Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


"Diyarbakır ağladı", "Gaffar kazandı", "İlk kez halk töreni", "Halk sevgisi", "Yürekler yandı", "Diyarbakır ayağa kalktı".
Gazetelerin dünkü başlıkları böyleydi.
Ve Gaffar Okkan gazetelerdeki bu başlıklar okunurken toprağa verildi.
Olay Türkiye'de bir ilktir.
Ve bir dönüm noktasıdır.
Bir başlangıçtır.
Güvenlik güçlerinin yıllarca uğraşarak sağladığı huzuru bozmak isteyenlere karşı, huzura susamışların başkaldırışıdır.
Kökeni ne olursa olsun halkın, sade vatandaşların tepkisidir.
Cenaze törenlerindeki gözyaşı, huzuru dinamitlemek isteyenleri boğacak en etkili silahtır.
* * *
Bundan sonra her yönetici, özellikle sorunlu bölgelerdekiler birer Gaffar Okkan olacaktır.
Rahmetli Okkan'ın bulduğu sırrı onlar da kullanmalıdır.
"Halkla beraber olmak, sevmek ve sevilmek" bu sır artık Okkan olmadan da yaşamalıdır.
Onun vücuduna sapladıkları 20 kurşunla belki de katiller onunla birlikte bu sırrı öldürmek istemişlerdir.
Onlara bu fırsat verilmemeli, özellikle Güneydoğu'da her yöneticinin bir Gaffar Okkan olduğu gösterilmelidir.
* * *
Belki de dünyada ilk kez bir suikastta 15 Kalaşnikof kullanılıyor. O yetmiyor tabancalar ateşleniyor, bombalar atılıyor.
İlk kez bir suikasttan sonra olay yerini savaş alanına çeviren 430 merminin boş kovanları toplanıyor.
Ve ilk kez bir suikastın 20 kişi tarafından gerçekleştirildiği görülüyor.
Bu, Gaffar Okkan'ın huzura hizmetinden korkunun büyüklüğünü göstermez mi?
* * *
Okkan'ın şehadeti Türkiye'nin huzur miladı da sayılabilir.
Farkında olamadığımız bir gerçek onun cenazesinde su yüzüne çıktı.
Yıllar sonra Diyarbakır'da halk bir devlet görevlisi için, bir polis için yürüdü, ağladı, slogan attı, kepenk kapattı. Bu bir mucizedir.
Bu mucize; teröre de, teröriste de, Türkiye düşmanlarına da, halk düşmanlarına da bir şey ifade etmiyor mu?

Önceki akşam TV'de Reha Muhtar'ın "Ateş Hattı"nda Ermeni sorunu tartışıldı.
Tartışmanın bir tarafında Türkler, karşı tarafında Fransız parlamenterler vardı.
Öyle anlaşılıyor ki, Ermeni soykırımı tasarısını hazırlayıp kanunlaştıran Fransızlar ne yaptıklarını pek de bilmiyorlar.
Türkiye'yi tanımıyorlar, Türkiye'yi görmemişler, hiçbir Türkle konuşmamışlar, tarihçi değiller, Türkiye'de yaşayan Ermenilerden görüş almamışlar.
Onlara en güzel cevabı İstanbul'daki Ermeni Patriği'nin danışmanı Karavet Arman verdi:
"Bugün Fransa'da Türkiye'dekinin beş katı Ermeni var.
Ama Türkiye'de 40 Ermeni kilisesi var, Fransa'da ise 20...
Türkiye'de 18 Ermeni okulu var, Fransa'da bundan çok daha az."
Bugünkü durumdan bile haberdar olmayan Fransız, yıllar önceyi yargılıyor.
Ve Türkiye tasarı kanunlaşmadan önce Karavet Arman gibileri Paris'e yollayıp Fransızlara doğru yolu gösteremiyor.