Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


KATOLİKLERE göre Meryem Ana 1917 yılında Portekiz'de Fatima kentinde üç çoban çocuğa altı kez görünüyor, üç sır veriyor.
Birinci ve İkinci Dünya savaşlarıyla ilgili ilk iki sır daha önce açıklanıyor.
Üçüncü sır ise 1943 yılında hayatta kalan üç küçükten rahibe Lucia Dossantos tarafından Vatikan'a bildiriliyor. Ancak geçtiğimiz günlerde Papa tarafından tüm dünyaya duyuruluyor.
Bu sırrın; Papa'ya Ağca tarafından yapılacak olan suikast girişimiyle ilgili olduğu açıklanıyor. Hazreti Meryem'in bu suikast girişiminin tarihini 13 Mayıs olarak verdiği de iddia ediliyor.
* * *
ÖNCE Ağca ve Papa suikastıyla ilgili bilgilerimizi tekrar edelim:
Ağca, İstanbul'da Abdi İpekçi'yi öldürdükten sonra uzun süre saklandı. Bir ihbar üzerine yakalandı. 25 Kasım 1979 günü ise yattığı İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı Kartal Maltepe Askeri Cezaevi'nden kaçtı.
Ağca, kaçıştan bir gün sonra büyük bir ihtimalle Cağaloğlu'nda yakın bir binadan Milliyet'e telefon ediyordu. Ben Yazı İşleri Müdürü olarak yazı işleri masasında arkadaşlarımla çalışıyordum.
26 Kasım 1979 saat 12.45'te masadaki telefonlardan biri çaldı.
Arkadaşımız Mehmet ahizeyi kaldırdı, dinlemeye başladı.
Karşısındaki ses:
"Ben Mehmet Ali Ağca."
Arkadaşımız şaka sandı.
"Kimsiniz, kimsiniz?"
"Ben Mehmet Ali Ağca'yım. Şimdi size bir bildiri gönderdim. Gazetenizin sırasındaki Bilge Eczanesi'nin karşısındaki posta kutusuna bakın. Bildirimi orada bulacaksınız."
Telefon aniden kapandığında Mehmet allak bullaktı. Konuşmayı heyecanla tekrarlarken "posta kutusu"nu "çöp kutusu" yapmıştı.
Hemen koşuldu, civarda bir çöp kutusu bulundu, altüst edildi. Böyle bir bildiri yoktu.
Zırrr telefon; telefonu yine Mehmet açtı.
"Ben Mehmet Ali Ağca, bildirimi aldınız mı?
Sizin gazetenin köşesinde, Bilge Eczanesi var ya... Onun önünde bir posta kutusu var. Bildirim, posta kutusunda. Bir zarfın içinde. Üstü yazısız, beyaz bir zarfta bildirim..."
Bu kez adres tamamdı. Posta kutusu operasyonu hızla tamamlandı.
Ağca'nın mektubu özetle şöyleydi:
"Milliyet Gazetesi'ne
...Papa'yı kesinlikle vuracağım, cezaevinden kaçmamın tek nedeni budur. Ayrıca kansız, sessiz ve basit bir kaçış olayını rica ederim büyütmeyin."
Ve bu mektuptan tam bir buçuk yıl sonra 13 Mayıs 1981 günü Ağca, Roma'da Papa'yı vurdu.
* * *
GELELİM Fatima mucizesine!..
Madem suikast girişimi üçüncü mucizenin konusuymuş ve Papalık tarafından 1943'ten beri biliniyormuş, bekleniyormuş, öyleyse 1981'de Ağca'nın suikast açıklamasını Milliyet'te el yazısıyla sürmanşette kullandığımız halde Papalık neden tedbir almadı? Onu izlemedi? Suikast teşebbüsü günü de 13 Mayıs olarak belli olduğu halde olayın cereyan ettiği meydanda neden sıkı önlem yoktu.
* * *
1994'te Milliyet'teki köşemde ilginç alıntılarla konuya girmişim:
Abdi İpekçi'nin katili Mehmet Ali Ağca, esrarengiz bir nedenle yine gündeme geldi.
İtalya'da çıkan La Voce gazetesinin yankılar uyandıran ve kafaları karıştıran haberine göre Ağca, Papa'yı Vatikan'daki üst düzey yetkililerden aldığı emirle vurmuş. Yani Papa'ya suikast girişimini hazırlayan Vatikan'ın kendisi.
Ve iddiaya göre amaç Papa'yı öldürmek değil, yalnızca yaralamak.
La Voce gazetesi bu haberi Abdi İpekçi cinayetinde rol aldığı iddia edilen ve Ağca'nın "Papa suikastındaki yardımcım" dediği Oral Çelik'in sözlerine dayandırıyor.
La Voce'ye göre; Oral Çelik, gizli bir yerde 24 saat İtalyan savcılar tarafından sorgulanıyor.
Bu sorgulamada Çelik, Papa suiksatıyla ilgili şunları söylüyor:
"Ağca'yı kiralayanlar, Vatikan'ın kadrosundalar ve çok üst düzeydeler."
* * *
EVET gelin bu notları bugünkü üçüncü mucize açıklamasıyla karşılaştırın ve Papa'nın Ağca'ya yaptığı cezaevi ziyaretlerini de düşünün.
"Fatima mucizesi", "Meryem Ana'nın üç sırrı" yoksa bir Vatikan senaryosu mu?


Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr