaşka bir yana. Böyle koalisyondan hayır gelir mi?
Koalisyonun baş mimarı Ecevit'in önceki günkü açık, gizli, ne niyetle söylenmiş olursa olsun şu sözü tarihe geçti:
"Altı ay heba olmasın, kasımda seçim yapalım."
Eğer uyumlu koalisyon buysa, uyumsuzu nasıl olur?
Türkiye'ye yazık oluyor. Çürük sistemin üzerine sağlam bir ülke inşa etmek hayal. Gelin 65 milyonu, bu koca ülkeyi daha fazla oyalamayın, oturun, sistemi tartışın ve değiştirin.
* * *
BU kargaşa arasında vatandaş kendi başının çaresine bakıyor.
Geçen gün; Edirne İdare Mahkemesi'nin kararının devrim mahiyetinde olduğundan söz ettik. Ergene Nehri'nin kirlenmesine göz yumduğu için, 6 vatandaş Çevre Bakanlığı'nı 12 milyar lira tazminat ödemeye mahkum ettirdi.
Dün de Kızılay mahkum oldu. Hasta bebeğe AIDS'li kan veren Kızılay'ı mahkeme, 30 milyar lira tazminat ödemeye mahkum etti. Davayı açan ana - babayı kutlamak gerek. Haksızlığa, hataya, ihmale karşı vatandaş artık susmuyor.
İşte iki örnek. Edirne ve Kızılay davası.
* * *
İSTANBUL'da önceki gün bir yangın vardı.
Zeytinburnu'nda beş katlı bir apartmanın alt katındaki sünger yatak imalathanesinde yangın çıktı.
Koca apartman bir anda kül oldu ve üç küçük kardeş yanarak öldü.
İtfaiye sorumlusu; "İtfaiye 11 dakikada geldi" diyor, semt halkı "45 dakikada geldi" diye iddia ediyor.
İtfaiye müdürü dakika tartışması yapacağına, apartman altında sünger yatak imalathanesi olur mu, ona cevap vermeli.
Sünger kolay yanan, parlayan bir madde, imalathanede yapıştırıcılar da var, tiner gibi maddeler de var. Böyle tehlikeli bir imalathaneye kim, evler arasında, apartman altında çalışma izini veriyor?
Bu izinde, rüşvet ihtimali vardır. İzin yoksa, izinsiz çalışıyorsa o zaman yine ya rüşvet ya da ihmal, göz yumma, kayırma vardır. Nereden bakarsanız bakın bu faciada idarenin sorumluluğu söz konusu.
Öyleyse tüm apartman sakinleri, çocuklarını kaybedenler, orada bu imalathaneye göz yuman sorumlu resmi kuruluşları hemen dava etmeli.
Ergeneli çiftçiler, Kızılay'dan kan alan aile gibi...
* * *
ŞEHİRLERİ yaşanamaz yapan, depremde hemen yıkılacak entipüften binalara onay veren, gecekondulara göz yuman, yangınlara, patlamalara, her türlü krililiğe yol açacak işyerlerinin şehrin göbeğinde, evler arasında ticaret yapmasına engel olmayan, denetlemeyen yerel yönetimler, tüm kötü sonuçların sorumlusudur.
Vatandaş, hakkını ara!..



Yazara E-Posta: D.Heper@milliyet.com.tr